BIST 9.989
DOLAR 35,02
EURO 36,80
ALTIN 2.982,22
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Kılıçdaroğlu'ndan hükümete ağır suçlama

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin Türkiye'nin onurunu Mavi Marmara'da 20 milyon dolara sattığını ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, yeni anayasa için de hükümete çok sert sözlerle yüklendi.

Abone ol

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin iyi yönetilmediğini söyledi. Yeni anayasa teklifinde 5 AK Partili milletvekilinin tüm baskılara rağmen teklife "hayır" oyu kullandığını ileri süren Kılıçdaroğlu, Mavi Marmara'da Türkiye'nin onurunun satıldığını iddia etti.

Kemal Kılıçdaroğlu, dün Habertürk'te Fatih Altaylı'nın gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Anayasa değişikliğine karşı olmadıklarını; ancak güçlü bir parlamenter sistemden yana olduklarını belirten Kılıçdaroğlu; siyasi partiler ve seçim yasalarında köklü değişiklikler istediklerini ve buna ilişkin önerilerine TBMM Başkanlığı'na ilettiklerini söyledi. 

Başkanlık sistemine karşı olduklarını yeni anayasa çalışmalarının başından itibaren bunu açıkça söylediklerini belirten Kılıçdaroğlu, yeni anayasa düzenlemesinin İslam'a aykırı olduğunu iddia ederek şöyle konuştu:

"Kim getirdi bunu darbeciler. Kim karşı çıkıyor biz. Pek çok ülkede örneği var onları getirelim dedik evet demediler. Ayrıca biz hak ve özgürlüklerin daha da güçlenmesini istiyoruz. Güçler ayrılığı arasında ihtilaf çıktığı zaman bunu kim çözecek? En somut örneği cumhurbaşkanının tarafsızlığı. Meydan meydan gezdi. Bir parti lehine konuşamazdı. YSK'ya bildirdik. Seçime müdahale ediyor diye. YSK da benim işim değil dedi. Başka bir organa başvurduk o da benim işim değil dedi. E kimin işi bu? Bütün bunları teklif ettik kabul edilmedi. Masayı kendileri kaldırdı. Çekildik ya da vazgeçtik değil.

"İNANÇ AÇISINDAN DA DEMOKRATİK AÇIDAN DA DOĞRU DEĞİL"

Ben sayın Bahçeli ile yaptığım görüşmede anayasa değişikliğinin Türkiye için hangi felaketlere yol açacağını ifade ettim. Güçler ayrılığı ortadan kalkıyor. Türkçe söylemek gerekirse camiye, kışlaya, adliyeye siyaset girecek. Çok tehlikeli. Türkiye böyle giderse çok daha derin bir yarılmanın içine girecek. Hiçkimsenin mal ve can güvenliği kalmayacak. Bir kişi istediğini yapabilecek. Aynı zamanda cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, genelkurmay başkanı, meclis başkanı olacak. Bunlar doğru değil. Bir kişiye bu kadar yük verilmez. İnanç açısından da doğru değil, demokratik açıdan da doğru değil. İslamiyette istişare vardır. Burada öyle bir şey yok. Her şeye tek başına karar verecek. Böyle bir pozisyonu var. Dolayısıyla Türkiye'yi tam bir felakete sürükleyecek.

"KİŞİYE ENDEKSLİ DÜZENLEME TÜRKİYE'Yİ FELAKETE GÖTÜRÜR"

Bu tartışmayı mevcut cumhurbaşkanı bağlamında yapmıyorum. Sanki Erdoğan bağlamında yapılıyormuş gibi yansıtılıyor. Bundan sonraki yıllarda da devam edecek bir süreç. İleride basiretsiz bir kişi geldi, bir kişi öldü ne olacak? Yardımcısı seçimle gelen birisi değil. Seçimle gelmeyen biri Türkiye'yi mi yönetecek? Demokrasiden tamamen uzaklaşmak demektir. Bunlar tartışıldı mı? Hayır. Anayasayı değiştiriyoruz. Anayasanın değişmesi kolay değildir. Hele bu kabul edildikten sonra değişmesi çok daha zor. Kişiye endeksli düzenleme Türkiye'yi felakete götürür. Fiili durum var anayasal koşullara uygun hale getirelim diyorlar. Anayasaya aykırı bir uygulamadır.

"EGEMENLİĞİ MİLLETTEN ALIP SARAYA VERİYORUZ"

Bir partinin mutfağında anayasa hazırlanır mı? Öbür parti buna koşulsuz destek veriyorum der mi? Demez. İlk anayasa kuruluş anayasasıdır. O anayasa çok önemlidir. Birinci maddesi "Egemenlik milletindir" der. Düne kadar saraydaydı. Tek parti vardı dolayısıyla ikinci bir parti yoktu oturuldu anayasa yazıldı egemenlik millete verildi. Burada egemenliği milletten alıp saraya veriyoruz. Başa döndük. Parlamento var ne yapacak? Üstelik sayıyı 550 yetmiyor 600'e çıkaracak. Hangi yasaları çıkaracak? Yasaları çıkaracak olan cumhurbaşkanlığı kararname ile. Şimdi salt çoğunluğa gerek yok. Parlamentonun yetkisini kanun yapma yetkisi parlamentoya aittir. Rejim ne olursa olsun. Kanun yapma tekeli vardır. Siz bu tekeli veriyorsunuz. Ayrıca sayın cumhurbaşkanı Meclis'i feshetme yetkisi veriyorsunuz. 82'de 71'de olanlar da darbe sonrasıydı. O anayasaların düzeltilmesi gerektiğini söyledik zaten. Karşı çıkmadık. Nasıl olması gerektiğini de söyledik."

"KİMSE MİLLİ İRADEYİ FESH EDEMEZ"

Eğitim sistemi allak bullak olduysa 4+4+4 yüzünden. 5 milletvekili kanun teklifi verdi hiçbirisi eğitimci değildi. Ama eğitim sistemi allak bullak edildi. Bu teklif toplumda ciddi bir travma yaratıyor. Çünkü teknik altyapısı oluşturulmadığı için. Gazi Mustafa Kemal Atatürk en güçlü dönemindedir. Parlamentoya gelir anayasal düzenleme TBMM'yi feshi yetkisini verelim derler. 2 genç milletvekili çıkar hayır sizi çok seviyoruz ama kimse milli iradeyi fesh edemez der. Biz buraya milletin oylarıyla geldik derler ve o yetki verilmez. Şimdi biz o yetkiyi bu anayasa değişikliği ile veriyoruz. Yüzde 51'le seçilen cumhurbaşkanı yüzde 100'lük iradeyi fesh ediyor. Kaldı ki istediği kanun parlamentodan geçmezse ne olur? Sabah der ki parlamentoyu fesh ettim der. Başkanlık niye gitsin? Seçime gidecek

"MİLLETİN AKLIYLA ALAY ETMEK DEMEKTİR"

Sistemin kendisi sakat. CHP'li de başkan olsa ona da karşı çıkarız. Bu sistem doğru bir sistem değil. Bütün yetkiler bir kişiye verilemez. Kendisi partinin genel başkanı olacak. Gelecek parlamentoya ben tarafsız davranacağıma dair yemin ediyorum. Bir partinin genel başkanı tarafsız olabilir mi? Nasıl yemin edecek? Bu milletin aklıyla alay etmek demektir, yazık günahtır. Biz tarafsızlık üzerine yemin içmeyiz. Hiçbir siyasi partinin genel başkanı tarafsızım diyemez. O zaman nasıl oluyor da gelip yemin edecek? Bir partinin gelen başkanı anayasa mahkemesinin 15 üyesinin 12'sini atayabilecek. Nasıl oluyor bu? Bana dünyada bir örnek gösterin.

"NUMAN BEY BAZEN VİCDANININ SESİNİ DİNLİYOR"

PKK'ya en ciddi desteği veren AK Parti'dir. Suç duyurusunda bulunduk. Hiçbir savcı cesaret edip dava açamıyor. Şehir içinde bomba da yerleştiriyordu, kontrol de yapıyorlardı. Türkiye'nin bildiği gerçekler bunlar. Bütün bunların hepsi hangi terörü bitiririm diye yapıldı? En baştan barış süreci de sakat dedik. Bu yol yol değildir demiştik. Söz söylediğimiz zaman geride kalıcı bir şey olmuyor. Mektupla belgeliyoruz ki biz duymadık demesinler. Bizzat kendim götürdüm verdim. Suriye için de aynı şeyi söyledim. Numan bey bazen vicdanının sesini dinliyor. Suriye baştan yanlıştı dedi. Bizim söylediklerimizi itiraf etti. Terörü tırmandırarak referandumda anayasaya evet demenin yollarını arıyorlar. 1 Kasım seçimlerinde olduğu gibi. Ankara'da 103 kişi hayatını kaybetti. Önlemler de alınmıştı. Kimdi iktidar? Kim izin verdi bunlara? O kişiler polisin kayıtlarında vardı. Polisi serbest bıraksınlar bütün suçluları yakalarlar. Müdahale etmesinler. Ankara garında önlem alınmadı. Toplanma yeriydi. Kendileri de garda önlem almadıklarını söylediler"

"REFERANDUMDA VATANDAŞLARDAN İSTEDİĞİMİZ ŞEY ŞUDUR..."

Bahçeli düne kadar başkanlığa da onay vermiyordu. İlk 4 madde değiştirmeyiz diyordu yarın değiştirebilir. Sadece AK Parti anayasa komisyonu üyesi demedi. Cumhurbaşkanı'nın danışmanları defalarca ilk 4 maddeyi değiştirmek hedefimiz dediler. Belki bayrakla, başkent Ankara'yla sorunları var. Demokraside geldiğimiz bu nokta nedir? Hukukta, insan haklarında geldiğimiz nokta nedir? İlk 4 maddeyi kaldıracağız demek Mehmet Akif Ersoy'u tanımıyoruz demektir. İlk 4 madde bizim istiklal marşımızdır. Meclis kürsüsünden bunu söylüyorlar. Biz itiraz ediyoruz kürsüye geliyor yine aynı şeyleri söylüyor. Yarın göreceksiniz. Bunu kendileri de başlangıç diyorlar. Yarın tekrar Bahçeli'yi ikna edecekler fiili durum öyle değil bu, gelin değiştirelim diyecekler. Referandumda vatandaşlarımdan istediğim ister sağcı, solcu, liberal, dindar, milliyetçi olsun düşünerek sandığa gitmemiz lazım.

"20 MİLYON DOLARA İTİBARIMIZI SATTILAR"

Ortadoğu'nun oyun kurucusu bizdik diyorlardı. Size oyun kuruyorlar. Mavi Marmara'da 20 milyon dolara Türkiye'nin itibarını sattılar. Bizimkiler vakıf adresi verdiler para oraya gitti. Davadan tek taraflı vazgeçtik. Kendi haklarımızdan vazgeçtik. Gazze'ye herkes gidecekti. Adamlar hayır dediler.

"MECLİS'E İHANET ETTİLER"

Kendi tarihine ihanet eden, kendine ihanet eden bir Meclis düşünebiliyor musunuz? Milletvekilleri bu oylamada nasıl evet oyu kullandı anlamakta güçlük çekiyorum."