Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a Cemal Kaşıkçı tepkisi: Şimin enayinin de kim olduğu ortaya çıktı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cemal Kaşıkçı davasının Suudi Arabistan'a devredilmesiyle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha önce 'Bunların insanı enayi zannediyorlar. Bu millet enayi değil, hesabı sormasını bilir." dediğini belirterek, "Şimdi enayinin de kim olduğu ortaya çıktı" dedi.
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin konularda açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu, Et ve Süt Kurumu'nun soğuk hava depolarında tuttuğu etler için kilo başına ödediği 15 kuruşu aniden 45 kuruşa çıkardığını ve 200 milyon liralık soygun gerçekleştiğini iddia etti. Kılıçdaroğlu, ziyarete ilişkin "Parayı kim aldı, bu kararı kim aldı? Bunu soracaktım. Bakanın bilgisi dahilinde 200 trilyonluk bir soygun." dedi.
Et ve Süt Kurumu'na randevusuz ziyaret
Et ve Süt Kurumu'na gitmesi hakkında konuşan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
"TÜİK'e giderken hedefim, milyonlarca işçi, memur, emekli enflasyon rakamına göre maaş alacak. Talimat veriyorlar, rakamı düşük göster diye. Oraya gittim ve açıklama yaptım. Böylece, o kurumda namuslu bürokratlar seslerini çıkardılar, neredeyse üst düzey yönetici kalmadı. Milli Eğitim Bakanlığı sınav yapıyor. Yazılı sınav KPSS'den torpil yok, Türkiye'de dereceye giriyor. Sözlü sınavda hakkı yeniliyor. Nasıl milyonlarca insanın hakkını savunmak için TÜİK'e gittiysem, haksızlığa uğrayan yüzbinlerce gencimizin hakkını savunmak için Milli Eğitim Bakanlığı'na gittim. Her anne baba evladının doymasını ister. Yeterli beslenme bir haktır. Bir anne çocuğuna süt, et veremiyorsa ve bir kurumun başındaki kişi 'kuyrukları bitirmek için zam yapalım' diyorsa bunu sıradan bir basın toplantısıyla anlatmak doğru olmaz. Bazı enteller var, gitti kapılar kapalı. Ben kapılar açılsın diye değil, evlatlarımızın hakkını korumak için oradayım. Kapıyı açarlar veya açmazlar... Benim muhatabım bakan değil. Et ve Süt Kurumu Başkanı KİT Komisyonu'nda hesap verir, o yüzden gittim. Hesap veren bir bürokrasi yok, talimat alan bir bürokrasi var. Hesap veren bir bürokrasi varsa o kapılar açılır. Özellikle gecekondu mahallerinde Et ve Süt Kurumu'na gitmem ciddi olumlu bir tepki doğurdu."
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Parayı kimin aldığını soracaktım"
11 Şubat 2020'den beri et istatistikleri yayınlamıyor. Çünkü gerçekleri milletin bilmesini istemiyorlar. Bilgileri saklıyorlar. ESK, 2019'da görev zararı 32 milyon lira. 2020'de 422 milyon lira. Et ve Süt Kurumu depolarında belli miktar eti tutmak zorundadır. 70 bin ton. Fiyatı 15 kuruş. Kilo başı 15 kuruştan parasını ödüyor ve stok olarak tutuyor. Fakat yöneticiler karar alıyor, 45 kuruş olsun diyor. Soygun düzeninin nerelere ulaştığını nasıl anlatacaksınız? Parayı kim aldı, bu kararı kim aldı? Bunu soracaktım. Bakanın bilgisi dahilinde 200 trilyonluk bir soygun. Bingöl'deki bir depoya 18 kuruş, Denizli'deki depoya 15 kuruştan, Sivas'ta 10 kuruştan stokladılar. Demek ki CHP bu tür sonuçlara yol açıyor.
Cemal Kaşıkçı davasının Arabistan'a devrine tepki
Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin davanın Suudi Arabistan'a devredilmesine tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Ne derlerse desinler yönetemedikleri oraya çıkıyor. Devletin itibarını ayaklar altına alamazsınız. İstanbul'da cinayet işlendi. Ses kaydı alındı, dünyaya servis edildi, her şey ortada. Erdoğan 'Bunların insanı enayi zannediyorlar. Bu millet enayi değil, hesabı sormasını bilir. Suçun işlendiği yer İstanbul olduğu için uluslararası hukuka göre yargılanması gerekir' dedi. Bu davayı aldı Suudi Arabistan'a havale etti" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye Cumhuriyeti devletinde egemenlik hakkını kullanan 3 kurumdan biri yargıdır. Türkiye'de işlenen bir cinayeti, Türk milleti adına karar vermesi gereken bir davayı Suudi Arabistan'a devrediyorsun. Böyle bir rezalet görülmedi. Şimdi enayinin de kim olduğu ortaya çıktı. Ne için para için. Biz Kurtuluş Savaşı'nda mücadele ederken para için mi yaptık? Egemenlik hakkını vereceksin, sen yargıla diyeceksin. İşin ucunda para var. Bahçeli de buna evet diyecek. Nasıl milliyetçiyse ben anlayamadım. Egemenlik hakkı başka bir ülkeye devredilir mi?"