BIST 9.752
DOLAR 35,22
EURO 36,79
ALTIN 2.980,00
HABER /  DÜNYA

Kılıçdaroğlu’ndan Çiçek’e mektup

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e gönderdiği mektupta yeni anayasa konusunda Çiçek’i ve her kesimi sorumluluk...

Abone ol

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e gönderdiği mektupta yeni anayasa konusunda Çiçek’i ve her kesimi sorumluluk içinde hareket etmeye davet etti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yeni anayasa konusunda TBMM Başkanı Çiçek’i sorumluluğa ve her kesimi sorumluluk içinde hareket etmeye davet ederek, “Gerek Başbakan’ın açıklamaları, gerek AK Parti yetkililerinin tutumları dikkate alındığında Anayasa Uzlaşma Komisyonunun varlığından rahatsızlık duydukları ve bir an önce sona erdirmek istedikleri anlaşılmaktadır. Üç yıllık bir çalışma birikimi ve özgürlükçü bir anayasa yapma fırsatının, iktidar partisinin günlük siyasal çıkarları ve kariyer planlaması uğruna heba edilmesi tabii ki kabul edilemez” dedi.
Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e gönderdiği üç sayfalık mektupta
Çiçek’in 22.11.2013 tarih ve 151378 sayılı yazısına değinerek, şunları kaydetti:
“Söz konusu yazıda, Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarında bir uzlaşma sağlanamayacağının anlaşılması nedeniyle Komisyon Başkanlığı görevini yürütmenizin yararı kalmadığı ifade edilmektedir. Ancak yaptığınız değerlendirmelerde, komisyondaki tıkanıklığın gerçek nedenlerine ise hiç değinilmemiştir. Anayasa Uzlaşma Komisyonu, TBMM’de grubu bulunan dört siyasi partinin ortak iradesiyle kurulmuş, çalışma usulleri 15 maddelik protokolde düzenlenmiştir. Komisyonun nasıl sona ereceği de bu protokolde belirlenmiştir. Buna göre Siyasi Parti Gruplarından birisi Komisyondan çekilme iradesini açıkladığı ya da 3 toplantıya mazeretsiz olarak katılmadığı takdirde, Komisyon münfesih hale gelecektir.
Anayasa çalışmaları parlamenter sistem esasına göre başlamış ve Komisyon çalışmaları bu çerçevede yürürken, AKP diğer üç siyasi partiden farklı olarak “başkanlık sistemi” önerisi sunmuş, bu önerisini bir pazarlık unsuru olarak masada sürekli tutmuş ve bunu açıkça da ifade etmiştir. Başkanlık sistemi ısrarı, yasama ve yürütme bölümlerindeki müzakere ve mutabakatı engelleyen en önemli unsurlardan olmuştur.
Öte yandan “başkanlık sistemi olmazsa partili cumhurbaşkanlığı olsun” şeklindeki tartışmalarla AKP, süreci özgürlükçü bir anayasa yapma süreci olarak değil, kişisel kariyer planlama süreci olarak gördüğünü ortaya koymuştur. Beklentisine ulaşamayacağını hissettiği andan itibaren de Uzlaşma Komisyonundan rahatsızlığını ve masayı dağıtma niyetini hissettirmekten çekinmemiştir. Buna karşın Komisyon bu güne kadar yaptığı çalışmada 60 maddede tam mutabakat sağlayabilmiştir. Bu önemli bir aşamadır.
Ancak, Sayın Başbakan’ın Komisyon çalışmalarına yönelik müdahaleci sözleri; özellikle yetkisi olmadığı halde çalışmalara süre koymaya ve Komisyona ömür biçmeye dönük ihtar üslubu içeren açıklamaları, çalışmaların güven içinde yürümesine önemli ölçüde zarar vermiştir.
AKP grubu tarafından yaratılan bu güven dışı ortama rağmen çalışmalar devam ederken, TBMM Başkanının ani bir kararla çalışmaları sonlandırılmak istemesi, Komisyonu dağıtmak isteyen Başbakan ve AK Parti’nin omuzlarından yükü alma girişimi olarak algılanmıştır.
Başbakan’ın 28 Kasım tarihli Grup Toplantısında, “Meclis Başkanının Komisyonu feshettiğini” ifade etmesi karşısında Meclis Başkanının sessiz kalması da bu algıyı destekleyen bir tutum olmuştur.
Ülkemizin özgürlükçü, demokratik bir anayasaya ihtiyacı vardır. Temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, tam demokrasinin sağlandığı, demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin sadece bir sözden ibaret olmayıp kurumsal alt yapısıyla birlikte tesis edildiği, üniter yapı içinde ulus devlet esası üzerinde şekillenen Cumhuriyetin temel değerlerinin korunduğu, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucu rolünün vurgulandığı bir anayasanın uzlaşma içinde yapılmasına büyük önem veriyoruz.
Bu nedenle bu güne kadar Başbakan’ın ve AK Parti’nin süreci tıkamaya, günlük siyasi manevra ve hesaplarına kurban etmeye ve bozmaya dönük tüm çabalarına karşın, çalışmaları sürdürmeye özen gösterdik. Bu çabayı bundan sonra da devam ettirme arzusundayız. Ancak TBMM Başkanının, Başbakan’ın Uzlaşma Komisyonunu dağıtma arzusunu gerçekleştiren bir misyonu üstlenmesini de uygun bulmuyoruz.
Çalışmalara devam etmek istemeyen bir siyasi parti pekâlâ masadan ayrılabilir. Bu durumda imzalanan Protokole göre Komisyon dağılır. Siyasi sorumluluk Komisyonu dağıtana ait olur. Gerek Başbakan’ın açıklamaları, gerek AKP yetkililerinin tutumları dikkate alındığında Anayasa Uzlaşma Komisyonunun varlığından rahatsızlık duydukları ve bir an önce sona erdirmek istedikleri anlaşılmaktadır. Üç yıllık bir çalışma birikimi ve özgürlükçü bir anayasa yapma fırsatının, iktidar partisinin günlük siyasal çıkarları ve kariyer planlaması uğruna heba edilmesi tabii ki kabul edilemez. Bu çerçevede çalışmaların amacına ulaşması için her kesimin sorumluluk içinde hareket etmesini bekliyoruz.”