BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,78
ALTIN 2.969,01
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Kılıçdaroğlu'ndan dinleme iddiası Almanya'yı hedef aldı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, adalet yürüyüşü sırasında CHP'lilerin telefonlarına Almanya'da üretilen casus programının yüklendiği iddiasını gündeme getirdi.

Abone ol

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun geçen yaz düzenlediği “Adalet Yürüyüşü” sırasında CHP’lilerin telefonlarına, Alman yazılım şirketi Finfisher’in uygulamasıyla virüs bulaştırıldığı iddia edildi.

Kılıçdaroğlu, adalet yürüyüşleri sırasında telefonlarının dinlendiğini savunarak, "Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bu ahlaksızlığın ortağı değilsen bizi dinleyenleri ortaya çıkarmak zorundasın. Bu casus programı, Alman hükümetinin izni olmadan başka bir ülkeye satılamaz. Gerekirse Alman hükümeti aleyhine Almanya'da dava açacağız." dedi.

TELEFONLARIMIZI DİNLEMİŞLER
Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, adalete inandıkları için adalet yürüyüşü gerçekleştirdiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, grup toplantılarını, Merkez Yönetim Kurulu toplantılarını yürüyüşe katılanların önünde yaptıklarını anımsattı.

Kılıçdaroğlu, "Fakat bir gördük ki bizim bütün telefonlarımızı dinlemişler. Hükümetten, bu ahlaksızlığı yapanların ortaya çıkarmasını istiyorum. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bu ahlaksızlığın ortağı değilsen bizi dinleyenleri ortaya çıkarmak zorundasın." diye konuştu.

Neden Erdoğan dediğini açıklayan Kılıçdaroğlu, dinlemeyi öngören casus programının Almanya'daki bir firma tarafından üretildiğini, firmanın adının gazetelerde yer aldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, bu casus programının, Alman hükümetinin izni olmadan başka bir ülkeye satılamayacağını kaydederek, Alman medyasının bu konu üzerinde durduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, Google'ın, 29 gün internette kalınca, bunun bir casusluk programı olduğunu keşfedip hemen çektiğini belirtti. 

TÜRKİYE'DE KİMLERE SATTI?
Alman hükümetinin, bu casusluk programını Türkiye'de kimlere sattığını soran CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunun ortaya çıkması lazım. Eğer 'demokrasi, insan hakları, yaşamın gizliliği, adalet, hak, hukuk' diyorsanız ortaya çıkarın. Bunları ortaya çıkarmasa nereden ortaya çıkacak, büyük ihtimalle Almanya'da ortaya çıkacak. Alman hükümeti bunu itiraf etmek zorunda kalacak. Biz gerekirse Alman hükümeti aleyhine Almanya'da dava açacağız. Bizi dinlemişler, sanıyorlar ki bir şey bulacaklar. Vallahi bir şey yok. Herhalde bizim yürüyüş sırasında neleri düşündüğümüzü öğrenmek istiyorlar. Bana sorabilirsin, açarsın telefonu söylersin, ben sana hepsini söylerim. Bizim telefonları niye dinliyorsun? Rahmetli Ecevit'in de telefonları yine bir dönem dinlenmişti, darbe dönemlerinden birisinde. Aynı şeyleri, 21. yüzyılda 2018'de yaşıyoruz. Merak ediyorum Sayın  Binali Yıldırım, Bilgi Teknolojileri Kurulu size, Başbakanlığa bağlı. Bu kurul da açıklasın. Acaba bunu onlara mı sattılar, kime sattılar? Bu programı alıp almadıklarını veya Emniyete, MİT'e mi sattı Alman hükümeti, öğrenmek istiyoruz. Çıksınlar açık yüreklilikle itiraf etsinler, 'Biz bunu aldık sizi dinlemek için kullandık.' desinler. Vallahi dava açmayacağım. Çünkü orada bir şey yok ki. Gizli kapaklı bir şeyimiz yok, 'oğlum paraları sıfırladın mı' diye bir lafımız yok. Yolsuzluğumuz, ahlaksızlığımız yok."