CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis’teki 23 Nisan özel oturumunda tutuklu milletvekilleriyle ilgili eleştirilerini tekrarladı. Kılı...
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis’teki 23 Nisan özel oturumunda tutuklu milletvekilleriyle ilgili eleştirilerini tekrarladı. Kılıçdaroğlu, "Bu Yüce Meclis’in kendi hukukunu çiğnetmeye hakkı yoktur. Hukukun sınırını aşmaya kendini tartıştırmaya hakkı yoktur. Çünkü gasp edilen hak, çiğnenen hukuk Milletin hakkı ve hukukudur. 8 üyesi gayrimeşru olarak ve hukuk dışına çıkılarak hapse atılmış bir meclisin itibarı doğal olarak kaybolmaz mı? Bu arkadaşlarımızın hapiste geçirdikleri kaçıncı 23 Nisan ve daha ne kadar hakları gasp edilmeye devam edecek?" dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve TBMM’nin açılışının 93. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen özel oturumda konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 24 Nisan 1920 günü, Mustafa Kemal Paşa’nın Türkiye Büyük Millet Meclisinde kürsüye çıktığını ve bir konuşma yaptığını hatırlatarak, "O konuşmada kullandığı bir cümle, 23 Nisanda kurulan yüce meclisin asli görevinin ne olduğunu anlamaya yetiyor. Şöyle diyor Mustafa Kemal Paşa: ’Mecliste yoğunlaşan milli iradenin, doğrudan doğruya vatanın mukadderatına el koymuş olduğunu kabul etmek temel ilkedir.’
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin omuzlarında taşımaktan kaçınmadığı ağır ve kutsal sorumluluk işte budur. Vatanın mukadderatına el koymak" şeklinde konuştu.
Yeryüzündeki Millet Meclisleri arasında, milletin kaderine en küçük ayrıntısına kadar, bu kadar hakimiyetle el koymuş başka bir meclis olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Çünkü bu meclisin kullandığı yetki, yazılı hükümlerle sınırlı olmayan bir ruhtan, istiklal ateşinden doğuyordu. Meclis, bu ruhla tüm siyasi kurumlara hükmetmiş, var olan sistemi baştan sona değiştirmiş, her alanda çalışarak ve fedakarlıktan kaçınmayarak tam anlamıyla başarılı olmuş bir kurumdur. Çünkü o Kurumun ruhu Kuvay-i Milliye ruhu idi. Herkes şunu çok iyi bilsin ki; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 23 Nisan 1920’de kendisine görev olarak tayin ettiği "Vatanın mukadderatına el koymak" misyonu, 23 Nisan 2013 tarihinde de hala bu yüce meclisin omuzlarında bütün ağırlığıyla durmaktadır" ifadelerini kullandı.
Var olma, yok olma mücadelesini bağımsızlıkla taçlandırmış bu yüce meclisin kişilik ve kimlik sahibi bir meclis olduğunun unutulmaması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bu meclis, gazi bir meclistir; Çünkü Milli kurtuluş savaşı vermiştir. Bu meclis kurucu bir meclistir; Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmuştur. Bu meclis özgürlükçüdür, milliyetçidir, Hiç şüphesiz bu Meclis devrimci bir Meclis’tir" diye konuştu. Bu meclisin şanının, şerefinin büyük olduğunu, bir çok ünvanı bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "Fakat öyle bir kavram var ki TBMM’nin diğer bütün niteliklerini kendi kuruluş kimyasında var olan o özelliğine borçluyuz. Olmazsa olmaz o kavramın adı hukuktur. Bu meclis, kendi varoluşunu millete ve hukuka borçludur.
Bu bağlamda Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk Cemiyetini çok iyi anlamak zorundayız. Bu Meclis milletin hukukunu müdafaa etmek üzere kuruldu.
Bakınız, henüz TBMM açılmadan bir gazetecinin kendisine, "her kerameti meclisten bekleyenlerden olup olmadığını" sorması üzerine
Mustafa Kemal Paşa şunları söylüyor: ’’Ben her kerameti Meclisten bekleyenlerdenim. Bir devreye yetiştik ki onda her iş meşru olmalıdır. Millet işleri de ancak milli kararlara istinat etmekle, milletin hissiyat-ı umumiyesine tercüman olmakla hasıldır."
Türkiye Cumhuriyeti’nin sloganı sayılan "Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir" ifadesinin barındırdığı anlamı hukuk gözlüğü dışında başka hiçbir şeyle idrak edemeyeceklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, Kurtuluş Savaşının en zorlu anlarında dahi kör bir kuruşun hesabını millet namına sormaya günlerce mesai ayıran bu yüce meclisin, milletin egemenlik hakkına halel getirmediğini dile getirdi. Kurucu Meclisin, ’Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesini sadece meclis duvarına değil meclisin ruhuna da nakşetmiş bir meclis olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu şunları kaydetti: "Bu vesileyle Kurucu meclisin kahraman üyelerini minnetle ve rahmetle anıyorum. Bu Yüce Meclis’in kendi hukukunu çiğnetmeye hakkı yoktur. Kendi sorumluluğunu devretmeye hakkı yoktur. Hukukun sınırını aşmaya kendini tartıştırmaya hakkı yoktur. Çünkü gasp edilen hak, çiğnenen hukuk Milletin hakkı ve hukukudur. Herkesi bir kez daha elini vicdanına koyarak, gözünün önüne o kurucu meclisin asil kahramanlarını getirerek bir kez daha düşünmeye davet ediyorum. 8 üyesi gayrimeşru olarak ve hukuk dışına çıkılarak hapse atılmış bir meclisin itibarı doğal olarak kaybolmaz mı? Bu arkadaşlarımızın hapiste geçirdikleri kaçıncı 23 Nisan ve daha ne kadar hakları gasp edilmeye devam edecek? Bütçe denetim yetkisi fiilen elinden alınmış bir meclisin saygınlığı zedelenmez mi? Ortada olağanüstü bir durum yokken, KHK’lerle yasama yetkisi fiilen elinden alınmış bir meclisin, milletin kolektif vicdanına tercüman olması mümkün olabilir mi? 23 Nisan 1920’yi çok iyi anlamak zorundayız. TBMM olarak, kendi kişiliğimize yabancılaşmaya hakkımız olamaz. 23 Nisan 1920’de kurulan TBMM, en geniş meşruiyeti hukukun içinde kalarak sağladı. 23 Nisan 2013’te de ağırlaşan sorunlarımızla baş etmenin temel yolu hukukun içinde kalarak sorunları çözmektir."
Bir 23 Nisan günü yeni bir Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını daha kutladıklarını belirten Kılıçdaroğlu, bu bayramın, dünya barışının, dünya çocuklarının bayramı olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu şunları söyledi: "Bu bayram barışın geleceğine ve geleceğin barışına yapılan bir yolculuktur.
Bu bayram Anadolu’nun çocuklarının, özellikle de yoksul çocuklarının, öksüz ve yetimlerinin hayata tutunmaları için yakılan bir umut ışığıdır. Çünkü bu bayram özbeöz milletin bayramıdır. İşte onun içindir ki 23 Nisan 1920, hem zihinlerde, hem dillerde, hem de yüreklerdedir. Silmeye kimsenin ne gücü yeter, ne de cesareti. Tıpkı T.C. gibi, Türkiye Cumhuriyeti gibi."
(İHA)