Cumhuriyet Halk Partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. İşte Erdoğan'ı dışpolitika ile vuran Kılıçdaroğlu'nun konuşması...
Abone olCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Orta Doğu'daki savaşın sorumlusunun Erdoğan olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Sen gittin Libya’ya. İnsan hakları ödülü aldın. Sana 250 bin dolar para verdiler. Sen dedin ki, hayır kuruluşlarına vereceğim. Sana sorum şu. Önceden söylüyorum ki hazırlık yap. Bizde gizli işler yok. Sen bu 250 bin doları hangi hayır kurumuna verdin? Çıkabilir mi televizyonlara? Mümkün değil. Eğer erkeksen karşıma çıkarsın." dedi.
İŞTE KILIÇDAROĞLU'NUN KONUŞMASNDAN SATIRBAŞLARI...
Pek çok ülkeyi gezecek, taraflarla konuşacak. Türkiye hesapta yok. Niye yok? Çünkü Türkiye'nin bölgede ağırlığı kalmadı. Türkiye'nin sözü nerede dinleniyor? Suriye'de mi? Irak'ta mı? Bir Katar'da bir Suudi Arabistan'da dinleniyor. Batılılar biliyorlar mı biliyorlar, BM genel sekreteri de biliyor. Türkiye artık bu defterde yok.
Mahmud Abbas'ın yaptığı açıklama çok önemli. Bu açıklama gizleniyor, tartışılmıyor. Ne diyor Mahmud Abbas "Tabi bu olaylar gerçekleştikten sonra biz tüm dünya ülkeleriyle ateşkesin sağlanması için çabamızı devam ettiriyoruz. Aynı şekilde Batı Şeria'da sürekli bir şekilde Filistinli gençlerle israilliler arasında çatışma çıkıyor.
Tabi ki bizim talebimiz üzerine Mısır'lı kardeşlerimiz girişimde bulundular. Bunun temel amacı ateşkesin sağlanmasını amaçlamaktadır. Bu esasen 2012 yılındaki anlaşmaya tıpa tıp benzemektedir. İsrail tarafı bunu kabul etti. Bizim de kabul etmemiz gerekiyor ki İsrail tarafını sıkıntıya sokalım"
çok açık net. Mısır'a gittik söyledik ateşkesi sağla. Mısır araya girdi, şartları oluşturdu. Bizim de bunu kabul etmemiz lazım, kabul edersek İsrail sıkıntıya girecek. Çok net. Niye söylüyor bunu? Mısır Dışişleri açıklama yapmıştı
"Ateşkesi sağlayacağız Türkiye ve Katar engel oluyor"
Mahmud Abbas da bunu söylüyor. Katar'la beraber hangi haltları işliyorsunuz siz? Ölen her çocuğun sorumlususunuz siz. Mahmud Abbas net söylüyor. Sen kabul etmeyin diye bastırıyorsun. Neden?
Eskiden Ortadoğu’ya gelenler Türkiye’ye uğrarlardı. Hiç uğramıyorlar, gerek yok diyorlar. Söylemi ve eylemi tutarlı olursa bir başbakanın hiçbir sorunumuz olmaz. Söylemi de eylemi de vardır. Birileri destekler, dersiniz ki evet ne söylediyse onu yaptı. Ama farklılık varsa onun kaynağını güvensizlik oluşur. Güvensizliğin temel nedeni bol laf var ama yapılan hiçbir şey yok. Sabah akşam konuşuyor 20 kez. Ne yapıyorsun? Hiçbir şey. Dış politika konuşmakla çözülmez. Gereğini yapıyorsanız o sadece dedikodudan ibaret kalır.
Ortadoğu’da akan kanın sorumlusu recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu ikilisidir. Bakın, bilginler bir araya gelmişler olaylar tartışılıyor. Erdoğan da katıldı. Ortadoğu’daki örgütleri anlatıyor. “Bu örgütler Müslüman kardeşleri katlediyorlar. Akan kan Müslüman kanıdır”
"IŞİD'İN ELİNE SİLAH VEREN SENSİN"
Diyorlardı ya, efendim biz oraya ilaç gönderiyor, insani yardım malzemesi gönderiyoruz, gizli gönderiyoruz. Dosyanın kapağını açtık. İnsani yardım malzemesi değil giden füzeler, silahlar. Kime gidiyor? El Kaideye ve IŞİD’e gidiyor. Ne diyor? Müslüman Müslümanı öldürür mü diyor. Öldüren de sensin. Onun eline silah veren sensin. Utanmadan bunu söyleyen de sensin. Böyle bir tablo olabilir mi?
Adana MİT bölge başkanının haberi yok. TIR’ları yüklemişsin götürüyorsun. Bu tablodan hepimizin ders çıkarması gerekiyor. Nasıl ders çıkaracağız sandığa gideceğiz. Ya Ortadoğu bataklığına sürükleneceğiz, ya çıkacağız. Seçim kimin? Seçim yurttaşların. Kimse haberim yoktu demesin. Efendim orada silah vardı yoktu onu da demesin. O silahlar Türkmenlere gidiyordu, hayır efendim Türkmenler silah falan gittiği yok. Kimsenin de sahip çıktığı yok. Dosyada bunların hepsi var fotoğrafları, filmleri var. neden gizlilik kararı koyuyorlar? Vatandaş öğrenmesin diyor.
"DIŞ POLİTİKADA İTİBARIZ KALMADI"
Orada insanlar öldürülüyor Gazze’de. Yakıtı bunlar veriyor. Ne yaptın sen? İsrail ile ticari ilişkilerini mi, askeri ilişkilerini mi kestin, hayır. Bak dedik Malatya’da Kürecik radar istasyonu var, radarı kapatırsın. Yapabilir mi? Kürecik’in yanına bile gelmiyor. Efendim diyor bu NATO’nun diyor. Yine yalan söylüyor 2014 sonunda NATO’ya devredilecek daha NATO’nun değil.
10 Şubat 2012. ABD ile İsrail ortak bir tatbikat yapıyorlar, Kürecik istasyonuyla İsrail’deki benzerini haber konusunda bir aksama çıkar mı çıkmaz mı test ediliyor. Her türlü bilgi oraya aktarılıyor. O radar istasyonunun neden kurulduğunu çok iyi biliyoruz. İran ile İsrail arasındaki gerginlik nedeniyle, İran’dan atılacak füzenin önceden bildirilmesi gerekiyordu, kurulma nedeni bu. NATO’nun falan da değil. Ama yüreği yetmez, yapamaz bunu sadece konuşur. Cezalandıracaksan adam gibi karar alacaksın. Hep beraber arkanda dururuz. Erdoğan sözünü tuttu, Kürecik’i kapattı. Eyvallah. Yapıyor musun? Yapamıyorsun, o zaman konuşmayacaksın.
BM Güvenlik Konseyi toplandı, çağrıyı kim yaptı Türkiye mi? Hayır, Ürdün yaptı. Bakın türkiye dışlanmış durumda. Böyle bir tabloyu Türkiye hak etmiyor. 1,5 milyon Suriyeli Türkiye’de. Gazze’de bir dram yaşanıypr, Suriye’de de bir dram yaşanıyor, Türkiye’de de bir dram yaşanıyor. 81 ilden herhangi birine gidin Suriyeli bir dilenci çocuk göreceksiniz. O çocukları vatanından kim etti? O aileleler hangi gerekçelerle ayrıldılar? Silahla oraya militan sokan hangi ülkeydi? Yazık günah değil mi arkadaşlar. Gazze’de Suriye’de Türkiye’de dram var. ama sadece bir şey yapılıyor, sadece konuşuluyor.
El Kaide militanlarına silah gönderiliyor, kan daha fazla aksın diye. Hepimizin oturup düşünmesi lazım. Ne oluyor bu ülkede diye.
Biz oyun kurucuyuz diyorlardı. Hangi oyunu kurdunuz siz? Bütün dünyanın oyuncağı oldunuz. Ben Türkiye adına üzülüyorum, onlar adına değil.
Mavi Marmara’dan sonra atıp tuttular. Sonra ne yaptılar? OECD üyeliğinde vetoyu kaldırdılar. Hani siz karşıydınız?
Ekmeleddin Bey çok önemli bir fırsat sunuyor bize. Ortadoğu’da İslam dünyasında Batı’da bir ağırlığı var. sözü dinlenen bir isim. Ve önemli bir fırsatı yakalamış durumdayız. Türkiye eğer Ortadoğu bataklığından çıkmak istiyorsa, saygın bir ülke olmak istiyorsa, tercihini ekmeleddin beyden yana yapmak durumundadır.
Hepimize büyük görevler düşüyor. Şikayetçiysen sorunun çözülmesini istiyorsan, dünyada itibarı olması gereken bir insanı istiyorsan, tercihimiz açık. Yönümüz belli ekmeleddin ihsanloğlu beyden yana oyumuzu kullanmak zorundayız.
Erdoğan dedi ki “Kılıçdaroğlu Diyarbakır’a gitti orada bir otelde konuştu” Hayatımda duyduğum en saçma şeylerden birisi. STK’nın davetiyle gidiyoruz, onlar soracak biz cevap vereceğiz. Anlattık, düşüncelerimizi anlattık. Beğenirler veya beğenmezler düşüncelerimizi aktardık. Çok rahatsız olmuş, “biz sorunu çözeceğiz ama CHP karşı çıkıyor” bu kozu da elinden aldık.
Şimdi ben ona söylüyorum. Eğer sen benim yaptığımı yapabilirsen seni kutlayacağım. Sen de davetlerine icabet et. Seni de çağırıyorlar. Git sen de aynı otelde, istersen meydanda. Onlar sana soru sorsunlar sen de cevabını ver. Yapabilir misin? Bunu yapmak için adamda yürek lazım yürek. Olaylara adam gibi bakmak lazım. Sorunları çözmede samimi olmak lazım. İçten pazarlıklı olmamak lazım. Biz böyle partiyiz. Evet gittim konuştum, bütün sorulara da yanıt verdim. Şimdi sıra sende cesaretin varsa git. Havuz medyası diyoruz arkadaşlarımız itiraz ediyor havuz güzel bir şey haram medya diyorlar. Haram medyadan al birkaç kişiyi git.
Aman Libya’ya gitmeyin, oradaki Türkler gelsinler. Kıbrıs Barış Harekatının yıl dönümüydü 20 temmuz. Sayın cumhurbaşkanı gitti, bizden de arkadaşlar gittiler. Kıbrıs barış harekatıyla Libya’yla aramızda özel bir bağ oluştu.
"KİME KARDEŞİM DEDİYSE FELAKET GETİRDİ"
Rahmetli Kaddafi’ydi. Bütün hangarları açtı. Yakıt tekerlek gönderdi. Özel bir dostluk oluştu. Ama bunlar geldiler. Kaddafi’yi sırtından bıçakladılar ve linç ettiler. Davutoğlu bavuluna para doldurup, Kaddafi’nin öldürülmesinden sonra koşa koşa Libya’ya gitti. Suriye’de ne olduysa Libya'da anyı şey oluyor. Kime kardeşim dediyse oraya felaket getirdi. İnşallah bana kardeşim falan demez.
Bugün grup toplantısı yapmış, açıklamış, Kılıçdaroğlu’yla ilgili film göstereceğim diye.
Oğlumla çünkü parayı sıfırla diye konuşma yapmadık, ablasını göndermedik. Nedir bu diye merak ettim. Meğer savaş ay program yapmış. Beni takip ediyor. Ben arada bir gösteriyorum ya onun yalanlarını nasıl malı götürdüğünü. Diyor ki “gafil kılıçdaroğlu, şerefli ol, omurgalı ol, ecdadından dik durmayı öğren” diyor.
Ben şerefli olmayı babamdan öğrendim, çünkü haram lokma yemem. Omurgalı olmayı ailemden çevremden arkadaşlarımdan öğretmenlerimden öğrendim. Ecdadından dik durmayı öğren, eyvallah ecdadımdan dik durmayı öğrendim. Ben hiçbir zaman, bizim askerin başına çuval geçirirken çark etmedim. Bana söylediği sözler dolayısıyla… bu nitelikler sende var mı acaba?
"SEN HANGİ ŞEREFTEN BAHSEDİYORSUN?"
Şereften bahsediyor. Hangi şeref? Herhalde bir arkadaşı şeref var ondan bahsediyor. Omurgalı olmaktan… Omurga yok ki omurgalı olsun. bugün söylediğini yarın yalanlıyor. Eşini ailesini ülkesini kişisel kariyeri için kullanıyor. Çocuklarını bile kullanıyor. Yalanın büyük ustası. Eyvallah ben söylemiyorum bütün dünya biliyor artık.
“Kılıçdaroğlu’nu Rahşan affı kurtardı” diyor. Benimle ilgili bir şey bulacaklar tabi. Bürokraside çalışmışız 27,5 yıl. Maliye’ye bakıyorlar, Bağkur’a bakıyorlar, hesap uzmanı dönemine bakıyorlar bir şey yok. SSK’ya bakıyorlar, 2010’da bir olay hazırlanıyor. 11,11,2008. Teftiş kuruluna bir görev veriyorlar. 90’lı yıllardaki bütün inşaat ihalelerini inceleyin. İki yıl. Sonunda 21 Haziran 2010’da tek sayfalık bir metin. Belgeyle konuşuyoruz, yalan söylemiyoruz. Araştırdık baktık her tarafı inceledik diyorlar.
Raporun sonunda şöyle diyor “Yapılacak herhangi bir işlemin bulunmadığından olurlarınıza arz ederim” bitti. Bütün uğraşlarına rağmen bir şey bulamadı. Bulamazsın kardeşim. Bana haram yememeyi, kul hakkına el uzatmamayı öğretmediler.
"ERKEKSEN..."
Bir Kasımpaşalı gibi söyleyelim. Erkeksen, senin istediğin havuz medyasında… Pardon haram medyasında. Senin istediğin gazetecilerle, sadece SSK’yı görüşmek üzere oturalım. Sen soracaksın. İstediğin soruyu sor. Arzu ediyorsan yanına Melih Gökçek’i de alabilirsin. Çıkarız ben sana sadece bir soru soracağım. Ama sen sınırsız soruyu sorabilirsin. Her soruya verebilecek cevabımız var. çünkü bizim alnımız kirli değil.
"ONA SADECE ŞU SORUYU SORACAĞIM"
Sen gittin Libya’ya. İnsan hakları ödülü aldın. Sana 250 bin dolar para verdiler. Sen dedin ki, hayır kuruluşlarına vereceğim. Sana sorum şu. Önceden söylüyorum ki hazırlık yap. Bizde gizli işler yok. Sen bu 250 bin doları hangi hayır kurumuna verdin? Çıkabilir mi televizyonlara? Mümkün değil. Eğer erkeksen karşıma çıkarsın.