CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, şehit cenazesinde CHP Genel Başkanı Kılıçdarıoğlu’nun ayaklarının önüne mermi bırakan kişiyle ilgili yaptıkları araştırmalardan çıkan şok bilgileri paylaştı.
Abone olCHP İstanbul Milletvekili Gürseli Tekin, şehit cenaze töreninde Kemal Kılıçdaroğlu'nun önüne mermi bırakan Yusuf Tezel'in Belçika vatandaşı olduğunu, eylemi gerçekleştirdikten sonra da bu ülkeye döndüğünü söyledi.
Tekin, "Şüphelinin 'emniyette misafirlik', 'işlemlerin medyanın gözünü boyamak için yapıldığı', 'kendisinin bu eylemi nedeniyle sıkıntı yaşamayacağı' ve 'Devlet bizim, sıkıntı yok' sözleri ışığında soruşturmada herhangi bir derinleştirme yapılmış mıdır? Önceki talihsiz olaylar tecrübesi üzerine, bu olayda da FETÖ bağlantısı ihtimali üzerinde durulmakta mıdır?" dedi.
ARAŞTIRMALARIN SONUCUNU PAYLAŞTI
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, 8 Haziran günü Fatih Camisi’ndeki şehit cenazesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ayaklarının önüne mermi bırakılmasıyla ilgili basın açıklaması yaptı.
BAŞBAKAN VE BELÇİKA BÜYÜKELÇİLİĞİ'NE MEKTUP
Gerek faili meçhul cinayetler, gerekse saldırılarla ilgili tarihin bütün dönemlerinde CHP’nin karşılaştığı manzaralardan olduğunu ifade eden Tekin, "8 Haziran’da genel başkanımız ve bizlerin şehit cenazesinde olduğumuz gün neredeyse devletin bütün kademelerindeki yöneticilerinin olduğu, kabinenin yarısının olduğu bir yerde bir çakal kimden cesaret alarak doğrusu biz de çok merak ettiğimiz için bunları araştırdık.
BİZ BU SÜRECİ TAKİP ETTİK
Sayın genel başkanımıza önce sözlü sataşma daha sonra da bilindiği gibi hepimizin gözü önünde, başbakanın, bakanların gözünün önünde genel başkanımızın ayağının önüne kurşun bırakarak gitti. Bu süreci biz takip ettik. Araştırmalarımız sonucu bu şahısla ilgili çeşitli belgeler, bilgiler, bulgular elimizde doğal olarak sayın Başbakan’a ve Belçika Büyükelçiliğine birer mektup göndereceğiz" dedi.
MİSAFİR EDİLDİK, MEDYA BOYUTU İÇİN
Tekin daha sonra Başbakan Binali Yıldırım ile Belçika Büyükelçiliği’ne gönderecekleri mektupları okudu. Tekin, Başbakan Yıldırım’a göndereceği mektubunda , "Olayın faili Belçika vatandaşı Yusuf Tezel’in, bu menfur eylemini gerçekleştirmek için Türkiye’ye geldiği ve sonrasında kendi ifadesiyle ‘Emniyette biraz misafir edildikten sonra’ serbest bırakılıp Belçika’ya döndüğü bizzat kendisi tarafından sosyal medya hesabına yazılmıştır. Bu şahsın kendisine durum hakkında soru soran yakınlarına cevaben herkese açık şekilde verdiği yanıtlarda; ‘Sıkıntı yok, olamaz da’, ’Vatan hainlerine dik duruş’, ’ Devlet bizim sıkıntı yok’ şeklinde açıklamalar da bulunduğu görülmektedir. Zanlının, emniyete götürüldüğünü hatırlatan bir yakınına, ‘ Misafir edildik, medya boyutu için’ şeklinde yanıt verdiği de ayrıca ve özellikle dikkat çekmiştir" dedi.
"OGÜN SAMAST ÖRNEĞİ"
Tekin, "Toplumsal ölçekte tepki doğuran bir saldırganın, yakalanarak gözaltında tutulduğu kolluk biriminde misafir (!) edilmesi, kamuoyunun yabancı olduğu bir durum değildir. Hatırlanacağı üzere, Ogün Samast adlı silahlı saldırgan 19 Ocak 2007 tarihinde gazeteci Hrant Dink’i katletmiş ve yakalanmasının ardından götürüldüğü emniyet binasında, kendisine kahraman muamelesi yapılarak misafir edilmişti. Yılar sonra ortaya çıkan birtakım bilgi ve belgelerden sonra bu kabul edilemez davranışın arkasında FETÖ’nün olduğu ileri sürülmüş ve dönemin kamu görevlileri ya tutuklanmış ya da görevden alınmıştı" diye konuştu.
Bu durumda şu soruların acilen cevaplanmasının yüksek kamu faydası olduğunu söyleyen Tekin mektubunu şu sorularla bitirdi:
-8 Haziran 2016 günü İstanbul Fatih Camii’nde gerçekleşen, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ayağının dibine tabanca mermisi atılması olayının faili Yusuf Tezel, olayın ardından emniyet güçlerince nereye götürülmüştür?
-Yusuf Tezel’in götürüldüğü emniyet binasında, binada görevli emniyet görevlileri kendisiyle hatıra fotoğrafı veya video çektirmiş midir?
- Yusuf Tezel’in götürüldüğü emniyet binasında, binada görevli emniyet görevlileri kendisine "aferin", "kahraman" gibi övgü sözleri kullanmış mıdır?
- Şüphelinin kendi ifadesine göre "misafir" olarak emniyet binasına gitmesindeki asıl gerekçe "medya boyutu" mudur? Misafir olarak ağırlandığı sürede kendisine diğer şüphelilere sağlanmayan ne gibi haklar sağlanmıştır?
-Şüpheli Yusuf Tezel’in hukuk düzeni ve Devlet otoritesini aşağılayan ve herkese açık olarak sosyal medya hesabından pervasızca paylaştığı sözleri emniyet güçleri tarafından fark edilmiş midir?
- Şüphelinin "emniyette misafirlik", "işlemlerin medyanın gözünü boyamak için yapıldığı", "kendisinin bu eylemi nedeniyle sıkıntı yaşamayacağı" ve "Devlet bizim, sıkıntı yok'" sözleri ışığında soruşturmada herhangi bir derinleştirme yapılmış mıdır? Önceki talihsiz olaylar tecrübesi üzerine, bu olayda da FETÖ bağlantısı ihtimali üzerinde durulmakta mıdır? " dedi.
"YUSUF TEZEL HAKKINDA ÜLKENİZDE SORUŞTURMA AÇILMIŞ MIDIR?"
Tekin , Belçika Büyükelçiliği’ne göndereceği mektubunda ise şu sorulara yer verdi; "Olayın faili olan kişinin Belçika vatandaşı olduğu öğrenilmiş olup, bu menfur eylemini gerçekleştirmek için Türkiye’ye geldiği ve sonrasında kendi ifadesiyle "emniyette biraz misafir edildikten sonra" serbest bırakılıp Belçika’ya döndüğü bizzat kendisi tarafından sosyal medya hesabına yazılmıştır. Bu durumda şu soruların cevaplanmasında yüksek fayda vardır.
-Vatandaşınız olan şüphelinin kullandığı "devlet bizim" ifadesinde vurgulanan devlet Belçika devleti olabilir mi?
-Belçika vatandaşı olan Yusuf Tezel hakkında, yukarıda anılan eylemi için ülkenizde hukuki soruşturma açılmış mıdır? Eyleminin yasal yaptırımı nedir?
-Yusuf Tezel’in eylemi nedeniyle ülkenizde emniyet merkezine götürülmesi durumunda, binada görevli emniyet görevlileri kendisine "aferin", "kahraman" gibi övgü sözleri kullanabilir mi?
- Belçika devleti hukuk düzeninde, bu şahsa veya başkaca herhangi bir şüpheliye diğer şüphelilere sağlanmayan ayrıcalıklı haklar sağlanır mı? " denildi.
"KENDİ GÜVENLİĞİMİZİ ALMAZ DURUMUNDA KALABİLİRİZ"
Tekin, "Sosyal medyadaki belgeleri güvenlik güçlerine göndereceğiz. Acı olan şu, 79 milyon yurttaşımızın güvencesi olması gereken güvenlik güçlerimiz, istihbarat örgütlerimiz, devletin savcılarının yapması gereken işi bizim yapmamız son derece üzücüdür. Demek ki bundan sonra sayın genel başkanımız da dahil olmak üzere, kendi güvenliğimizi kendimiz, gençlerimizle, örgütümüzle almak durumunda kalabiliriz. Bundan sonra oluşabilecek en ufak olumsuzluğun sorumlusu da bu ülkenin Başbakanı olacaktır" şeklinde konuştu.