BIST 8.633
DOLAR 34,35
EURO 37,45
ALTIN 3.026,25
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Kılıçdaroğlu öyle bir iddiada bulundu ki

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu

Abone ol

İNTERNETHABER - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 35 köylünün yaşamını yitirdiği Uludere ziyareti nedeniyle kendisini 'PKK'nın diliyle konuşmakla' suçlayan Başbakan Erdoğan'a sert bir dille yanıt verdi.

"Senin bakanların oraya gidip, köyün dışında 'Çadır Tiyatrosu' kurdular. Orada ölenlerin aileleri yoktu bile. Sonra da seni arayıp 'geçmiş olsun' dedirttiler. Ben taziye çadırına gittim. Orada gitmeyip de senin gibi Tiyatro Çadırı mı kursaydım."

SANIYOR Kİ HERKES APTAL                                            

Bir vahim iddia da
Gürsel Tekin'den
Uludere'ye ziyaret öncesi 'Helikopter Krizi' yaşayan CHP'nin önemli ismi Gürsel Tekin bakın neler söyledi! Ayrıntılar için
TIKLAYIN

1943 yılında 33 köylüyü kurşuna dizdiren Mustafa Muğlalı'nın adının kışladan kaldırılmasıyla ilgili ise Kılıçdaroğlu yeni iddia gündeme attı:

"O kışlanın ismini 6 Mayıs 2004'te vermişler. Yani sen Başbakan iken verilmiş. Sen kimi kandırıyorsun. Sanıyor ki bu ülkede herkes aptal."

CHP lideri Kılıçdaroğlu, yeni yılın ilk grup toplantısında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.

Sözlerine Türkiye'nin yeni yılını kutlayarak başlayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

O SORUYU YİNELEDİ!

Uludere'deki olayın "35 yurttaşımız bombalanarak öldürüldü" diyerek özetleyen Kılıçdaroğlu, olayın gerçekleşmesinin ardından hükümete sorduğu "İstihbaratı kimden aldınız?" sorusunu yineledi ve şunları söyledi:

"...Bu insanlar niye öldü? 'İstihbarat aldık, pilotlar gitti 35 vatandaşımızı imha etti' dediler.

Peki bu istihbaratı kim verdi?

İstihbarat gelebilir ancak herzaman doğru çıkmaz. Acaba istihbarat yönetiminde zafiyet mi var? Kamu Güvenliği Müsteşarlığı'nı kurdular. İstihbarat orada değerlendirilip kullanılacaktı ne oldu? 35 yurttaşımız öldü. Aradan 24 saat geçti hükümetten ses yok! Biz söyleyince herkes konuşmaya başladı. Ancak bizim aklımızdaki soruya yanıt vermediler.

Bu istihbaratı size kim verdi ve siz kimin istihbaratıyla 35 yurttaşımızı gidip öldürdünüz?

"ASIL TARTIŞILMASI GEREKEN BU"

Gencecik çocuklarımız 50 lira, 100 lira kazanmak için hayatlarını feda ediyorlar. Hani kişi başına gelir çok yüksekti, hani Türkiye çağ atlıyordu. Asıl üzerinde durmamız gereken konu budur. Ekonomideki bu çarpık yapı sürerken, kaçakçılık bitmez, acılar bitmez.

Sorumluluk her demokratik düzende olduğu gibi burada da hükümettir. Hükümetin yapması gereken iki şey var:

Birincisi Hükümet çıkıp 'özür dileyecek' Recep Tayyip Erdoğan olarak çıkıp özür dileyecek. İkincisi ise 35 yurttaşın ailelerine tazminat ödenecek.

SENİN HELİKOPTERİNE MUHTAÇ DEĞİLİM

Kılıçdaroğlu, 35 köyünün öldüğü Gülyazı Köyü'ne gitmek için kendilerine tahsis edilen helikopterin iptal edilmesi ve ardından geçirdikleri trafik kazasına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu: 

"Bizim Gülyazı köyüne gitmemizi istemediler. Gece yarısı bize verilecek helikopter iptal edildi. Önemli değil. Ben senin helikopterine muhtaç değilim. Ben senin yapamadığını yapıyorum. Sen gidemiyorsun, bakanın da gidemiyor. Ben gidiyorum. Türkiye'nin saygınlığı, bayrağı, bütünlüğü için gidiyorum.

Helikopter vermeyince bunlar '7 saati göze alamazlar' diye düşündüler. 7 değil 77 saatte olsa ben o yola çıkarız. 

KÖYÜN DIŞINDA ÇADIR KURDULAR

Onların bakanları oraya gidip bir 'çadır tiyatrosu' kurdular. Köyden başka bir yerde kurdular o çadırları. Ölen çocukların aileleri orada yok. Başbakanı da arayıp oradan geçmiş olsun dedirtiyorlar.

Sizi o konuma getiren bakanları görevden alın. Milleti kandırıyorlar.

SENİN BANA TEŞEKKÜR ETMEN LAZIM

Ben taziye için çadıra gittim. 'Vay efendim nasıl gidersin' dediler. Onlar 35 kişi öldüğünde onlara sen sahip çıkmıyorsun, bırak CHP sahip çıksın.

Senin CHP Genel Başkanı'na oturup, kalkıp teşekkür etmen lazım. Taziye çadırına gitmeyip, senin yaptığın gibi Tiyatro Çadırı mı kursaydım?

O vatandaşların beni kucaklaması Recep Tayyip Erdoğan'ı rahatsız etti.

Bir dönem demiyorlar mıydı: 'CHP Fırat'ın ötesine gidemez' diye. CHP şimdi Fırat'ın da Sivas'ın da ötesine gidiyor. Sen ne yapıyorsun. 35 kişi ölmüş. 3 gün ses çıkarmıyorsun. Pes!

BİZE İYİLİK YAPTILAR

Helikopteri geri çekip bize bir iyilik yaptılar. 7 saat yol yaptık, kaza yaptık ama Veysel Karani'ye uğrayıp hayır duası ettik. Vatandaşlarımızla sohbet ettik. Benim gezdiğim gibi iddia ediyorum. Hiçbir AK Partili gezemez, iddia ediyorum. Recep Tayyip Erdoğan'da gezemez.

KAYMAKAM KADAR OLAMADIN

Saldırıya uğrayan kaymakamın gösterdiği cesareti bakanlar hatta Başbakan gösteremedi. Normalde 35 yurttaşın hayatını yitirdiği gün oraya gitmesi gerekirdi. Kendi gidemedi, biz gittik diye bizi eleştirdi.

HİTLER VE MUSOLİNİ BENZETMESİ

'Biz yüksek oy aldık' diyor. Efenim, Hitler de Musolini de senden fazla oy almıştı. Demokrasi, milli egemenlik ne demek otur da çalış!

OSLO'YA KİM GİTTİ?

Başbakan Erdoğan'ın 1943'de 33 kişiyi kurşuna dizdirdiği iddiasıyla anılan Mustafa Muğlalı vakasını hatırlatmasına da Kılıçdaroğlu, Oslo görüşmeleriyle yanıt verdi.

"O kışlaya 6 Mayıs 2004'te o ismi vermişler. Yani sen Başbakan iken verilmiş. Sen kimi kandırıyorsun. Sanıyor ki bu ülkede herkes aptal.

Sonra da çıkıp, bizi 'PKK'lılarla içli dışlı' olmakla suçluyor. Bunlar Oslo'da PKK'yla masaya oturmadılar mı? Özel temsilcini oraya göndermedi mi? O temsilci 'Sayın Başbakan'ın size saygıları, selamları var demedi mi?' Sonra sen gel CHP'yi suçla. İnsaf! İnsanda Allah korkusu olur.'

VAN İZLENİMLERİ... KIYAK EMEKLİ MAAŞI... ASGARİ ÜCRET VE DİĞER GELİŞMELERE İLİŞKİN KILIÇDAROĞLU NE DEDİ?

HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...

[PAGE]

VAN İZLENİMLERİ

2012'ye Van'da girdim. 2.5 ay geçti felaketin üstünden. Hiçbir partinin gitmediği kadar Van'a CHP milletvekilleri gitmiştir. Yine açıklıkla söylüyorum. Hiçbir partinin Van'ın sorunlarını sağlıklı şekilde teşhis ettiği sanmıyorum. Van'dan milletvekilimiz yok ama CHP'nin 135 milletvekilinin hepsi Van'ın Erciş'in milletvekilidir.

Deprem sonrası hükümeti doğrudan hedef almayı doğru bulmadık. Ben 3 kez gittim Van'. İlk ikisinde 'sabredin' dedik. Son gidişimde şikayetlerin azalmadığı, katlanarak attığını gördük.

İKİ KEZ BANYO YAPTIM!

Bir öğretmen geldi. '2.5 ayda sadece 2 kez banya yapabildim' dedi.

Konuk olduğum bir aile 'biz MHP'liyiz' dedi. Bir insanlık dramı anlattılar:

"Bir çadırda kalıyoruz, kimse bizimle ilgilenmiyor. Ben kanser hastasıyım. Deprem sonrası tedavim yarım kaldı. Eşim hastalandı. Van'ın dışında bir hastaneye yatırdık, ben de çocuklarla ilgilenmek zorundayım."

Bir gazetenin genel yayın yönetmeni bana gelip de şunu söyledi:

'Siz bir de İstasyon Mahallesi'ne gidin. Günde 1 ekmek ve 1 öğün yemek veriliyor.'

Bu tablo karşısında 'Depremin altında kalan aslında Van değil, hükümettir.'

Bir bakan çıkıp '15 Ocak'ta tüm konteynrlar dağıtılacak' dedi. Bugün Başbakan çıktıp, '30 Ocak' dedi. Böyle bir tutarsızlık olur mu? Pes yani!

AKP'LİLER 'EVET' DEDİ, BİZ SUÇLU OLDUK

Kılıçdaroğlu, milletvekillerine kıyak emeklilik sağlayan gece yarısı düzenlemesine ilişkin de sert açıklamalarda bulundu:

"'Milletvekilinin maaşının bürokrat maaşına değil, Cumhurbaşkanlığı aylığına endekslensin' dediler. Biz de tamam dedik. Ancak bir şart koştuk: Aylıklarda artış olmayacak.

Onlarda kabul etti ancak gece yarısı önergesiyle yüzde 100 zam yapıldı.

Biz de önerge ve tasarıya red oyu verdik. 216 AK Partili 'evet' oyu verdi. Yine biz suçlu olduk. Sanki maaşlara zam yapan biziz.

ASLA DESTEKLEMEYECEĞİZ

Biz de bu durumun etik olmadığını söylemek için Cumhurbaşkanı'na mektup yazdık. Biz sefaletin bu boyutlarda olduğu böyle bir ortamda milletvekili maaşlarına bu kadar zam yapılmasına hiçbir zaman destek vermeyeceğiz.

TÜRK-İŞ'E SERT ELEŞTİRİ

Asgari Ücret Belirleme Komisyonu'nda görev alan Türk- İş yetkililerinin asgari ücret zammına şerh koymaması da Kılıçdaroğlu'nun gündemindeydi:

"Türk-İş yetkililerine sesleniyorum:

Sayın başkanlar sizin aldığınız aylık kaç liradır? Otomobilin markası nedir? Siz işçileri hangi yetkiyle satmaya kalkıyorsunuz? Siz kaç lira kıdem tazminatı aldınız? Halkın iktidarında bu sendika ağalarından da Türkiye'yi temizleyeceğiz."

AKP'NİN CİLASI DÜŞTÜ

TÜİK'in bugün açıkladığı 2011 enflasyon rakamları ise CHP liderini memnun etmedi.

"Sıcak para bitti, AKP'nin cilaları düştü" diye ekonomideki durumu eleştiren Kılıçdaroğlu, "AKP'nin bizi getirdiği nokta budur: Yeniden çift haneli enflasyon."