BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  POLİTİKA

Kılıçdaroğlu'ndan Davutoğlu'na '3 Bakan' sorusu!

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TÜSİAD'ın 1 Kasım seçimleri için düzenlediği 'Siyasi Parti Liderleri Buluşması'nda konuştu. Kılıçdaroğlu, Başbakan Davutoğlu ile arasında geçen "3 Bakan" diyaloğunu anlattı.

Abone ol

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TÜSİAD'ın 1 Kasım erken seçimi öncesi düzenlediği "Siyasi Parti Liderleri İle Buluşma Toplantıları" etkinliğinde konuştu. 

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başkan Ahmet Davutoğlu'na, Ankara'daki terör saldırısı sonrası İçişleri Bakanı Selami Altınok, Adalet Bakanı Kenan İpek ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun yaptığı basın açıklamasını izleyip izlemediğini sorduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, Davutoğlu'nun "İzlemedim" yanıtından sonra "Ne olur izleyin" dediğini açıkladı.

TÜSİAD'TA KILIÇDAROĞLU VE BAŞARAN'IN AÇIKLAMASI

Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından satırbaşları:

Öncelikle bizi davet ettiğiniz için diğer siyasal parti liderlerini de davet ettiğiniz için teşekkür ederim. Madem ki aynı havayı teneffüs ediyoruz, ortak sorunlara yanıt bulmak zorundayız. Biz ne düşünüyoruz, diğer siyasi partiler neler düşünüyor, onları ölçüp tartıp sandığa gitmek sizin göreviniz. Bir kişi hastalandığında doktora gider. Koalisyon öncesi 14 temel ilke açıkladık, eski alışkanlıkları geride bırakalım dedim. Bu beş temel sorunu yine gündeme getirdik.

Hukuk sistemi, hukuk düzeni. Hukuk güvenliğinin olmadığı bir yere yatırımcı gelmez. Aslında bu evrensel bir kural, herkesin bildiği bir kural. Herkesin bildiği kuraldan kim neden rahatsız olur.

"LETONYA'DA AVM'NİN ÇATISI ÇÖKTÜ BAKAN İSTİFA ETTİ"

İyi hukukçu yetiştirmemiz lazım. Hukuk fakültesinde okuyan çocuklarınızla konuşun. Hukuk Fakültesi 4 yıl değil  6 yıl olmalı. Hukukçunun çok iyi yabancı dil bilmesi lazım. Bizim amaçlarımızdan biri ilk bir yıl içerisinde siyasi ahlak yasası çıkarmaktır. Letonya'da bir alışveriş merkezinin çatısı çöktü diye bakan istifa ediyor. Norveç'te bir terör eylemi oldu, adalet bakanı istifa etti. Bizde siyasi yetki var, sorumluluk yok. Bütün dünyayı kendimize güldürüyoruz. Sayın Davutoğlu'na bakanlar istifa etmiyorsa siz görevden alın dedim.

"SEÇİM BARAHINI GELİN KALDIRALIM DEDİK, 'HAYIR' DEDİLER"

Hep dediler ki askeri darbeye karşıyız. Eyvallah biz de karşıyız. Kendilerine defalarca söyledim eğer darbelere karşıysanız darbe hukukunu değiştirmeniz ve birinci sınıf demokrasiyi getirmeniz lazım dedim. Darbe hukuku nedir seçim barajı. Gelin kaldıralım.  Baraj beş diyorsanız beş, üç diyorsanız üç. Sıfır diyorsanız da sıfır. Yüzde 10 seçim barajı demokrasi ayıbıdır. Seçim barajını kaldıralım dedik "hayır" dediler.

"GAZETECİLER ÖLÜMLE TEHDİT EDİLDİ"

Lider sultası yasama organını yürütme organının emrine veriyor. Herşeye evet diyen bir yasama organı olamaz. Medya özgürlüğünün ayrı bir yeri vardır. Bizde medyanın özgürlüğü sınırlı. Birden fazla adım atarak sınırlandırıldı. Medya patronu üzerine baskılar kuruldu. Şu gazetecilere beğenmiyoruz, bunları mutlaka atacaksınız denildi. Gazeteciler ölümle tehdit edildi. Gazeteler milletvekili eşliğinde basıldı. Bütün dünyayı kendimize güldürüyoruz. Politikacıların alkıştan çok eleştiriye ihtiyacı vardır.

"MEDYA PATRONLARINA BASKI YAPTILAR"

Bütün demokrasilerde medya özgürlüğü var. Biz de medya özgürlüğü sınırlandırıldı. Birincisi medya patronlara baskın yaptılar. İkincisi şu gazetecileri beğenmedim deyip görevden aldılar. Bütün dünyayı kendimize güldürdük. Bazen yaptığımızın yankılarını yeteri kadar göremeyebiliriz. Halkın gözü kulağı sesi medya ise medyanın özgürlük alanını genişletmemiz gerekiyor.

"CHP İKTİDARI'NDA CHP'Yİ ELEŞTİRECEKSİNİZ"

Hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu bir ülkede can ve mal güvenliği vardır. Size açık ve net şu sözü veriyorum. Açık ve net. Birinci sınıf demokrasiyi bu ülkeye getireceğiz. CHP iktidarında rahatlıkla CHP’yi eleştirme hakkını size vereceğim. Eleştiriden ders çıkarmamız lazım. Bu ülkenin insanı üçüncü sınıf demokrasiye layık değildir.

"DIŞ POLİTİKANIN FATURASI 78 MİLYON İNSAN ÖDÜYOR"

Dış politika ikinci sorun alanımız. Eskiden bir sorun alanı değildi. Vardı sorunlarımız ama temel sorun değildi. Türkiye’nin dış politikasının 180 derece değişmesi lazım. Siz dış politikayı mezhepçi bir anlayışa indirgerseniz, başka ülkelerin iş işlerine karışırsanız, tırlarla silahlar gönderirseniz, biz bunu nasıl sağlayacağız. Dış politikanın faturasını 78 milyon insan ödüyor. En somut örneği 2 milyonun üzerindeki insanın Türkiye’ye gelmesidir. 2 milyon Suriyeli insan geldi diye başarı diyorlar. Bunun neresi başarı.

"BÜTÜN ARAPLAR BİZİ ÖRNEK ALIR, BİZ ARAP LİDERLERİ ÖRNEK ALIYORUZ"

Cumhuriyetin kurulmasından bu yana bu savaşı veriyoruz. Örnek olmaya çalıştık. Bütün arap halkları Türkiye’yi örnek alır, bizim yöneticilerimiz de Arap liderleri örnek alıyor.

Şu anda en büyük sıkıntıyı dış ülkelerde işadamları ödüyor. Fabrikaları yağmalandı. Mısır ile kavga ettik. Ne işimiz var bizim Mısır’la kavgada. Hangi bedelleri ödedik biz Türkiye’yi bu noktaya taşımak için. Bizim duyduğumuz kaygıları, belki iş dünyası, toplumun kanaat önderi olarak yurtdışındaki isimleri de tedirgin ediyor. Suriye’nin Rusya için ne kadar önemli olduğunu kavrayamayan bir dışişleri bakanı olabilir mi bir başbakan olabilir mi? Suriye’yi bu hale getirdik, şimdi neden şikayet ediyoruz. Şimdi efendim olayı IŞİD çıkardı, PKK çıkardı diye neredeyse sevinç çığlıkları atacaklar. Elinizde liste var, bu iki kişinin fotoğrafları da var elinizde. Ankara Emniyet’ine 15 dakika uzakta canlı bomba patlatıyorlar. Sayın başbakana söyledim. İki bakan ayrılmıyorsa siz görevden alın dedim. Siz iki bakanın televizyonda yaptığı açıklamayı izlediniz mi dedim, ne olur izleyin dedim.

Elinizde liste var. Ben gidip failleri yakalamayacağım herhalde. Bakkal Mehmet de yakalamayacak. Canlı bomba biliyorsunuz, bir Ortadoğu geleneğidir, onu ülkemize taşıdık.

Lüksemburg’a gittiğmde, strazburg’a gittiğim de hepsine dedim. CHP iktidarında sizin açtığınız fazlara bakmayacağız, bizim elimiz ayağımız yok mu, ne gerekiyorsa hepsini yaparız onlar bizi almazlarsa onların suçu olsun.

"MERKEZ BANKASI'NIN BAĞIMSIZLIĞINI SAĞLAYACAĞIZ"

Sıcak siyaset ekonomiye doğrudan müdahale etmez. Türkiye geldi ekonomide orta gelir, orta teknolojinin içinde kendini buldu. Bu şekilde bunu aşmak mümkün değildir. Orta gelir tuzağını aşmak istiyorsanız, yeni politikalar yapmak zorundasınız. Bunu nasıl yaparız, size anlatayım. Önce şu merkez bankasının bağımsızlığını sağlayacağız. İtibarsız bir merkez bankasının alacağı hiçbir karara dünya saygı duymaz. Sıcak siyaset düzenleme ve denetleme kurumlarına müdahale etmez. Bunu yaptığımız zaman en azından yetkin kişilerin ekonomiye müdahale ettiği ve karar aldığı bir düzen getiririz. Oraya siz parti militanlarına gelip şu işi yap diyemezsin. BDDK’ysa, SPK’ysa dünya kadar insanımız var en nitelikli insanları oraya göreve almak zorundayız. Madem ki başarı istiyoruz, en yetkin kişileri göreve getirmeliyiz.

Vergi denetiminin siyasi iktidar tarafından bir sopa olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz.

"BİR SOPA OLARAK VERGİ DENETİMİ KULLANILIYOR"

Siyasi sizden üretim ister, sizin önünüzü açmak ister. Bir sopa olarak vergi denetiminin kullanılması demokrasimizin en büyük sorunlarından biridir. Beni ilgilendiren hangi görüşten olursa olsun, üretimdir. Teşvik politikası değerli arkadaşlar, katma değeri yüksek ürünler için teşvik uygulamasını yeniden düzenlememiz lazım.

Makine halısı üretmek sorun değil ki arkadaşlar. Son 10 yıla bakın, ihracata bakın, ileri teknolojiye yönelik ürünlerin ihracatında ciddi gerileme görürsünüz. Kan kaybeden bir ekonomi.

"HER OSB'YE MESLEK LİSESİ KURULACAK"

Bir düzenleme daha yapacağız. Sosyal güvenlik primlerini biliyorsunuz sosyal güvenlik kurumu topluyor. Vergiyi de gelir idaresi sağlıyor. Bunları tek bir çatı altında toplayacağız. Gittiğimiz her yerde sanayiciler bir şeyden şikayet ederler. Ara eleman bulamıyoruz. Her organize sanayi bölgesine meslek liseleri yapacağız. Hangi tür elemana gerek duyuyorsa orada öğrenecek. Okulu bitiriyor, iş arıyor. Soruyor iş adamı, her işi yaparım diyor. Her işi yapıyorsan hiçbir şey yapamıyorsun demek ki. Hangi elemana ihtiyaç duyuyorsa ona göre eğitim verilecek.

Bir düzenleme daha yapacağız. Sosyal güvenlik primlerini biliyorsunuz sosyal güvenlik kurumu topluyor. Vergiyi de gelir idaresi sağlıyor. Bunları tek bir çatı altında toplayacağız. Gittiğimiz her yerde sanayiciler bir şeyden şikayet ederler. Ara eleman bulamıyoruz. Her organize sanayi bölgesine meslek liseleri yapacağız. Hangi tür elemana gerek duyuyorsa orada öğrenecek. Okulu bitiriyor, iş arıyor. Soruyor iş adamı, her işi yaparım diyor. Her işi yapıyorsan hiçbir şey yapamıyorsun demek ki. Hangi elemana ihtiyaç duyuyorsa ona göre eğitim verilecek.

"KOBİ'YE FAİZSİZ KREDİ VERECEĞİZ"

KOBİ'lere vergi ve sigorta borcu olmayan her KOBİ’ye ödediği vergi kadar bir yıl süreyle faizsiz kredi vereceğiz. Bu uygulamayı getirdiğimizde işini yapacak. İstihdam yaratacak. Sopa ile ceza ile kayıtdışı ile mücadele olmaz. Kayıt dışını ya daraltacak ya da vazgeçecek. Yaptığımız zaman göreceksiniz, bir sıçrama yaratacak.

"SANAYİCİNİN ENGELLERİNİ KALDIRMAK ZORUNDAYIZ"

Tabi bütün bunları yaparken mali disiplini koruyacağız. Şeffaf bir politika izleyeceğiz. Kesin hesap kanununu getireceğiz. Parlamentoda hiç tartışılmaz bu. Biz kesin hesap kanunu getireceğiz. Kesin hesap kanunun başkanı da ana muhalefetten olacak. Bu olmadan zaten temiz siyaset olmaz. Biz siyasette köşeyi dönme gibi bir düşüncemiz yok. Bu açıdan en büyük güvencemiz bu ülkenin sanayiciler. Çok açık net sosyal demokrat bir partinin genel başkanı olarak söylüyorum. Sanayici bir ülkenin kamu görevlisidir. Kendisi için çalışmaz artık sanayici ülkesi için çalışır, bizim yapmamız gereken sanayicinin engellerini kaldırmak zorundayız.

"ÇOCUKLARIN EĞİTİMİNİ DENEK OLARAK KULLANIYORLAR"

13 yılda 12 kez değiştirdiler. İnsaf. Çocuklarını denek olarak kullanan başka bir ülke yoktur. PISA sonuçlarını siz de biliyorsunuz. Sayın Davutoğlu koalisyon görüşmeleri sonrasında yaptığı açıklamada eğitimde görüş ayrıklarımız var demişti. Ben medeni bir sistemi savunuyorum siz orta çağı savunuyorsunuz. Üniversiteler bilgi üretim merkezleri olacak. Bilgi üretecek üniversiteler. Üzülerek söylüyorum yine içim kan ağlıyor. Cumhuriyet Bilim-Teknik’te okudum geçen gün. İran üniversitelerinde bilimsel makale sayısı Türkiye’yi geçti.

Kesinlikle zorunlu eğitim süresini uzatacağız. Tam gün eğitimi getireceğiz. Bakın şu talimatı verdim. Mutlaka çok sayıda her mahallede kreş açın. Kadın çocuğunu kreşe getirmeli ve sosyal hayata dahil olabilmeli. Bakın çok güzel işler yapıyor bizim belediyelerimiz ama bir özelliğimiz var onu söylemekten kendimi alamıyorum; onlar pireyi deve diye satarlarken biz deveyi pire diye bile satamıyoruz.

"ÖĞRETMENİ TOPLUMUN LİDERİ YAPACAĞIZ"

Çağdaş ülkelerdeki üniversiteler hangi koşullarda eğitim veriyorsa, onu getireceğiz. Öğretmeni toplumun lideri yapacağız. Bütün harcamalardan kısacağız, eğitime önem vereceğiz. Siyasetin bir de gelecek ufkunun olması lazım. Siyasetin bir vizyonu olması lazım. Türkiye’yi daha farklı bir noktaya taşımak zorundayız. Okul aile birlikleri, kesinlikle yeni bir yasa getireceğiz, anneler okul aile birliklerinin kesin üyesi olacaklar. Okul aile birliklerine yasal kimlik vereceğiz, anne okul yönetiminde söz sahibi olsun.

Eğitim milli olmak zorundadır. Ama evrensel değerlerle uyumlu olmalıdır. Ama bizim eğitim sistemimiz ne milli ne de evrensel değerlerle uyumlu. İmam hatiplere takmışlar. Orada okuyan bizim çocuklarımız değil mi? Onların da modern dünyayı anlamasını isteriz.

"TÜRKİYE 30 YILDIR BU SORUNU AŞAMADI"

Beşinci sorun alanımız toplumsal barış. Türkiye 30 yıldır bir sorunu aşamadı. Adına terör deyin ne derseniz deyin. Bu sorunun anahtarının özgürlük ve demokraside yattığını söyleyen genel başkanım. Bu sorunun çözümünde temel 4 ilke vardır.

Biz geçen yasama yıllarında ana muhalefet partisiydik, ama bu sorunu diğer ülkeler nasıl çözmüşler diye diğer ülkelere heyet gönderdik. Ama bunu yapması gereken o dönemin iktidarıydı. Eğitim sorunu için Finlandiya’dan eğitim reformunu yapan bakanı davet ettik. Eğitim sisteminde reform yaptık, milli gelir 40 bin dolara çıktı dedi.

"BARIŞ SORUNU ÇÖZEBİLECEK PARTİ BİZİZ"

Ben size şu sözü verebilirim. Bu sorunu çözecek olan parti biziz. Cumhuriyet Halk Partisidir. Bu ülkeyi kuran Cumhuriyet halk partisidir. Bizim üç tehlikeli fay hattımız üzerine hükümeti kurdular. Etnik kimlik savaşarak siyasi kimlik kurarsanız, ayrışma yaparsınız. Toplumu komşusunu sorgular hale getirdiler. Siyasetin gerginlik alanı olmaması lazım.

"DEMİRTAŞ'I DIŞLAYAMAZSINIZ DEDİM"

Son gittiğimde Davutoğlu’na dedim, Demirtaş’ı dışlayamazsınız, HDP’yi dışlayamazsınız. 6 milyon oy almış. Koalisyon görüşmelerinde birbiriyle bir araya gelmeyen iki parti HDP ve MHP’nin ortak talebi vardır. Koalisyon kurulacaksa CHP olsun. Bu güveni vermiş olmakla ilgili. Konuştuğum bir iş adamı kazanıyorum ama mutlu değilim diyor. Kazanıyorsa mutlu bir şekilde harcaması lazım.

"SİZİN OYUNUZA İHTİYACIM VAR"

Sizden bir isteğim var, eski algılarınızı bir kenara bırakın. Sizin oyunuza ihtiyacımız var, çalıştığınız bütün kişileri alın sadece sizin değil, sizin oyunuza ihtiyacımız var. Siyasetçi bir hata yaptığında rahatlıkla çıkıp eleştirmek istiyorsanız sizin oyunuza talibim. Vermezseniz ne olacak, bana bir şey olmaz. Ben zaten maaşımı alıyorum, arkadaşlarım da alıyor. Onu da zaten siz ödüyorsunuz, sizin vergilerinizle alıyorum. Olan topluma olur.

"ELEŞTİRİYE TAHAMMÜL EDEMİYORSAM SİYASETTE NE İŞİM VAR"

Ben eleştiriye tahammül edemiyorsam, siyasette ne işim var. Biri beni eleştiriyorsa ben onu okurum. Beş sorun alanı birbiriyle alakası alanlardır. Beş temel sorun alanını çözmek zorundayız. Kadrolarımız yetkin. Bizim yayımladığımız seçim bildirgesini diğer partiler kopya ediyorsa, en iyi çalışmanın, sorunları en iyi çözen partinin bizim olduğumuzu gösterir.

2 KASIM'DA KOALİSYON ÇIKARSA NE OLACAK?

O benim sorunum değil, cumhurbaşkanı sorunu. Benim özgür iradem var o ipotek altında. Bu sorunu aşabilir mi onu bilmiyorum. Türkiye’nin uzlaşma sorununu aşması lazım. Her siyasi partinin tek başına iktidar olma gibi bir hedefi var bizim de var. Biz türkiye’nin hükümetsiz kalmasını istemeyiz. Son Davutoğlu ile yaptığım görüşmede, siyaset kurumu çözüm üretemiyor. Bu çok önemli bir algıdır.

"BAŞBAKAN DEĞİLİM DEDİ, KOALİSYON GERÇEKLEŞMEDİ"

Ak parti CHP koalisyon sorusu var, dilemeyiz tabi. Aramızda bir koasliyon görüşmesi olmadığı için aramızda, bir koalisyon kurulur mu kurulmaz mı bilmiyorum ama bize sorulan her soruyu büyük bir samimiyetle aktardık. Kendisi ilk geldiğinde koalisyon kurmak için geldiniz hoşgeldiniz ama koalisyon için 14 ilke var. Güven konusunda endişelerimiz var dedik. İki örnek de verdik. O zaman ben başbakan değildim dedi. Koalisyon da gerçekleşmedi. Gerçeklemediğini biliyorduk.

"DİN EKSENLİ BİR SİYASETİN ETKİSİNDE KALMIŞ"

Şunu söyleyeyim değerli arkadaşlar. Eleştiriye saygım var ama sağlıklı bir tahlil yapmamız da lazım. Bir taraf diyor ki ne olursa olsun ben gideceğim oyumu vereceğim diyor aç da kalsam vereceğim diyor. Din eksenli bir siyasetin etkisinde kalmış. Bir başkası da diyor ki evet kardeşim dediklerin doğru ama benim etniğim bu ben gidip oyumu buraya vereceğim. Din ve etnik üzerinden siyaset yasak aslında. Çocuğum işsiz ben de biliyorum çocuğun işsiz ben de iş bulacağım diyorum ama oyunu gidip oraya vereceğim diyor.

Etnik kimliğimden ötürü ötekileştirildim. Gel kardeşim ben bunun da mücadelesini vereceğim. Biz olağan siyaseti kuramadık.

"SİYASETİ EN TEHLİKELİ 3 FAY HATTININ ÜZERİNE KURDUK"

Biz siyaseti en tehlikeli 3 fay hattı üzerine kurduk. Etnik kimlik, din üzerine kurduk. Ben şimdi buraya geldim, burada belirli bir etnik düzey var. Şimdi burada halkın dilinden konuşsam bak nasıl konuşuyor dersiniz, bir eve gittiğimde farklı konuşuyorum, onun dilinden konuşuyorum.

TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran'ın açıklaması:

Ankara’daki saldırı için hepimiz üzüldük. Kelimeler üzüntümüzü anlatmak için yetersiz kaldı. Vatandaşların can güvenliğinin sağlanması, bu durumun suçlularının ortaya çıkarılması hayati derecede önemli. Hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet diliyorum, geride kalanlara sabırlar diliyorum.

"SİYASİ LİDERLERDE AÇIK DİYALOGA GEREK DUYULUYOR"

Tüm Türkiye olarak biz bu şiddet ortamının sona ermesini istiyoruz. Türkiye’nin içinde bulunduğu bu zor günlerde, siyasi liderlerle açık diyaloga gerek olduğunu düşünüyoruz.  Siyasi liderlerle buluşma toplantısına 4 partinin liderini de davet etti.

Bugün ilk toplantımızı CHP lideri Sayın Kılıçdaroğlu ile yapıyoruz. Bildiğiniz gibi 7 Haziran seçimlerinin hemen ardından yeniden seçim ortamına girdik.

"REFORM İHTİYAÇLARINI HER ZAMAN DİLE GETİRİYORUZ"

Seçimler sonrasında süratle hükümetin kurulması, ülkenin huzurunu sağlayacak reform programlarına odaklanmak durumundayız. Bu hükümeti kurma sorumluluğu siyasi partilerin. Bizim toplum olarak sorumluluğumuz oyumuzu kullanmak ve reform ihtiyaçlarını her zaman bıkmadan usanmadan dile getirmektir.