BIST 9.916
DOLAR 35,02
EURO 36,69
ALTIN 2.969,99
HABER /  POLİTİKA

Kılıçdaroğlu, sığınmacılarla ilgili iki tehlikeye dikkat çekerek yaptığı planı anlattı

Kemal Kılıçdaroğlu, "Sığınmacılar, kaçaklar" notuyla yeni bir video yükledi. 20 yıl içinde Suriye ve Irak'ta yaşayan toplam 60 milyondan fazla insanın kıtlık ve susuzlukla karşı karşıya kalarak Türkiye'ye akın edeceğini belirtti.

Abone ol

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı ve Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından paylaştığı videolara bir yenisini ekledi. Kılıçdaroğlu, yeni videosunu "Sığınmacılar, kaçaklar" başlığıyla başladı.

"Sığınmacılarla ilgili son kez karşınızdayım"

Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle: "Sevgili halkım seçime çok az kaldı. Sığınmacılarla ilgili son kez karşınızdayım. Bu işi çözeceğiz demek için bu videoyu çekiyorum. Sığınmacı konusu asla ve asla ırkçı bir zemine taşınmayacak. Sorun zaten bir ırk sorunu değil. Bizim zaten sığınmacılarla sorunumuz temelde bir kaynak sorunu. Kimseyi korkutmak değil amacım ancak açık konuşmam gerekiyor.

"Fırat ve dicle, 20 yıl içinde kuruma riskiyle karşı karşıya"

Bütün analizler gösteriyor ki önlem almazsak Fırat ve Dicle önümüzdeki 20 yıl içinde kuruma riski ile karşı karşıya kalacak. Bu durum sadece Türkiye'nin Güneydoğu bölgesinde tarımın zarar görmesi hidroelektrik santrallerin işlevini kaybetmesi ve ciddi bir susuzluk yaşanması anlamına gelmiyor.

"Bu Suriye ve Irak'taki aç mültecilerin Türkiye'ye akın etmesi demek"

Hem Türkiye hem güney komşularımız Suriye ve Irak'ta yaşayan toplam 60 milyondan fazla insanı kıtlık ve susuzlukla karşı karşıya kalması demek. Önlem almazsak Suriye ve Irak'tan aç mültecilerin Türkiye'ye akın etmesi demek. Türkiye, suyu, enerjisi, altyapıları kendi insanının ihtiyaçlarını yanıt verebilecek durumda değil. Tüm bunların üzerine ülkemiz böyle bir yükü daha fazla kaldıramaz. İnanın mümkün değil bunu çözmek zorundayız.

"Akdeniz havzası ülkelerine liderlik etmek zorundayız"

Eğer Türkiye kendi altyapısını, suyunu kaybederse Avrupa şunu anlamak zorundadır ki bırakın bu sığınmacıları ve kaçakları barındırmayı Türkiye'nin vatandaşlarını dahi tutamayız. Avrupa Birliği rüşveti verdim kurtuldum kafasından çıkmak zorundadır. Açık söylemek gerekiyor ki Türkiye geniş Akdeniz havzası ve tüm Avrupa için bambaşka bir vizyon çizmek zorundadır. Bakın Akdeniz havzası iklim krizini en şiddetli yaşayan bölge. Bu havza tüm dünyadan yüzde 20 daha fazla ısınıyor. Aynı ekosistemi paylaşan 500 milyondan fazla insandan bahsediyoruz. Bu yüzden Akdeniz havzası ülkelerine liderlik etmek zorundayız. Sığınmacı, kaçak sorununu da bu büyük meselenin bir parçası olarak okumak zorundayız.

"Hem ülkemiz hem Suriyeliler kazanacak"

Hep beraber oturup bu sorunu çözeceğiz. Önce Suriyelileri en geç 2 yıl içinde Türkiye, Avrupa Birliği ve Akdeniz ülkeleri olarak vatanlarına kavuşturmak için birlikte çalışacağız. Suriye yönetimiyle görüşeceğiz. Buradan gidenlerin can ve mal güvenliği için meşru hükümetle protokol yapacağız. Ve Avrupa Birliği ile Birleşmiş Milletler bu protokole dahil olacak. Suriye'ye gidecek sığınmacıların evlerini okullarını, yollarını, kreşlerini, bu iş birliğinden çıkan fonlarla Türk müteahhitler yapacak. Hem ülkemiz hem Suriyeliler kazanacak.