CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yunanistan'ın Ege'de 18 adayı işgal ettiğini öne sürerek Başbakan Yıldırım'a çağrıda bulundu.
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ege Denizi'nde egemenliği açıkça Yunanistan'a verilmemiş Türkiye'ye ait 18 ada olduğunu iddia ederek, "Bunların dilinde milliyetçilik düşmüyor. Burnumuzun dibinde 18 adayı kaybettik. Binali Yıldırım’a soruyorum. 18 adayı geri alacak mısın? Almayacak mısın? Milliyetçi misin değil misin?" dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi.
"BİNALİ YILDIRIM BEY'E SORUYORUM, 18 ADAYI GERİ ALACAK MISIN?"
Ege Denizi'nde egemenliği açıkça Yunanistan'a verilmemiş Türkiye'ye ait 18 ada olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bu adalarla ilgili Başbakan Yıldırım'a seslenerek, şöyle konuştu:
"Bize ait adalar. Horoz öttüğünde duyuyoruz, Yunanistan bayrağı var, işgal etmiş vaziyette. Bunlar, dillerinden milliyetçilik düşmüyor, Lozan diyorlar, 'topraklarımız azaldı' diyorlar. Burnumuzun dibinde 18 adayı kaybettik. Şimdi Binali Yıldırım Bey'e soruyorum? 18 adayı geri alacak mısın, almayacak mısın? Milliyetçi misin değil misin? Kıbrıs'ta şu anda KKTC toprakların yüzde 37'sine sahip. Bunu yüzde 29,2'ye düşürmek istiyorlar. Kıbrıs'ı da satmak istiyorlar. Biz diyoruz ki ' o adalar bizim mi?' Evet diyorlar. Bu adalarda bizim bayrağımız mı dalgalanmalı mı? 'Evet' diyorlar. Ama Yunanistan Bayrağı var, 'neden müdahale etmiyorsunuz?' diyoruz. 'Efendim çok daha önemli bir işimiz var, bizim bir reisimiz var, ona bir koltuk bulmaya çalışıyoruz' diyorlar."
"BAL GİBİ DE AYRIM YAPILIYOR"
Geçen hafta, "Şehitler arasında ayrılık, gayrılık olmasın. Doğru olmaz, 15 Temmuz şehitleri ve diğer şehitler gibi bir ayrım ihanettir" dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, bunun üzerine Milli Savunma Bakanlığının, "Hiçbir ayrım yapmıyoruz" diye açıklamada bulunduğunu, ancak "Bal gibi de ayrım yapıldığını" savundu.
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir yönetim, ülkeyi yönetenler şehit ve gazilerimiz arasında ayrım yapıyorsa o hükümet, Türkiye'yi bölen, bölücü hükümettir. Şehidin anneleri arasında fark var mı, ağlayan anneler arasında fark gözetilebilir mi, gencecik evladını toprağa veren baba diğerinden farklı düşünülebilir mi? Bu açıklamayı yaptık, başta havuz medyası koro halinde bize saldırdılar. 'Kılıçdaroğlu yanlış söylüyor.' Kılıçdaroğlu, ağzından çıkan her lafı ölçüp tartıyor. Bunlar iktidara geldiğinde, 'bedelliden elde edilecek gelir şehit aileleri ve gazilere verilecek' dediler, bir kuruşunu dahil vermediler. Bu havuz medyası ve köşe yazarları, bu konuda tek satır yazmadılar. Çünkü kalemlerini, akıllarını başka yere kiraladılar. Vicdanla, ahlakla değil, parayla yazıyorlar. Parayla yazı yazıyorsan sen adam, gazeteci değilsin.
Şehit aileleri ve gazi ailelerine iş verilecek dediler. Şehit ailelerine öteden beri veriliyordu, gazi ailelerine hiç verilmedi. Bir gaziyi, beni ziyaret ettiği için işten çıkardılar. Terörle mücadele ederken iki kolu kopmuş bir gazinin, beni ziyarete gelmesinin ne sakıncası var. Bunlarda din, iman, ahlak yok. Bunların bir özelliği daha var, süratle yalan söylerler. Yalanlardan birisini okuyorum, 'Cumhuriyet tarihinde ilki gerçekleştiriyoruz. Şehit aileleri, gaziler, engelliler, 65 yaş üstü olanlar ücretsiz seyahat edecekler' diyorlar. 20 yıldır, bunlardan önce uygulanıyordu. 'Gazilik sektör oldu' diyerek, gazileri eleştirdiler. Gazinin hangi şartlarda yaralandığını biliyor musun, hangi dağın tepesinde mücadele ederken neler çektiğini biliyor musun? Bu Ankara'daki beyler, iktidar olanlar kendi çocuklarını o dağlara, tepelere, ovalara gönderiyorlar mı, askerlik yaptırıyorlar mı, yaptırmıyorlar. Çıktılar televizyonlara, 'Şehit ailelerine 450 bin lira tazminat, gazi aylığı 6 bin lira...' İnsaf bunlar verilmedi."
BİRİNE 81 BİN LİRA 101 BİN LİRA
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, terörle mücadele ederken, dağın tepesinde şehit düşen bir askerin ailesine nakdi tazminat olarak 87 bin 850 lira verildiğini, 15 Temmuz şehitlerin ailesine 101 bin 28 lira ödendiğini bildirdi. Kılıçdaroğlu, "Bu ayrımcılık doğru mu, buna hangi iman, inanç, ahlak izin verebilir?" diye sordu.
"Şehit, şehittir" diyen Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz şehidinin ailesine 101 bin lira verildiğini, diğerine de verilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Niye vermiyorsun, o bizim şehidimiz, peki öbürü kimin şehidi? Sayın Binali Yıldırım, dağın tepesinde şehit olan kimin şehidi?" diye konuştu.
Çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerde (KHK) ayrımcılık yapıldığını öne süren Kılıçdaroğlu, PKK ve diğer terör örgütleriyle mücadele ederken şehit olan polis, subay, astsubay, sözleşmeli er ve erbaşlara tanınmayan hakkın, 15 Temmuz gecesi şehit olan polis, subay, astsubay ve sivillere tanındığını belirtti.
Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Binali Yıldırım'a, "Bu kararnameyi imzalarken vicdanın neredeydi, elin titremedi mi? 'Terör şehitleri arasında fark yaratıyorsunuz, bunu giderin' demek ne zamandan beri sizi eleştirmek oldu?" diye seslendi.
Şehitler arasında ayrım yapmanın ihanet olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, teröristlerce şehit edilen Derik Kaymakamı, AK Parti'nin Özalp İlçe Başkan Yardımcısı, Ömer Halisdemir'in çocuklarının da 15 Temmuz şehitlerine sağlanan imkanlardan yararlanamayacağını ifade ederek, "AKP'li şehidin olduğu bir ortamda bu çifte standartı ben veriyorum, onlar cesaret edip veremiyorlar. Çünkü onlar hayatı çifte standart üzerine kurmuşlar, ben-sen diye milleti birbirinden ayırıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
"EL ELE VERELİM"
Şehitler, gaziler arasında ayrım yapılmamasını isteyen Kılıçdaroğlu, bu ülkenin varlığı, bekası için hayatını veren, inancı, kimliği, yaşam tarzı, siyasi görüşü ne olursa olsun her şehide eşit davranılması gerektiğini bildirdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, şehit yakınları ve gazilerin el üstünde tutulması, her türlü talebinin karşılanması gerektiğini kaydetti.
CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan'ın hazırlayacağı, şehit ve gaziler arasındaki farklılığı ortadan kaldırmaya yönelik kanun teklifini, bu hafta grup olarak TBMM Başkanlığına sunacaklarını açıklayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Sayın Binali Yıldırım'a çok açık ve net çağrıda bulunuyorum. Başbakanlık koltuğunda oturuyorsun, şehitliğin ne kadar önemli olduğunu ben de sen de biliyorsun. Gazilerin içindeki şartları sen de ben de biliyorsun. Şehit ve gaziler arasında ayrımcılık yapılmaması gerektiğini ben de sen de biliyorsun. Gel el ele verelim, kanun teklifi hazırladık siz de hazırlayın, bu kanun teklifini ortak imzayla parlamentoya getirelim. Şehitler arasında yapılan bu ayrımı, ayıbı hep birlikte kaldıralım. Gelirse başımızın üstünde, gelmezse bunu Genel Kurula indireceğiz. Bütün gazilere, şehit ailelerine söylüyorum, biz sizin yanınızdayız. Siz bizim, bu ülkenin onurusunuz. Sizin onurunuzu kurtarmak bize düşen görevdir.
Şehitler arasında ayrım yapıyorlar, şimdi gaziler arasında da yapacaklar. 15 Temmuz gecesi tırnağı bile zarar görmüş kimse gazi sayılacak. Eyvallah itirazımız yok. Bir darbe girişimi önlendi, önleyen bütün yurttaşlarımıza şükran borcumuz var. Bu böyle yapılacaksa diğer gaziler içinde yapılsın. Vücudunda mermi, organ kaybı var. Ona 'bazı haklardan yararlanamazsın' diyorlar. Terörle mücadele sırasında yaralanıp, gazi sayılmayanlar var. Binali Yıldırım'a çağrım; şehitler için neyse gaziler için de odur. Gel hep birlikte bu parlamentonun onurunu kurtaralım, şehit ve gaziler arasında ayrım yapmayalım, herkese eşit davranalım."