CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Parti İçi Eğitim Birimi'nin 100. Yönetim Kurulu toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın grup toplantısındaki sözlerini hatırlattı Erdoğan'ı muhalefet partisi lideri gibi konuştuğunu ileri sürdü.
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin AHİM'in kararlarına anayasal olarak uymak zorunda olduğunu ileri sürdü. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın grup toplantısında muhalefet partisinin genel başkanı gibi konuştuğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, DSÖ'ye aşıyla ilgili mektup gönderdiğin ide söyleyerek aşı konusuna ticari bakılmaması gerektiğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, CHP Parti İçi Eğitim Birimi'nin 100. Yönetim Kurulu toplantısına katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün partisinin grup toplantısında yönelttiği eleştirilere yanıt veren Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın sanki iktidar partisinin değil muhalefet partisinin genel başkanı gibi konuştuğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Dün Erdoğan öğretmenlerle ilgili bizi suçlamaya başladı. Sayın Erdoğan, keşke öğretmenlerle ilgili bizi suçlasın, hiçbir itirazım yok ama ağzından şu çıkmalıydı, 'ben en kısa sürede Öğretmenler Meslek Kanunu'nu çıkaracağım. Her 24 Kasım'da öğretmenlere birer maaş ikramiye vereceğim. Ey Kılıçdaroğlu duydun mu?' deseydi ben buradan kendisini alkışlayacaktım. 'Helal olsun' diyecektim ama öğretmenler üzerinden bize saldırıyor, sanıyor ki öğretmenler kendisini dinleyecek.
Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısındaki sözleri
Ben uyuşturucu gelirleri, kara para, malum konusu suç teşkil eden gelirlere kara para diyoruz, bunların vergilendirilmesi gerektiğini söyledim. Erdoğan, 'Efendim uyuşturucu ticareti yapan, organ ticareti yapan adamdan vergi alacaksın. Kara parayı aklamayacaksın, kara para ile devleti dolandırandan vergi alacaksın.' Bu sözler üzerinden beni eleştiriyor." dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Söylemek istediğim şu; bakın, insan kaçakçılığı yapan, organ kaçakçılığı yapan, uyuşturucu kaçakçılığı yapan insanlar gelirlerini yurt dışındaki vergi cennetlerinde toplarlar. Çünkü bilirler ki o parayı buradaki bankaya yatırırsan MASAK görür, 'Bu parayı nereden sağladın?' diye soru sorar. Vergi cennetlerine yatırdığın zaman da bu soru sorulmaz. Çünkü zaten vergi cenneti neden deniyor? Denmesinin nedeni de vergilendirilmemiş kazançlar oralarda toplandığı için. 2006'da AK Parti hükümeti bir kanun getirdi, Kurumlar Vergisi Kanunu. 30'uncu maddenin 7'nci fıkrası diyor ki 'Vergi cennetlerinden Türkiye'ye para gelirse yüzde 30 oranında vergileyeceğim.' Yani Man Adası'ndan, yani başka adalardan eğer Türkiye'ye para gelirse yüzde 30 üzerinden vergilendireceğim. Yani 'kaçakçı, uyuşturucu, işte organ ticareti yapan, çocuk ticareti yapan, kadın ticareti yapan, fuhuş yapan kişilerin topladığı gelirler Türkiye'ye gelirse ben vergileyeceğim.' diyor. Ne zaman? 2006'da. Hangi yıldayız, 2020'nin sonuna geldik."
Bu vergilemenin bir şartı bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, onun da "vergi cennetleri listesinin" Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yayınlanması olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanının bir kararname çıkarması ve "şunlar vergi cennetleridir" demesi halinde oralardan Türkiye'ye para gelirse yüzde 30 oranda vergi kesileceğini anlattı.
Aradan 14 yıl geçtiğini, 15'inci yıla girilmesine rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu kararnameyi çıkarmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Bu kararnameyi çıkarmadığı gibi bir kanun çıkardı, üstelik bir değil, birden fazla kanun çıkardı. 'Eğer yurt dışında paranız varsa paranın kaynağına bakmayacağım.' diyor. Ne parası olursa olsun. 'Kimliğinize de bakmayacağım.' diyor. 'Asla Türkiye'de vergilendirmeyeceğim, yeter ki getirin parayı diyor.' Uyuşturucu parası, kadın ticareti parası, organ ticareti parası... 'Bütün bunların tamamını getir Türkiye'ye, bankaya yatır ben senin kimliğini asla sormayacağım.' diyor." açıklamasında bulundu.
AİHM'in kararı
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Selahattin Demirtaş kararına ilişkin de değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karar verir, bu karara herkesin uyması lazım. Yani sadece Türkiye değil, başka ülkeler de o süreç içinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden gelen kararları uygulayacaklarına söz vermiş ve bunu yasalaştırmışlarsa bunu da kendi anayasalarına koymuşlarsa herkes ona uymak zorundadır." dedi. Kılıçdaroğlu, şu açıklamaları yaptı:
"Selahattin Demirtaş ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karar verdi. Dün yaptığı konuşma, 'Efendim ben o karara uymam, o karara uymayacağız.' Kimsin sen ya, kimsin? Şahsın devletinde bunu söyleyebilirsin. Sen burayı 'şahsın devleti' olarak görebilirsin ama unutmaman gereken bir şey var, burası Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir, sana pabuç bırakmaz. Öyle bir tabloyu düşünebiliyor musunuz? Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayacaksınız, alt mahkeme de Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayacak, AİHM kararlarına uymayacağız, hangi kurallara uyacağız? Erdoğan'ın talimat verip kendi düşüncesi dolayısıyla arzu ettiği kararı çıkaran mahkemenin kararına uyulacak ve burada biz devlete saygıyı bekleyeceğiz. Hayır, böyle bir olay olmaz. Bunu asla kabul etmiyoruz.
Pandemiyle ilgili gelişmelere de değinen Kemal Kılıçdaroğlu, aşıya erişim konusunda Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) bir mektup gönderdiğini hatırlattı.
Kılıçdaroğlu, milyonlarca yoksul insanın aşıya ulaşımı konusunda DSÖ'yü göreve davet ettiklerini, aşının artık ticari bir konu olmaması gerektiğini kaydetti.