CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında Başbakan Erdoğan'a sert dille yüklendi.
Abone olİNTERNETHABER
AK Parti Grup Toplantısında 'Tarafsız bir cumhurbaşkanı olmayacağım' diyen Başbakan Erdoğan'a CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan sert eleştiriler geldi.
CHP Grup Toplantısı'nda konuşan Kılıçdaroğlu, "Sanıyorum Erdoğan Cumhurbaşkanlığı yemini etmeyecek. Çünkü yeminde tarafsızlık var. Tarafsız olmayacağım diyen biri heralde yemin de etmeyecektir" dedi.
HARAMZADESİN! KUSURA BAKMA
Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda havalimanı ve yol ihalelerini de takip edeceğim açıklamalarına da değinen Kılıçdaroğlu, "Bir cumhurbaşkanı yol inşaatı ihalelerini neden takip eder? Ben senin malı nasıl götürdüğünü çok iyi biliyorum, beceriksin! Haramzadesin! Kusura bakma" diye konuştu.
“SAADET PARTİSİ’NDE BANA DENDİ Kİ…”
Cumhurbaşkanı adayları belirlenmeden önce, ziyaret ettiğim partilerden birisi Saadet Partisi’ydi. Olay yolsuzluğa gelince, “iğneden ipliğe hesabı sorulur bir gün” diye bir şiiri hatırlattı. Şiirin bir dörtlüğü, şöyle diyor Karacaoğlan
“Bu dünyada ademoğluyum dersin, helali haramı durmayı yersin, yeme el malını er geç verirsin, iğneden ipliğe sorulur bir gün”
“ŞİMDİ BEN BU ŞİİRİ OKUYAN SAYIN KAMALAK’A DA SÖYLÜYORUM…”
Şimdi ben bu şiiri okuyan Sayın Kamalak’a da söylüyorum. Ne güzel şiir. Kul hakkı yiyenden sorulur diyor Karacaoğlan. O adamlardan birisi şimdi cumhurbaşkanı adayı, sen de sandığa gideceksin. Senin partililerin de sandığa gidecek. Bu şiiri eminim içinden okuyup sandığa öyle gidecektir. Buna da yürekten inandığımı ifade etmek isterim.
Bakanlar tabi 700 milyarlık saati alır rüşvet olarak, haram parayla hacca gider rüşvet olarak. Sistem böyle kurulmuş. Ama devletin çarkları da artık işlemiyor. Geçen Salı günü, grup toplantımız var. AKP’nin de grup toplantısı bir başka yerdeydi 1 saat 50 dakika sürdü. TRT dört kanaldan, dört kanaldan tamamını verdi. E sıra geldi CHP’ninkine, bizimki ne kadar verilmiş olabilir? Sıfır.
TRT kanunun beşinci maddesi, yayın ilkeleri. Kamuoyunun sağlıklı ve serbestçe oluşabilmesi için, yeterli yayın yapmak, tek yönlü, taraf tutan yayın yapmamak ve bir siyasi partinin grubun çıkar çevresinin inanç veya düşüncenin menfaatlerine alet olmamak.
“TRT BÖYLE BİR KURULUŞ”
Tam tamına 180 derece ters düşüyor. Kendisini AKP’nin yayın organı durumuna düşündü. Kimin parasıyla? Benim paramla, sizin paranızla. TRT böyle bir kuruluş.
“CHP GRUBUNDA KAVGA ÇIKSAYDI 24 SAAT VERİRDİ”
Çiftlik diyeceğim ama çiftliği de geçti bunlar. Bu kadar rezilliği bir demokrasi kabul edemez. İki saat yayın vereceksin dört kanaldan, CHP’ye gelince bir saniye bile vermeyeceksin. Ne zaman verirdi? CHP grubunda kavga çıksaydı 24 saat verirdi. Ahlak yoksunu insanların oturduğu bir yerdir orası.
“SİZLER KAPIKULU DEĞİLSİNİZ”
Buradan adalet ve kalkınma partisinin 311 vekiline seslenmek isterim. Sizler kapıkulu değilsiniz. Sizin önünüze boş kağıdı verdiler imzaladınız. O nedenle Erdoğan sizi tuzluğa benzetiyordu zaten. İçinizden biri çıkıp biz tuzluk değiliz diyemediniz. Boş kağıda gidip imza attınız, kimin cumhurbaşkanı olacağını bilmeden. Ama Erdoğan şöyle bir ters köşe yapabilirdi, Rıza Zarrab’ı cumhurbaşkanı adayı, Arınç’ı da genel sekreter gösterebilirdi. Neden Arınç sekreter olsun? Ağlayacak bir adama, arada bir ağlayacak bir adama ihtiyaç var.
Cumhurbaşkanlığı makamı bir siyasi liderin makamı değildir. Siyasi partiler tartışırlar, eleştirirler. Ama cumhurbaşkanlığı makamı böyle bir makam değildir. Yüce bir makamdır, 76 milyonu kucaklayan bir makamdır. O nedenle oraya oturacak kişinin ilmi irfanı doğru olmak zorundadır. Hepimizi temsil edecek yetenekte birisi olmak zorundadır. Devlete sahip çıkacak, devlet adamı kimliğini taşıyacak birisi olması gerekir.
“CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMI SİYASET YAPILACAK YER DEĞİL”
O, göreceksiniz Türkiye cumhuriyetini hem batıda hem doğuda temsil edecektir. Erdoğan şimdi ona bir şey diyemiyor. Erdoğan, oraya çıkacağım siyaset yapacağım diyor. Cumhurbaşkanlığı makamı siyaset yapılacak yer değil. Cumhurbaşkanlarının sorumluluğu yoktur, onlar, o makama oturacaklar tarafsız olmak zorundadırlar. Diyor ki ben tarafsız olmayacağım. Öyle anlaşılıyor ki yemin etmeyecek. Tarafsızlık metni var. Ne üzerine edecek? Namusum ve şerefim üzerine diye yemin edecek.
Ben şimdi merak ediyorum. Tarafsız olmak, bütün siyasal partilere eşit mesafede olmak demektir. Ama sen öyle değilsin. Sonra ne diyor, diyor ki “Ben havalimanı inşaatını da yol ihalelerini de takip edeceğim” diyor. 76 milyon yurttaşıma sesleniyorum. Yaşı ne olursa olsun. Bir cumhurbaşkanı yol inşaatı ihalelerini niye takip eder? Takip edeceğim diyor. Ben senin nasıl malı götürdüğünü çok iyi biliyorum. Sen bu konularda beceriklisin. İhaleleri takip edeceğim diyor.
“ŞİMDİ SEN BİR HARAMZADESİN KUSURA BAKMA”
Sen kupon arazileri de takip ediyorsun. Sen yürütmenin başısın, ben onu da çok iyi biliyorum. Malı nasıl yürüttüğünü onu da biliyorum. Kul hakkı yediğini de çok iyi biliyorum. Şimdi sen bir haramzadesin kusura bakma. Cumhurbaşkanı adayının temiz olması lazım temiz. Cam gibi olması lazım cam. Senin neren temiz? Alnındaki kirleri temizlemeden sen o makama nasıl oturacaksın?
Mal varlığını vermiş. Evi yok, aramızda para toplayıp bir ev alalım bari adam gariban bir adam. Ben merak ediyorum gerçekten, bir sürü yerde villaları var bu adamın, Çatalca’daki Urla’daki Kısıklı’daki villalar. Ve Şehrizar konutlarından alınan villalar. Kimin üstüne bunlar? Bakın, alın teriyle kazanılan bir mal dolayısıyla insanlar utanmazlar. Çıkarlar milletin önüne, bunun her kuruşunda benim alın terim var derler. Gizliyor saklıyor. Haram paraya nasıl diyecek ben
“DESE Kİ ‘TEMİZ BİR ADAM DEĞİL’, KENDİSİNİ TARİF ETMİŞ OLACAK”
Demiyor muydu, ben yırtık ayakkabıyla siyasete girdim. Dünyanın en zengin başbakanlarından birisin sen şimdi. Milletin içinde bulunduğu duruma bak, beyefendinin durumuna bak. Sık sık söylerim, çatacak bir şey bulamadı dedim. Ekmel Bey’e, geçenlerde dilini tutamamış monşer demiş. Ne diyecek merak ediyordum. Dese ki temiz bir adam değil, kendisini tarif etmiş olacak, cahil dese kendisini tarif etmiş olacak. Adam 57 ülkeyi yönetmiş, sen bir ülkeyi bile yönetemedin, soyup soğana çevirdin
O halkın arasına inen birisi, halkla beraber yürüyen birisi. Temiz yürekli bir adam. Sen koruma ordusu olmadaki gidip kahveye oturabiliyor musun? Göreceksiniz Ekmeleddin Bey gidecek oturacak her yurttaşı kucaklayacak.
Yalancıdan başbakan olmaz. Vallahi billahi olmaz. Yalancıdan cumhurbaşkanı adayı da olmaz. Gene gitmiş dilini tutamamış. Hayatımda gördüğüm en büyük yalanlardan birisi. Gidiyor Samsun’a miting yapıyor. 10 Kasım’da Mustafa Kemal hayata gözlerini yumdu. Bir gün sonra askerler meclisi kuşattılar, ya İnönü’yü seçersiniz ya TBMM’yi kapatırız dediler. İnönü cumhurbaşkanı seçildi.
Yalanın bu kadarına pes ya. Arkadaşlarım incelediler. Yahu kim gidip Meclis’i sardı? Bakın arkadaşlar 11 Kasım 1938. Celal Bayar’ın başkanlığında CHP grubu toplanıyor. Bayar’ın yaptığı konuşma “oylarınızı serbestçe vereceksiniz. Herkes istediğini yazsın. En çok oy alan aday gösterilecek” İsmet İnönü’ye 322 oy çıkıyor. Sonra TBMM genel kurulunda oylama yapılıyor 399 vekil katılıyor, 348 oy birliğiyle İnönü cumhurbaşkanı seçiliyor. Asker yok mu? Yok dersen yalan söylemiş oluruz. Asker var bando mızıka için var.
“DÜNYANIN EN BÜYÜK YALANCISI”
Dedem Sarıkamış’ta şehit olmuştu demişti. Bir baktık askeri kaynaklara, o da yalan. Dünyanın en büyük yalancısı, bu kadar yalan söyleyen ikinci bir adam daha önce görmedim.
Şimdi kalkmış ben cumhurbaşkanlığına aday olacağım diyor. Bunu yapabilmek için önce mal varlığının hesabını vereceksin. Aklanacaksın, temizleneceksin. Çocuklarınla beraber eşinin mal varlığını açıklayacaksın. Helalse korkmayacaksın, haramsa zaten açıklayamazsın. Biz herkes zengin olsun istiyoruz. Herkesin ekonomik gücü iyi olsun istiyoruz. Ama alın teriyle kazanılan mal varlığı, çalarak değil, milleti soyarak değil.
“YÜREĞİN YETİYORSA, EŞİT KOŞULLARDA EKMELEDDİN BEY’LE YARIŞA GİR”
Yalan söylemekten vazgeç birinci kural. İkinci kural, yüreğin yetiyorsa, eşit koşullarda Ekmeleddin Bey’le yarışa gir. Başbakanlıktan istifa etmiyorsun, eşit koşullardan gitmiyorsun. Fırsat eşitliği diye bir kavram var. demokrasilerin inançların özüdür. Siz buna inanmıyorsunuz. Fırsat eşitliği ekonomide olur, eğitimde olur, sosyal yaşamda olur, politikada olur.