BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,70
ALTIN 2.965,88
HABER /  GÜNCEL

Kılıçdaroğlu öyle ya da böyle konuşacak

Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun "Savaş dışında Cumhurbaşkanıyla görüşmeyeceğim" açıklamasını eleştirere...

Abone ol

Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun "Savaş dışında Cumhurbaşkanıyla görüşmeyeceğim" açıklamasını eleştirerek, "Halk seçimini yapmış, bütün dünya Cumhurbaşkanımızı onore etmiş, önünde saygıyla eğilmiş. Kılıçdaroğlu bu tablo içinde ne yazar? Konuşsa ne yazar konuşmasa ne yazar? Ama göreceksiniz, tıpış tıpış demek istemiyorum öyle ya da böyle konuşacak" dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Meclis’te ilk grup toplantısını gerçekleştirdi ve parti grubuna hitap etti.
Konuşmasında AK Parti’nin önünde 2015 seçimleri olduğunu işaret eden Davutoğlu, "2023’e gidecek yolda bu engelleri aşacağız. Eğer bugün buraya gelmişsek şu geçen 1 yılı hatırlayalım. Gezi olaylarından itibaren öylesine bir atmosfer oluşturuldu. Türkiye her an kaosa girmiş hatta kamunun otoritesi sarsılmış ve her an bir tartışma varmış gibi bir atmosfer oluşturulmuş. Arkasından 17-25 Aralık operasyonlarıyla AK Parti içinde ve hükümette bir türbülans gerçekleştirmek istediler. Çok konuşulacak şeyler var. Eğer bir savcı hazırladığı iddianamede ’dönemin başbakanı’ diyorsa yargının da kendisini ciddi şekilde gözden geçirme vakti gelmiş demektir. 27 Mayıs Darbesi uygulamalarının bir daha bu ülkede başbakanlar üzerinden siyasi otorite, irade üzerinde Demokles’in kılıcı gibi durmasını bekleyenler varsa buna kesinlikle izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
"AK Parti kadrolarının bu ülkede 13 yıl içinde elde ettiği birikimi kaldırmak ve Türkiye’yi eskiye döndürmek istiyorlar" diye konuşan Davutoğlu, AK Parti’nin buna izin vermeyeceğini belirtti. Muhalefetin hükümet içerisinde bir takım hareketlenmeler ve görüş ayrılıklarının peşinde koştuğunu ancak bu durumun gerçekleşmediğini ifade eden Davutoğlu, "Her gün karabasan gibi haberler yayınladılar. Ama Cumhurbaşkanlığı seçimi destansı bir zaferle tamamlandı. Ve milli irade dışında hiçbir güce yol verilmeyeceği teyit edildi. Şimdi hesapları 2015 seçimleriyle ilgili. Acaba o zamana kadar AK Parti içerisinde 3 dönemi bitirecek olan arkadaşlar arasında görüş ayrılıkları olabilir mi? Hükümet geçici bir hüviyet taşır mı? 8 aylık hükümet içinde acaba tartışmalar olur mu? Hiç heves etmesinler. Bu AK Parti kadroları öyle bir kadro ki kendi içinde nefis hesabı yapmazlar" dedi.

"AK PARTİ KADROSU TÜRKİYE’DEKİ EN BÜYÜK KADRO HAREKETİ"
Davutoğlu, AK Parti kadrosunun Türk siyasi hayatının gördüğü en büyük kadro hareketi olduğunu söyleyerek, AK Parti’nin 3 vasfını belirtti.
"AK Parti Grubu’nun en büyük gücü ahlaki tavrıdır" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti: "Çok büyük sınavlardan, testlerden geçtik. Ama geçmiş dönemlerde başka iktidar kadrolarında, Meclis gruplarında olduğu şekilde AK Parti içinde hiçbir parçalanma yaşanmadı. Ne 60’ların içinden Adalet Partisi’nin Demokratik Parti’nin çıkması ne 80’lerden sonra 90’larda ANAP içinde değişik dalgalanmalarla yeni partilerin çıkmasına benzer bir süreç yaşanmadı. Bunun yaşanmamasının sebebi AK Parti’nin ahlaki özüdür. Siyaset nihai kertede bir erdem hareketidir. Biz AK Parti grubu olarak bu erdem hareketinin bugün tarihte yürüyen öncüleri olduğunu ispat ettik ve bu ispat bundan sonra da devam edecek.
İkinci özelliğimiz kapsayıcılığımızdır. Bugün bu grup salonu içinde Türkiye’nin her köşesinden milletvekili var. Türkiye’nin her etnik ve mezhebi grubundan milletvekili var, Türkiye’nin her renginden her dalından, her ırmağının kenarından kardeşlerimiz, dostlarımız var. Başka hiçbir parti böyle bir vasfı kazanmadı. Başka hiçbir parti 10 yılı aşkın bir süre bu vasfını koruyamadı. Başka partiler grup toplantılarını yaptıklarında tek renk görürsünüz, belli bölgeler görürsünüz, belli vasıflar görürsünüz ama AK Parti 77 milyonunun her birinin rengini barındıran bir partidir. Bu niteliğimizi ne olursa olsun koruyacağız. 81 vilayette de varlığımız en etkin şekilde sürecek ve bu varlığımızla Türkiye’nin geleceğini garanti altına alacağız.
Üçüncüsü sürekliliğimizdir. İlk kurulduğumuz gün 14 Ağusos 2001’den bu yana birliğimizi, beraberliğimizi nasıl korumuşsak, mirası değişik şekillerde gelecek yönetimlere nasıl devretmişsek bundan sonra da devrederiz. Sürekliliğimizi hiçbir şekilde bozmayacağız. Onun için kongre konuşmasında vurguladığım gibi AK Parti konjonktürel şartlarda çıkmış, dönemsel bir parti değildir. 12 Eylül sonrasının şartlarında çıkan özel partiler vardı, 27 Mayıs sonrasında çıkan. Hayır. AK Parti tarihten aldığı mirasla, o güçlü mirasla derinliğine geriye doğru gider çizdiği vizyonla da ebediyete kadar sürecek olar bir siyasi yürüyüşün bugünkü adıdır. Bu yürüyüş hiçbir şekilde durmayacak."
AK Parti’nin şu anda 9 milyon 279 bin üyesi olduğunu hatırlatan Davutoğlu, bu rakamın Türkiye’deki seçmen sayısının yüzde 17.5’i olduğunu belirtti. Davutoğlu, "Sadece üyelerimizle Türkiye’nin en büyük partilerinden biriyiz. 21 milyon seçmenle Türkiye’de en geniş aileyi oluşturan parti biziz. Biz bir aileyiz. Diğerlerinden farkımız bu" şeklinde konuştu.

"GÖRDÜĞÜM AN ’VAY NASİPSİZ’ DEDİM"
Cumhurbaşkanlığı yemin töreninde CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay’ın başkanlık divanına iç tüzük kitapçığı fırlatma olayını eleştiren Davutoğlu, "Eğer bir insanın derununda böyle bir tavır göstermek meyili yoksa o anda ortaya çıkmaz. 2 ihtimal var ya Kılıçdaroğlu talimat verdi, ’bu çok vahim bir şeydir’ ya da kendi başına yaptı, bu da içselleştirilmemiş ahlak konusunu açık bir şekilde gündeme çıkarıyor. Ben onu gördüğüm anda, bir kitap aşığı olarak ’Vay nasipsiz’ dedim. ’Kitap sevgisinden nasipsiz adam’ dedim. Biz de kitap ve kalem kutsaldır. Biz kitaba saygı gösterirken, Rabbimize de saygı gösteririz. Binlerce kitabım var benim. Odaya her girdiğimde onları okşarım. Kitap bir nimettir, onu okuyabilene, kitapların kitabına iman edene. Bu arkadaşınız, ister talimatla ister fevri olarak yapmış olsun, onu fırlatırken aslında bizim mayamızı da fırlattı. Buradan bütün yazarlara, kitap severlere çağrıda bulunuyorum. Bu olaya tepki göstersinler. CHP içinde ikna odaları kurmuş arkadaşlar var. İkna odaları yerine okuma odaları kurmuş olsalardı, bu arkadaşlar nasibini alırdı. Eğer bu arkadaşa bir disiplin cezası verirlerse, benim tavsiyem 24 saat bir sahafta kalma mecburiyeti getirsinler. Çünkü o sahaftaki kitap kokusu, şifadır. Bu psikiyatrik vakayı ancak o şifa iyileştirir. Ben hayatım boyunca içinde kitap olmayan hiçbir odada uyumadım. Kitabın fırlatıldığı makam neresi: TBMM Başkanlığı. Bu makama kitap fırlatmak, aynı zamanda siyasi bilinç eksikliğidir" ifadelerini kullandı.

"SABIRLA ANAMUHALEFET PARTİSİNE, EDEBİ, AHLAKI, HAYAYI, KİTAP SEVGİSİNİ, DEVLET AHLAKINI ÖĞRETECEĞİZ"
MHP lideri Devlet Bahçeli ve HDP Eş Genel başkanı Selahattin Demirtaş’a cumhurbaşkanlığı yemin törenine katıldıkları için teşekkür eden Davutoğlu, "Devlet terbiyesi budur. Orada gösterilen saygı aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı makamınadır. Önümüzde çok ciddi bir anamuhalefet sorunu var. Sabırla bu anamuhalefet partisine, edebi, ahlakı, hayayı, kitap sevgisini, devlet ahlakını öğreteceğiz. Sehven dahi olsa, TBMM’de bizden böyle şeyler çıkmamalı. Ama şunu bilsinler ki eğer Meclis’i bu yolla tıkayıp bloke etme niyetleri varsa, ona da hiçbir zaman izin vermeyiz" dedi.

"KILIÇDAROĞLU ÖYLE YA DA BÖYLE KONUŞACAK"
Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek, sözlerini şöyle tamamladı: "Dün bir açıklaması oldu, ’Savaş hariç Cumhurbaşkanımızla görüşmeyeceği’ni söyledi. Bu nasıl bir demokrasi anlayışıdır, siyasi ahlaktır? Halk seçimini yapmış, bütün dünya Cumhurbaşkanımızı onore etmiş, önünde saygıyla eğilmiş. Kılıçdaroğlu bu tablo içinde ne yazar? Konuşsa ne yazar konuşmasa ne yazar? Ama göreceksiniz, tıpış tıpış demek istemiyorum, öyle ya da böyle konuşacak. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanıyla kimse küs olma hakkında ve haddine sahip olamaz. Saygısızlık eğer Cumhurbaşkanlığı makamına olmamış olsaydı, saygısızlık TBMM makamına, kitaba olmasaydı bugün sadece AK Parti grubuna hitap edecektim. Ama saygısızlık o kadar yüce makamlara ki, bunun karşısında susmak, adaletsizlik, acizliktir."
(İHA)