Kılıçdaroğlu'ndan 'Bu mektup 5 Kasım skandalı olarak tarihe geçecektir' diyen Bahçeli'ye yanıt
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki yabancı büyükelçilere Kanal İstanbul'la ilgili mektup göndermesiyle ilgili eleştirilere "Ülkenin menfaatini korumak, gözbebeğimiz İstanbul'u korumak ne zamandan beri yabancılara ihbar oldu?" diye yanıt verdi.
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 5 Kasım'da Türkiye'deki yabancı büyükelçilere gönderdiği Kanal İstanbul mektubu tartışma konusu oldu.
Kılıçdaroğlu o mektupta yabancı ülkelerden Kanal İstanbul ihalesine girecek olası şirketlerin ağır bedeller ödeyeceği uyarısında bulunmuştu.
MHP lideri Bahçeli, bugün partisinin grup toplantısında Kılıçdaroğlu'na yüklenerek "Bu mektup bir siyaset krizidir. Bu mektup 5 Kasım skandalı olarak tarihe geçecektir." sözleriyle tepki gösterdi.
Kılıçdaroğlu, eleştirilere partisinin grup toplantısında yanıt verdi. İhaleye girmeyi düşünenlere tehdidini sürdüren Kılıçdaroglu, şunları söyledi:
"Kanal istanbul ihalesine kim girerse ağır bedeller ödeyecektir"
Ülkemizi seviyoruz, İstanbul'un talan edilmesini istemiyoruz. Yabancıların da talana ortak olmasını istemiyoruz. Sadece bizim iş insanlarımıza değil, Büyükelçiliklere de yazı yazdım. "Eğer Kanal İstanbul'a sizin ülkelerinizden bir şirket, kişi ya da müteahhit girer, İstanbul'u talan ederse o da ağır bedeller ödeyecektir" dedim. Diyorlar ki, Bizi niye yabancılara şikayet ediyorsun? anlamıyorlar.
Ülkenin menfaatini korumak, gözbebeğimiz İstanbul'u korumak ne zamandan beri yabancılara ihbar oldu? Bunu söyleyenler bizim milliyetçiliğimizi asla sorgulayamazlar. Bu Cumhur İttifakı'nın en temel sorunu ne? En temel sorunu şu; birisi diyor ki ben milliyetçiyim, öteki diyor ki ben her türlü milliyetçliği ayaklar altına aldım. Bunlar koalisyon kurmuşlar. Hiç kimse merak etmesin bu ülkenin çıkarlarını, İstanbul'un talan edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Kanal istanbul ihalesine kim girerse ağır bedeller ödeyecektir. "
Bahçeli ne demişti?
Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Kanal İstanbul ile ilgili büyükelçilere yazdığı mektubu eleştirmiş ve jurnalcilik yaptığını dile getirmişti. İşte o açıklama:
"Sayın Kılıçdaroğlu ne hallere düştün? Seni ele geçiren, iradene pranga vuran kimdir? İtiraf et de yardım edip elinden tutalım, ihbar et ki düştüğün derin çukurdan seni çekip alalım. Türkiye’nin bir meselesini yabancı büyükelçilere nasıl bir mantıkla, hangi hakla şikayet edip yardım dileniyorsun? Ayrıca senin muhatabın büyükelçiler mi? Hiç mi gocunmadın, hiç mi utanmadın, hiç mi sıkılmadın? Derdin varsa gidersin millete düşüncelerini paylaşırsın, yabancı büyükelçilere ülkemizi, ülkemizdeki muazzam bir projeyi nasıl ispiyonlarsın? Ne hakla kötülersin? 18 Ekim bildirisinin anlaşıyor ki siyasi ayağı sensin çünkü süngü düşürmüş bir siyaset defosu, ona buna el açan mihnet ehlisin. Kılıçdaroğlu, demokrasiye kara çalmış, leke sürmüştür. Emperyalizmin Türkiye’deki sürgit kuluçkası olduğunu ispatlamıştır. CHP, milli iradeyle yollarını bir daha kavuşmamak üzere ayırmıştır. Yabancılardan medet uman bir siyaset acizliğinin Türkiye’nin geleceğinde olması artık imkansızdır.
CHP'ye gönül veren kardeşlerim ya Kılıçdaroğlu ve dar kadrosundan derhal kurtulacak ya da partilerinin siyaset çöplüğüne gitmesini hüzünle izleyeceklerdir. Kılıçdaroğlu, bir çuval inciri berbat etmiştir. Artık suyu ısınmış, miadı dolmuştur. Bu siyaset kofluğunun buram buram jurnal kokan mektubu gayrimillidir, gayriahlakidir, gayrimeşrudur, gayriciddidir, dahası millet ve demokrasi karşıtıdır. Zillet ittifakının dikişleri sökülmüş, yama tutmadığı ortaya çıkmıştır. Sayın Kılıçdaroğlu, tarihinden de mi ders ve ibret almadın? Nasıl bir hüsrandasın? Nasıl bir tüneldesin? Yabancı büyükelçilere mektup yazıp Türkiye’yi ve İstanbul’u şikayet etmen ipliğini pazara çıkarmıştır. İstanbul’un sorunlarını gidermek varken, misal olarak Türkiye’nin göz bebeği Kapalıçarşı esnafımızın ağırlaşan ulaşım ve otopark sorunlarının çözümü hususunda Büyükşehir Belediyesi üç maymunu oynarken, sen kime ne anlatmaya çalışıyorsun?"
İşte ortalığı karıştıran o mektup