Ankara çalkalanacak. CHP hazırlık yapıyor. Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal'e ait olduğu iddia edilen ses kaydını yayınladı ve şok bir teklif yaptı.
Abone olİNTERNET HABER - Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan'a ait olduğu iddia edilen ses kaseti Ankara'da kıyametleri kopartı. "Hükümet meşruiyetini yitirmiştir" diyne Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'a da "benim sana tavsiyem helikoptere atla yurtdışına kaç, çünkü hırsızdan başbakan olmaz" diye seslendi.
CHP Meclis'teki grup toplantısında kasetleri yayınlayacağını duyurmuştu. İki haftadır grup toplantısını kaset yayın merkezine çeviren Kılıçdaroğlu bu kez çok radikal bir adım attı ve dün internete düşen Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal arasında geçen konuşmalara ait olduğu ileri sürülen o kasedi grup toplantısında yayınladı.
CEP TELEFONLARINI KAPATIN UYARISI
"Başbakan Kemal" sloganı ile Grup Genel Kurulu salonuna gelen Kılıçdaroğlu'nun konuşması öncesinde "cep telefonların kapanması ya da sessiz konuma alınması" uyarısı yapıldı.
Bugüne kadar yaptığı en sert Grup konuşmasını partililerin "Hırsız Erdoğan" sloganları arasında yapan Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle başladı:
"BUGÜN YENİ BİR GÜN"
Bugün yeni bir gün. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde de yeni bir gün. Anayasanın 1. maddesi "Türkiye Devleti bir cumhuriyettir" der. 10. madde, kanun önünde eşitlik der. Herkes dil ırk cinsiyet siyasi düşünce din ve mezhep ayrımı gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Yine anayasa hiç bir kişiye, aileye, zümreye imtiyaz tanınamaz der. Seçimle bir iktidar gelir. Halk oyuyla gelir. Başbakan olarak koltuğa oturur. Devlet olmaz devleti yönetir. Devlet, güçler ayrılığı ilkesine göre kurulmuştur. Şöyle der Başbakanlık yasası. Başbakan Bakanlar Kurulununu başkanı, bakanların ve teşkilatın en üst amiridir... Türkiye Cumhuriyeti'nin yüksek hak ve menfaatlerini korumak ve gözetmek. Yani, onurlu bir TC'nin varlığını sürdürmek. Yani toplumu bütünleştirmek.
BİR BAKAN İTİRAF ETTİ EMRİ ERDOĞAN VERDİ
Adı yolsuzluğa bulaşan 4 bakan programlarını iptal ettiler. Neden, çünkü müdahale etmeleri gerekiyordu. Kamuoyu baskısı ile 4 bakan istifa etti. Önce direndiler. Başbakan ile beraber otobüs tepesinde el kaldırdılar. Yok birbirimizden farkımız dediler. Ama sonra istifa etmek zorunda kaldı. Biri çok açık şekilde suçladı. Bu suçlamada "rüşvet ve yolsuzluk ifadelerinin bulunduğu bir operasyon sebebiyle istifa ediniz ve beni rahatlatacak bir açıklama yapınız şeklinde tarafıma baskı yapılmasını kabul etmiyorum. Bir istifa ve deklarasyon metni gönderildi. Bu iş yanlış. Çünkü onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü başbakanın talimatı ile yapılmıştır. Başbakanın istifa etmesini söylüyor milletime saygılar sunuyorum." Bir bakan yolsuzluğun kaynağı başkbakandır diye.
"BİLAL ÜZERİNDEN BANA ULAŞMAYA ÇALIŞIYORLAR" DİYORDU
Yetti mi? Başbakan bir açıklama yaptı. Oğlum Bilal'in üzerinden bana ulaşmaya çalışyorlar diye. O gün anlamamıştık. Hemen şunu yaptılar, savcıları, polisleri, emniyet müdürünü değiştirdiler. Aksaray valisini özel uçağı ile getirdi emniyet müdürü yaptı başbakan. Rıza Sarraf diye bir isim çıktı ortaya. Devletin tüm bilgilerine ulaşma kanalı açan bir Sarrap. O kadar teslim almış ki İçişleri Bakanı ben önüne yatarım diyecek kadar kendisini satmış bir adam. Bunlar bütün milletin gözü önünde oldu. Herkes biliyor bunları. Olması gereken neydi? yolsuzluk olabilir. Ama idareciler kararlılıkla gider yolsuzluğun üzerine. Biz başbakan'ın ülkede yolsuzluk mu var, sonuna kadar gideceğim demesini bekliyorduk. O zmana biz helal olsun başkbakan'a diyecektik. Ama tam tersini yaptı.
Adalet Bakanı müsteşarı Başsavcıya telefon açtı. Savcıyı görevden alacaksın dedi. Biz bunu açıkladık. Müsteşar orada kalmasın dedik. Ama sonra bir baktık ki Bakan da telefon etmiş. Yargının çöktüğünü öğrendik.
ADALET BAKANININ FEZLEKESİ ORTADA KALDI
Yetti mi yetmedi. 4 Bakanın fezlekesi geldi, günlerce bekledi sonra da geri gitti. Adalet Bakanının fezlekesini meclis de adalet bakanı da geri gönderdi. Fezleke ortada kaldı. Yetti mi? Hayır. Savcıları değiştirdiler. Değiştirdiklerini de değiştirdiler. Yetti mi? Hayır. Adli Kolluk yönetmelinğini değiştirdiler.
Babacan bizde olana yabancıların aklı ermiyor demiş. Nasıl anlasınlar. Onlar ahlaklı adamlar, yolsuzluk oldu mu istifa ediyorlar.
Senin gibi saygısız değiller ki.
ERDOĞAN İÇİN "BAŞÇALAN" DİYORDUM
Ben "başçalan" dedim Erdoğan için. O zaman beni eleştirdi bazı arkadaşlar. Ama artık anladık ki kendisi başçalan. Dün internete düşen ses kayıtları tüm gerçekleri ortaya koyuyor.
Bunları söyleyen sıradan biri değil. Benim ülkemin başbakanı. Emin olun Erdoğan'a üzülmüyorum. Üzüldüğüm onların çocukları. Yazık günah değil mi kendi çocuklarını hırsızlığına ortak etmene. Manisa'da bir bez hırsız var diye. Savcı diyor ki siz başbakan'a hakaret ediyorsunuz. O savcıya sesleniyorum. Başbakan'ın hırsızlığı devlet sırrı olmaktan çıktı.
HIRSIZLIK BABADAN OĞULA GEÇER DİYORDU
1994'lü yıllarda "ben bugüne kadar evladından hırsızlık öğrenen baba görmedim, hırsızlık babadan oğula geçer. Yönetimde üstteki yöneticiden alttakine geçer" diyordu. Bugünü anlatmış.
KRİPTOLU TELEFONU DİNLEDİLER DİYE İTİRAF EDİYOR
Diyor ki doğru değildir, montajdır diyor. Benim sesim değildir demiyor. Montajdır diyor. Kriptolu telefonlar da dinlenmiştir diye itirafta bulundu. Bu nedir? Bu konuşmaların tamamı doğru. Ben inanıyorum, Ağrı dağı ne kadar gerçekse bu tutanaklar da o kadar gerçek.
WİKİLEAKS İÇİN DAVA AÇTI MI?
Benim üzüldüğüm ona inanan yurttaşların durumu. Nasıl milletin önüne çıkıyor, nasıl milletin yüzüne bakıyorsun? Ar damarın yok mu? 2010'da WikiLeaks belgeleri yayınlandı. 2004 yılında büyükelçi "yolsuzlukların kökünü kazıyacağını söyleyerek iktidara geldi. Partiye yakın olanların anlattığına göre, bakanların yakın aile fertleri arasında ciddi çıkar ilişkisi var. Erdoğan'ın isviçre bankalarında 8 ayrı hesabı var. Halbuki Erdoğan oğlunun düğün hediyelerini diye açıklıyor" diyor. Erdoğan bunu yapanlardan hesap soracağım. Ulusal uluslararası yargı içinde çalışmalar yapılıyor bundan sonrasını onlar düşünsün diyor. Dava açtı mı peki? Açmadı.
HİÇ AHLAK YOK MU SENDE HİÇ UTANMIYOR MUSUN?
Sen önce kendi hesabını ver. Senin evinde hala 30 milyon avroluk bir miktar kaldı diyor oğlun... Kamyonlarla götürdüler... Hiç utanmıyor musun? Ahlak yok mu sende?
Artık Recep Tayyip Erdoğan'a başbakan diyemeyiz. Bu hükümetin meşruiyeti bitmiştir. Yalancıdan başbakan olmaz, hırsızdan başbakan olmaz. Yazık günahtır bu millete. İlk kez halkını soyan bir başbakan ile karşı karşıyayız. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını soyan bir başbakan. Hollywood senaristlerinin aklına bile gelmez. Ama görecesiniz bunlar film olacak. Böyle bir hırsızlık görülmemiştir. Hala diyor ki kriptolu telefonları bile dinlemişler diyor. İtiraf ediyor.
TİB KAYITLARINI YAYINLA BAKALIM
TİB kayıtlarını yayınlayın. Hangi saatte kim kiminle konuştu yayınlayın. Devletin kayıtlarını yayınlayın bakalım. Kripto ile ilgili tüm bilgiler var. Onları yayınlayamaz ama... Neden hırsızdan başbakan olmaz çünkü.
MEDYA PATRONLARI BENİM SESİMİ KESEBİLİRSİNİZ
Medya patronlarına söylüyorum. Korkmayın! Sizin topluma karşı yükümlülüğünüz var. Benim sesimi kesebilirisiniz, ama sokaktaki yurttaş sizi affetmez. Sizi havuz medyası ile aynı kefeye koyar. Ya havuz medyasının yanında olacaksınız ya da halkın yanında olacaksınzı. Etik kurallarının arkasında duracaksınız. Başbakan ve ailesi, aile boyu pisliğin içinde, siz görmeyeceksiniz. Göstermek zorundasınız. Göstermezseniz başçalan kadar dsizin de sorumluluğunuz var demektir.
SENİN BAŞBAKANIN ÇALACAK BİZ SÖYLEMEYECEK MİYİZ?
Hükümetin meşruiyeti yoktur. Sayın Cemil Çiçek meclis televizyonunu kestiriyor. Niye? Yalan mı bunlar? Senin başbakanın çalacak bir söylemeyecek miyiz?
HELİKOPTERE ATLA YURT DIŞINA KAÇ
Doğrudan medyaya müdahale eden bir adam var. Ne yaparsan yap. Yarın başka şeyler de çıkacak. Ya istifa et, ya helikoptere atla yurt dışına kaç, benim sana tavsiyem. Göreceksiniz. Devleti soyan başbakanlık koltuğunda oturamaz. O koltuktan gitmesi lazım.