CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu 15 Temmuz darbe girişimi sırasında linç girişimde bulunanların yargılanmamasını eleştirdi.
Abone olPartisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında linç girişiminde bulunanların yargılanması konusunda MHP lideri Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım'ın talimat verilmesi hususunda söz verdiğini, ancak uygulanmadığını söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
'ŞEKER FABRİKALARINI ALIP KÖYLÜYE VERECEĞİZ'
Şimdi şeker fabrikalarını özelleştirmek istiyorlar. Özelleştirseler dahi CHP iktidarında onları alıp köylüye yeniden vereceğiz.
Bir zat gitti Libya'ya, Kaddafi'nin konuğu oldu, ödül aldı, 60 bin dolar para aldı. Gazeteciler sordular, şehit ve gazilere vereceğim dedi. Kime verdin arkadaş? Hangi gazi derneğine verdin, şehit derneğine verdin. Sonra da yerliyim, milliyim diyeceksin, sen gayri millisin.
'BAHÇELİ, ERDOĞAN, YILDIRIM SÖZ VERDİ, TAM TERSİ OLDU'
Öğretmen Gökhan Açıkkollu'nun işkence ile öldürüldüğünü söylemiştim. İstanbul Başsavcılığı açıklama yaptı, işkence görmemiştir dedi. Avukat diyor ki en az 15 kişiyi gördüm, işkence yapılıyordu… Sen savcı olarak bu avukatı çağırıp niye sormuyorsun?
Köprüde askerin boğazını keserek linç ettiler. Sarayda dedim ki, bu da suçtur, yakalanıp yargı önüne çıkarılması lazım. Bana Bahçeli de, Erdoğan da, Yıldırım da söz verdi; talimat vereceğiz. Tam tersi oldu, KHK ile bunlar hakkında tahkikat yapılmaz diye karar çıkardılar. Bunlar Müslüman mı? Bunlarda insan sevgisi var mı?
Gökhan Açıkkollu'nun otopsi raporlarını neden açıklamıyorlar. Madem işkence yapılmadı bütün dünya öğrensin. Ortada bir suç varsa yargılayıp hapse atarsın. İşkence ne demek? Bunun adı vicdansızlık, ahlaksızlıktır. Sevgili savcı, niye açıklamıyorsun? Açıklayamıyorsun. Avukatı çağırıp ifadesine bile başvurmuyorsun.
'OPERASYON YOK DEDİLER GAZETECİLER HAPSE ATILDI'
Medya özgürlüğü bütün demokrasilerin olmazsa olmazıdır. Gazeteci ne görüyorsa onu yazacaktır. Gazeteci gücü denetleyecektir. 20 Temmuz darbesinden sonra Binali Yıldırım beni ziyarete geldi. Ortada bazı laflar var, Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerine operasyon yapılacak diye, öyle bir şey yok dediler. Operasyon yapıldı, gazeteciler hapse atıldı. Akın Atalay yurt dışındaydı. Arandığını duyunca hemen Türkiye'ye geldi. Kaçacak diye gözaltına aldılar ve hala bekliyor.
'MECLİS'İ BOMBALAYANLARLA GAZETECİLERE AYNI CEZA VERİLİYOR'
Meclis'i bombalayanlarla gazetecilere aynı ceza veriliyor. Ömür boyu ağırlaştırılmış müebbet. Birisinin altında uçak var, bombalar var. Gazetecinin elinde kalem var. Birisine bir şey yapmış mı? Neden kalemi tuttun, neden hükümeti eleştirdin? Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak, Ali Bulaç kimi öldürdü? Ellerinde bomba mı vardı? Biz görüşü ne olursa olsun bütün gazetecilerin serbest bırakılmasını isteriz. Bugün bir köşe yazarına 'yazmayacaksın' diye emir geliyor ve o köşe yazarı siyasi yazı yazamıyor. Neden, saray rahatsız olmuş. Sözüm söz, ben seni daha çok rahatsız edeceğim.
'BU SSK'YI KİM BATIRDI? 30 MİLYAR AÇIK VAR'
Sağlıkta reformun tamamı yalan. Evde musluğu açtığında 5 çeşit vergi ödüyorsun. Elektrik düğmesine bastın, 4 çeşit vergi ödüyorsun. Hastaneye gittin, 9 çeşit vergi ödüyorsun. Bir genelgeleri vardı; Acil servise gidince bu paralar ödenmeyecek. Herkes acile gitmeye başladı. Kaç kişi acile gidiyor? ABD'nin nüfusu 324 milyon, acile giden 130 milyon. İngiltere 53 milyon, acile giden 23-25 milyon. Türkiye'de acile giden 78 milyon nüfus var, şu anda acile giden 110 milyon 915 bin 470 kişi. Herkes gidiyor.
Türkiye nüfusundan fazla acile gidince önlem aldılar. Bir genelge çıkardılar. 24 saati geçerse ödeyeceksin parayı. Acile giden 24 saat içinde nasıl tedavi olacak, belki yoğun bakım. Bütün bunların tamamını paralı hale getirdiler. Emeklilik yaşını 65'e çıkardılar. Emekli aylığı bağlama oranını düşürdüler ve ne oldu? Benim zamanımda açık 2 milyar 200 milyon liraydı. Şimdi açık 30 milyar lirayı aşmış durumda. Recep Bey niye demiyorsun bunları, bu SSK'yı kim batırdı? 30 milyar açık var.
SEÇİM İTTİFAKI DÜZENLEMESİ
Dün gece Meclis'te ittifak ve seçim hileleri kanunu görüşüldü. Kanunda nasıl dolanabiliriz. Yani oyumuzu arttırmadan masa başında milletvekili sayısını nasıl artırırız. Kanun bunun üzerine kurulu. Recep Bey nasıl bir daha cumhurbaşkanı seçilebilirim diyor. Devlet Bey ben barajı aşamam barajı aşmam lazım diyor. Birisi seçim birisi baraj derdiyle yan yana geldiler. Bir seçim hileleri kanunu hazırlayalım Meclis'in çalışmadığı pazartesi günü getirelim sabaha karşı bunu geçiririz dediler.
İttifak yapacaklarmış. Yaparlar ittifak biz ittifaka karşı değiliz. İttifak ne zaman yapılır? Parlamento vardır partiler orada ittifak yapar. Ama parlamentodan bakan seçmiyorsanız parlamentonun işlerini sıfırlamışsanız neden ittifak yaparsınız? Cumhurbaşkanı için ittifak yapıyorlar. Cumhurbaşkanı için ittifaka gerek yok ki. Ama yasayı çıkarttılar. Bu yasa ile haksız temsil artıyor milli irade gasp ediliyor. Baraj fiilen devam ediyor. 12 Eylül darbecileri getirmiş. Kim savunuyor? 20 Temmuz darbecileri savunuyor. 2 baraj getiriyorlar. Birincisi yüzde 10 ikincisi yüzde 51.
'SOPALI SEÇİM HAZIRLIĞI'
Bu düzenleme temsilde adalet ilkesine aykırı. Bu teklif seçim güvenliğini ortadan kaldıracak şekildedir. Mühürsüz oy pusulalarını geçerli hale getiriyor. Bu teklif aynı zamanda sopalı bir seçim hazırlığıdır. Herhangi bir kişi polisi jandarmayı çağırabilir. CHP’nin oylarının önde olduğunu gören bir kişi polisi jandarmayı çağırıp gelin burada hile ar diyebilir. Partilerin denetiminin azaltılması amaçlanmaktadır. Parti devletinin memurlar sandık başında görev yapacak.
Sandığı seçmenden kaçırma planı var. Vali, istediği sandığı istediği yere kurdurabilecek. Bütün milletime sesleniyorum: Masa başında milletvekili sayısını artmayı düşünenleri sandığa gömeceğiz. Ne yaparsa yapsınlar 2019’da o zatı oradan aşağı indireceğim. Seçimi hileli yollarla kazanacağını zannediyor. Hileye izin vermeyeceğiz sel gibi akacağız ve sandıklarda kazancağız.