BIST 9.673
DOLAR 35,16
EURO 36,57
ALTIN 2.959,13
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Kılıçdaroğlu'ndan büyük iddia

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye'nin lider ülke olma yerine Ortadoğu'da şamar oğlanına döndüğünü savundu.

Abone ol

Ülkenin itibarının yerlerde süründüğünü savunan Kılıçdaroğlu, hükümeti kızdıracak bir iddiada bulundu:

"10 yıl önce Şam'ın üzerinden Türkiye'ye ait bir uçak geçse kimse ağzını açamazdı."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye'nin Türk askeri uçağını düşürmesi ve ardından yaşanan gelişmelere ilişkin, Suriye'nin resmen Türk halkından özür dilemesi ve tazminatı ödemesini istedi.

Kılıçdaroğlu, CNN Türk televizyonunda yayınlanan ''Tarafsız Bölge'' programına katılarak, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Suriye'nin Türk askeri uçağını düşürmesinin ardından yaşanan gelişmelere ilişkin sorulara yanıt veren Kılıçdaroğlu, iktidarın Suriye politikasını eleştirdi.

''Türk uçağının düşürülmesine misilleme olarak bir askeri hedefin vurulması gerektiğini mi düşünüyorsunuz?'' yönündeki soruya Kılıçdaroğlu, ''Ben hiçbir zaman 'komşularımızla savaşalım' demedim, demem. Bunu doğru da bulmam. Barışı dillendirmek varken neden savaş? Benim eleştirilerimin altında yatan şu; bu hükümetin dış politikası blöf üzerine kuruldu. Türkiye'nin Ortadoğudaki konumuna zarar veriyor'' yanıtını verdi.

CHP iktidarda olsaydı Suriye politikasının şimdi yaşananlardan çok farklı olacağını belirten Kılıçdaroğlu, Suriye'nin demokratikleşmesine, halkının özgürleşmesine katkıda bulunmanın yolunun baskı ve tehdit olamayacağını dile getirerek, bir başka ülke için ''Bıçak kemiğe dayandı'' gibi ifadeler kullanmanın yanlış olduğunu savundu.

''Her zaman barıştan yanayım''

Kılıçdaroğlu, kendisinin her zaman barıştan yana olduğuna değinerek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, bölgede yaşanan gelişmelere ilişkin açıklamalar yaparken dikkatli davranmadıklarını ileri sürdü.

Şamar oğlanı

Başbakan Erdoğan'ın, partisinin son Meclis grup toplantısında konuya ilişkin sözlerini de eleştiren Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Bütün dünya Erdoğan'ın grup konuşmasını izledi. Orada bir çaresizlik gördük. Bir T.C. Başbakanı'nın böyle aciz kalması ağırıma gidiyor. 10 yıl önce Şam'ın üzerinden Türkiye'ye ait bir uçak geçse kimse ağzını açamazdı. Bir saygınlığı vardı. 'Sıçan geçer yol olur' derler eskiler. Türkiye Ortadoğu'nun gücü olmak yerine, Ortadoğu'nun şamar oğlanı haline geldi."

Rusya bu denklemde ana unsur

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in geleceğini nasıl gördüğünün sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, geleceğe ilişkin tahmin yapmak istemediğini ifade etti.

Kılıçdaroğlu, Esed'i nasıl değerlendirdiği yönündeki soruyu yanıtlarken ise Suriye Devlet Başkanı'nın ülkesinde demokrasi ve özgürlüklerden yana bir tavır izlemediğinin herkes tarafından bilindiğini söyledi. Suriye sorununa bakılırken Ortadoğu'nun koşullarının göz ardı edilmemesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Ortadoğu'nun denklemini unutmamamız gerek. Suriye tek başına bir Suriye değildir. Rusya'yı bu denklemde ana unsur olarak göreceksiniz. Rusya'nın Akdeniz'e açılmasında tek liman Suriye. Esed'e kızıyoruz. Esed gitti, kim gelecek? Ben bunu Amerikan Büyükelçisine de sordum. Onlarda da soru işareti'' dedi.

Bot fotoğrafı gösterdiler

Askeri uçağın vurulmasının ardından Başbakan Erdoğan ile yaptığı görüşmeye ilişkin soruları da yanıtlayan Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın, görüşmede pilotlara ait bir bot fotoğrafı gösterdiğini, bulunduğu söylenen diğer 3 botun fotoğrafını ise görmediklerini bildirdi.

Kılıçdaroğlu, ayrıca kokpitte bir maddenin eridiği ve bunun da füzeyle vurulma sonucunda olabileceğinin kendilerine aktarıldığını dile getirdi.

''Provokasyon olabilir''

Arap Baharı'nın yaşandığı hiçbir ülkeye ne yazık ki demokrasinin gelmediğini savunan Kılıçdaroğlu, ''Demokrasi bir günden yarına olacak bir şey değil. Silahla baskıyla olacak bir şey değil. Esed gidecek, arkasından demokrasi gelecek... Irak'a demokrasi mi geldi?'' diye sordu.

''Türkiye'yi Ortadoğu batağına çekmek için bir provokasyonla karşı karşıya olabilir miyiz?'' yönündeki soruya karşılık Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

''Olabilir. Türkiye'nin girmemesi gereken bir alan varsa Ortadoğu bataklığıdır. Çünkü Ortadoğu bataklığı sadece Ortadoğululara ait bir alan değildir. Burada bütün egemen güçlerin söz sahibi olma istediği vardır. Bir kısmı da söz sahibidir zaten. O alana girdiğiniz andan itibaren bir bataklığa girmiş olursunuz ve onun sonu belli olmaz. O açıdan biz özellikle Ortadoğu bataklığına girmemeyi bir herhangi bir devlette bir partinin lehinde veya aleyhine görüş belirtmemeyi, bir iktidar varsa iktidarla ilişkileri iyi götürmeyi, bizim temel ilkemizin bu olması gerektiğini söylüyoruz.''

Suriye konusunda TBMM'ye bir tezkere gelmesi durumunda destek verip vermeyecekleri sorusuna ise Kılıçdaroğlu, ''Tezkere gelirse önce gerekçesini görmemiz gerekir'' yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin ulusal çıkarlarının gerektirdiği her karara destek vereceklerini de ifade etti.

Kılıçdaroğlu, bir başka soruyu yanıtlarken, önümüzdeki birkaç gün içinde Suriye konusunda herhangi beklenmeyen bir gelişme yaşanacağını düşünmediğine değinerek, ''Türkiye, uluslararası hukuk bağlamında söylüyorum, bu arenada ciddi bir mücadele verirse istediği sonuçları alabilir. Suriye'nin çıkıp resmen Türk halkından özür dilemesi lazım. Uluslararası hukukun gerektirdiği tazminatı ödemesi lazım. O zaman biz de evet özür dilemiştir, bir yanlışlık olmuştur, bunu kabul edebiliriz'' diye konuştu.

Kırılma noktası Mavi Marmara

Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Ortadoğu politikasında kırılma noktasının, ''Mavi Marmara'' gemisine yapılan saldırı ve sonrasında Türkiye'nin izlediği politika olduğunu savundu.

Türkiye'nin dış politikada, ''Oyun kurucu, küresel güç'' gibi değerlendirmeler olduğunun hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, ''Hangi oyunu kurdu'' diye sordu. Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin gerçekten güçlü olduğunu ama izlediği politika nedeniyle ''Her gelenin tokat attığı bir ülke haline geldiğini'' ileri sürdü.

''Gittiğimizde bize ait yerler kağıt konularak belirlenmişti''

''BDP ve sizin, Başbakanla görüşmenizde fotoğraf tartışması yaşandı, bunları nasıl değerlendiriyorsunuz? Oturma düzenine ilişkin partinizden tepki aldınız mı?'' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

''Tabii Sayın Demirtaş oradayken askerler var mıydı yok muydu bilmiyoruz? Biz orada olmadığımız için bunu Sayın Demirtaş'a sormak lazım. Ama bizimle ilgili fotoğraf; evet normalde Sayın Başbakan ve arkadaşlarının bir tarafta, bizim bir tarafta olmamız gerekirdi. Sunuş yapacak arkadaşlar da zaten yansı üzerinde o sunuşu yaparlardı. Fakat gittiğimizde bize ait yerler kağıt konularak belirlenmişti, biz bunu sorun yapmak istemedik o anda, sorun yapsak, 'Türkiye'nin bu kadar derdi var, bunlar hala koltuk işiyle uğraşıyor' diye bir algıyı beslemiş olurduk ve bunu doğru bulmadık o aşamada... Ama şunu söyledik, yani eğer 'bir daha böyle bir masa düzeni olursa, böyle bir toplantıya katılmayız' dedik. Bunu söyledik.''

Ortak akıla çözelim

''CHP'nin Kürt meselesinin çözümüne ilişkin ana parametreleri nelerdir?'' yönündeki soruya karşılık Kılıçdaroğlu, bunların herkes tarafından bilindiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, her partinin kendisine göre çözüm önerileri bulunduğunu, bunların bir masanın etrafında tartışılıp konuşulması gerektiğini, sorunun 30-35 yıllık bir geçmişi olduğunu ve ortak bir akılla çözülebileceğini bildirdi. Türkiye'nin, sorunlarını kendi iç dinamikleriyle kendisinin çözmesi gerektiği görüşünü yineleyen Kılıçdaroğlu, sorunun çözüm yollarının bulunduğunu, eksikliğin ''Birlikte oturup konuşma kültürü'' olduğunu söyledi.

''KCK operasyonları ve tutuklamaları var. Güneydoğu'da çok sıkıntı var, insanlar şikayetçi'' denilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, ''Hiç kimsenin düşüncelerinden ötürü hapse atılmasını kabul etmiyoruz. Seçimle gelenlerin siyasal nedenlerle hapse atılmasını da istemeyiz. Adi suçlar ayrı. Terör örgütüne destek vermek ise kabul edilemez oda ayrı bir şey'' ifadesini kullandı.

''Bu ülkede kim yaşıyorsa, özgürce yaşamalı''

''Kürt kimliğinin önündeki engelleri kaldıracağız dediniz, bu engeller nelerdir?'' diye sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, ''Kürt kökenli bir vatandaş kimliğimle ilgili 'engel var' diyorsa, bu engelleri kaldırmamız lazım. Bu ülkede kim yaşıyorsa, özgürce yaşamalı. Ona soracağız, 'senin önündeki engeller nelerdir', diye soracağız'' değerlendirmesinde bulundu.

Ana dilde öğrenime eve ama eğitime hayır

Kılıçdaroğlu, herkesin kendi dilini öğrenme hakkının bulunduğunu ancak eğitim dilinin tek olması gerektiğini, aksi durumun ülke bütünlüğüne zarar vereceğini söyledi.

Terör sorununun çözümünde devletin yaptığı görüşmelere ilişkin soruyu yanıtlarken de Kılıçdaroğlu, ''Devlet meşru zeminde kalmak zorundadır, meşru zeminde kaldığı sürece devlet olarak kalır'' ifadesini kullandı.

Özel yetkili mahkemeler

Kılıçdaroğlu, bir başka soruya karşılık, demokrasi açısından özel yetkili mahkemelerin kabul edilemeyeceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, iktidar partisinin bu mahkemelerin sağlıklı olmadığı gerçeğini, ''MİT Müsteşarı'yla ilgili sorun'' ortaya çıkınca gördüğünü savundu.

''Genelkurmay Başkanı'nın şehitler için düzenlenen törende ağlamasına'' ilişkin görüşünün sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, ''Genelkurmay başkanları da ağlar ama şehitlerin başında ağlamaz. Benim anlayışım bu. Genelkurmay Başkanı'nın görevi vardır, ne yapacağını bilmesi gerekir. Onun bir görev alanı var. Eğer şehitlerin başında ağlıyorsanız, tuzağa düşmüşsünüz demektir. Bir komutan savaş meydanında ağlamaz, işin özü budur'' dedi.

''8 şehidin cenazesinin önünde ağlayamaz mı? Beton mudur Genelkurmay Başkanı?'' sorusuna ''Belli kişiler vardır, bu kişilerin belli sorumlulukları vardır. O sorumluluğun gereğini yerine getirmeleri gerekir. Olay ne kadar acı, ne kadar vahim olursa olsun'' yanıtını veren Kılıçdaroğlu, başka bir soruya karşılık da Fetullah Gülen'in bu konudaki açıklamalarını dinlemediğini söyledi.

''Demokratik kurultaylar statlarda yapılmaz''

İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'in partideki görevinden istifasıyla ilgili düşüncesinin sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, Tekin'le bir yol ayrımı olmadığını, kendi isteğiyle görevinden ayrıldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, kendisinin partide tek adam olmadığını, bütün genel başkan yardımcılarına eşit mesafede durduğunu vurguladı.

34. Olağan Kurultayı'nın hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, kurultayda Parti Meclisi seçimi için çarşaf liste uygulayacaklarını, anahtar liste de olabileceğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, bir başka soruyu yanıtlarken, ''Demokratik kurultayların statlarda yapılamayacağını, demokratik bir yarış olacaksa bunun yerinin statlar olamayacağını'' dile getirdi.

Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin soruları da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, kadın cumhurbaşkanının 21. yüzyılın Türkiye'sine yakışacağını düşündüğünü belirterek, aday olarak da kafasında bazı isimlerin bulunduğunu kaydetti.