BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,00
ALTIN 3.005,97
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Kılıçdaroğlu'ndan 16 Nisan uyarısı 'Sakın bunu demeyin'

Muhtarlar, STK temsilcileri, kanaat önderleri ve iş adamlarıyla biraraya gelen Kılıçdaroğlu "Sandığa gidip 'Hayır' oyu kullanmak ve bunu gelecekte torunlarına aktarmak çok önemlidir" dedi ve herkese pazar günü sandığa gitme çağrısında bulundu.

Abone ol

16 Nisan Pazar günü tüm vatandaşlara oy kullanma çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu ''Bugün pazar hava güzel pikniğe gideceğiz' sakın demeyin'' dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Gönen'in ardından Balya'da da halka hitap etti. Kılıçdaroğlu, 16 Nisan'da gerçekleştirilecek halk oylamasında bayrak, vatan, demokrasi ve beraber huzur içinde yaşamak için "Hayır" diyeceklerini söyledi.

Türkiye'nin sınırlarını başkalarının çizmediğini, bu toprakların hamurunda şehitlerin bulunduğunu, gazilerin gözyaşları, anneler ve çocukların özverilerinin olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "O nedenle bu toprakların mayasında bağımsızlık ruhu var. Bu toprakların mayasında huzur olması lazım. Birlikte yaşama irademizin olması lazım. Bizi ayrıştırmak, bölmek istiyorlar. Sabah, öğle, akşam her konuşmada Kemal Kılıçdaroğlu diyorlar. Canları sağ olsun. Ne derlerse desinler, onlarla asla ve asla kısır bir tartışmanın içine girmeyeceğim" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğinin memlekete felaket getireceğini ileri sürerek şöyle devam etti:

"Ayrıştırmak, bölmek istiyorlar. Kavga edelim istiyorlar. Kavgaya yer, izin vermeyeceğiz. Birlikte huzur içinde yaşayacağız. Ben istiyorum ki bu ülkede huzur olsun, bereket olsun, her evde tencere kaynasın, herkesin işi, aşı olsun. Şimdi ben size sormak isterim, çiftçinin dünya kadar sorunu, 6,5 milyon işsizimiz, 17 milyon yoksulumuz var. Ya ülkenin bu kadar derdi, sorunu varken bu referandum niye geliyor Çiftçinin sorununu çözecek mi Emeklinin, sanayicinin derdini çözecek mi Peki bu kimin derdini çözecek Kendi dertlerini. Üstünlerin sınıfını yaratmak istiyorlar. Üstünlerin sınıfı, üstünlerin hukuku."

"BUNA VİCDAN İZİN VERİR Mİ?"

Yeni anayasa ile 18 yaşındaki bir gencin milletvekili olabileceğine de değinen Kılıçdaroğlu, şunları dile getirdi:

"18 yaşında çocuğu ya da torunu olan bir vatandaş Allah aşkına 'Benim çocuğum milletvekili olacak' diye düşünüyor mu hiç? Var mı içinizde böyle birisi? Kendi çocukları için 18 yaşında milletvekili, ömür boyu askerlikten muafiyet, kendi çocukları iki yıl milletvekilliği yaparsa milletvekilliği emeklilik haklarını kazanmış olacak. Sizin çocuklarınız El Bab'a girecek, sizin çocuklarınız eksi 35-40 derecede PKK ile mücadele edecek. Bizim çocuklarımız El Bab'a girerken Suriyeli gençler Türkiye'de volta atacak. Diyorlar ki 'Evet oyunu verin 4 milyon Suriyeliye vatandaşlık vereceğiz.' Vermek istiyor musunuz? Ben de istemiyorum. 6,5 milyon işsizimiz var. Benim gencecik fidan gibi çocuklarım gidecek Suriye'de Suriyeliler için savaşacak, Suriyelilerin gençleri Türkiye'de oturacak. Buna vicdan izin verir mi? Ahlak izin verir mi? Emin olun ne vicdan ne ahlak buna izin vermez."

''O YEDİ DÜVEL GELDİ İSTANBUL'U İŞGAL ETTİ"

Kılıçdaroğlu, konuşması sırasında bir vatandaşın "Çanakkale" diye bağırması, üzerine şöyle konuştu:

"Çanakkale dediniz bir şey anlatayım size. Çanakkale türküsünü hepimiz biliyoruz. Çanakkale türküsünü bir ozanımız, şairimiz söylediği zaman hepimizin yüreği burkulur. 'Çanakkale içinde aynalı çarşı' diye başlar, 'Ölmeden mezara koydular beni' diye biter. Dolayısıyla Çanakkale ağıtı hepimizin yüreğini burkar. Çanakkale'de ne oldu Yedi düvel geldi Çanakkale'ye, yedi düvel. Geldiler 13-15 yaşında çocuklarımız dahil olmak üzere binlerce şehidimiz oldu. Çanakkale'nin her karışında binlerce şehidimiz var ve Çanakkale geçilmez destanını yazdılar. Sonra 1 kişiye yetki verildi. Gitti bir metni imzaladı, tam 3 yıl sonra hiçbirisi tek kurşun atmadan Çanakkale Boğazı'nı geçti ve geldi Dolmabahçe'nin önünde demirlediler tamamı ve İstanbul'u işgal ettiler. O yedi düvel geldi İstanbul'u işgal etti. Bir kişiye verilen yetkinin ne kadar derin sorunlar yaratacağını bundan daha güzel örnek gösteremez. Şimdi deniliyor ki 80 milyonu değil 1 kişiyi dinleyelim."

"EMİN OLUN HAYIRLI BİR İŞ YAPACAĞIZ"

Bir partinin genel başkanının hakim tayin etmemesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Adliyeye siyaset girmesin. Bir partinin genel başkanı, genelkurmay başkanını tayin edemez. Bir partinin genel başkanı Türkiye'deki bütün üst düzey bürokratların niteliklerini belirleyemez. O yetki Meclis'e aittir. Meclis'in yetkisini elinden alıp bir kişiye vermemek gerekir. Bunu yaptığımız zaman liyakat sistemini çökertiriz. Devlette liyakat esası vardır. Ne demek liyakat İşi ehline vermek demektir. İşi ehline vermezseniz devlette liyakati, adaleti, hakkı, hukuku sağlayamazsınız. Onun için hep birlikte kararlı bir şekilde sandığa gideceğiz, 'Hayır' diyeceğiz. Emin olun hayırlı bir iş yapacağız ve dünyaya şu mesajı vereceğiz: 'Bütün baskılara rağmen, valisinden kaymakamına kadar, bütün baskılara rağmen biz sandığa gittik ve demokrasiyi savunduk. Baskılar bizi yıldıramadı' diyeceksiniz ve bu bizim onurlu bir haykırışımız olacak. Demokrasiyi istediğimizi bütün dünyaya bildirmiş olacağız."

Kılıçdaroğlu, tüm vatandaşlara 16 Nisan Pazar günü oy kullanma çağrısında bulundu.

''BU, TÜRKİYE'Yİ ATEŞE ATMAK DEMEKTİR''

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, daha sonra ise muhtarlar, STK temsilcileri, kanaat önderleri ve iş adamlarıyla bir araya geldi.

Kılıçdaroğlu'nun burada yaptığı açıklamalardan satır başları ise şöyle:

''Hepimizin düşünmesi lazım. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e verilmeyen bir yetkiyi veriyoruz, tek başına hiçbir gerekçe göstermeden Meclis'i fesh edebiliyor. Fesh edecek kişi bir partinin genel başkanı. Bir partinin genel başkanı 600 milletvekilinin olduğu değişik partilerden olan bir parlamentoyu hiçbir gerekçe göstermeden fesh etme yetkisine sahip olacak. Buna izin verecek misiniz? Bu, Türkiye'yi ateşe atmak demektir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e verilmeyen yetkileri 2017 yılında bir kişiye vereceğiz. Yazıktır günahtır bu memlekete. Suriye anayasasının aynısını almıştır. Esad'ın anayasasını aynısını alıp getirmişler.

''BUGÜN PAZAR HAVA GÜZEL PİKNİĞE GİDECEĞİZ' SAKIN DEMEYİN''

Sandığa gidip 'Hayır' oyu kullanmak ve bunu gelecekte torunlarına aktarmak çok ama çok önemlidir. Bugün pazar hava güzel pikniğe gideceğiz sakın demeyin. Bugün pazar kahvede arkadaşlar bekliyor konken oynayacağız sakın demeyin. Gideceksiniz sandıkta toprağın rengi, güzel bir renk kahverenginin altına onurla ve gururla bir 'Hayır' damgası vuracaksınız. Bunu yaptığınız zaman göreceksiniz dünyaya şu mesajı vereceğiz 'Bütün baskılara rağmen Türk halkı demokrasiyi seçti.' Bütün dünyada saygınlığımız artacak.''