BIST 8.876
DOLAR 34,29
EURO 37,52
ALTIN 2.931,29

Kılıçdaroğlu mükerrer oy peşinde!...

Kemal Kılıçdaroğlu Gezi eylemine katılan gençleri bu seçimde CHP'ye oy vermeye çağırmış.

Kemal Kılıçdaroğlu Gezi eylemine katılan gençleri bu seçimde CHP'ye oy vermeye çağırmış.

Diyor ki, "Gençlerin sesine kulak vererek Kadıköy'deki mitingimizi iptal ettik ve Taksim'e geldik. Yine gençlerin isteği üzerine hiçbir CHP'li Taksim'e CHP bayrağı ile gelmedi. Sadece gençlere destek vermek amacıyla geldik. Şimdi biz de onları CHP'ye bekliyoruz."

Bu sözler bana, bizim memlekette dilden dile yayılan bir şehir efsanesini hatırlattı. Rivayet odur ki kadının biri, neredeyse hergün rahmetli olan eşinin mezarını ziyaret edermiş.

Önce ellerini açıp dua eder, sonra da arkasını dönüp, biraz da eğilip mezara poposunu gösterirmiş. Mezarlık bekçisi bu duruma birkaç kez şahit olunca bir gün dayanamamış ve gitmiş kadının yanına...

"Bacım" demiş. "Kusura bakma senin gelişlerini merakla takip ediyorum. Önce dua okuyor, sonra arkanı dönüp poponu sallayıp gidiyorsun. Bunun hikmeti, nedeni nedir?"

Kadın biraz da utanarak başını önüne eğmiş ve yöreye has şivesiyle anlatmaya başlamış:

"Benim rehmetlik beyim sağ iken her daim, 'Sendeki bu popo ölüyü bile diriltir' deyirdi. Bizimki de bir umut işte!"

Kılıçdaroğlu'nun olaylara bakışı tam da bu durumu anlatıyor.

Bundan önceki bir yazımda solcu kesimin içinde bulunduğu ruh halini anlatırken, "Türkiye'de 3 solcu bir araya gelmeye gorsün. Durup dururken çoğaldıklarını sanıyorlar. Hele 4 solcu bir araya geldi mi, tüm Türkiye toplandı gibi bir ruh haline bürünüyorlar." demiştim.

Gezi olaylarında sokaklara çıkan insan sayısı 3-4 milyondu. (Bak şimdi yine hakaret edip, "Ne 3-4 milyonu. Daha fazlaydı" diyecekler) Ben demedim mi "Durup dururken çoğaldıklarını sanıyorlar" diye..

Sonra bu sayı günden güne azaldı, çünkü kimse modern çağın barbarlarının arasında yer almak istemedi. Geriye kala kala 1 milyon bile kalmadı.

Kılıçdaroğlu da onlara göz kırpıyor, "Biz sizin için geldik, siz de bizim için gelin" diyor.

Perspektifine öldüğüm!

İştahla, tamahla partisine davet ettiği kitle, 76 milyona vurduğunuzda toplumun yüzde biri bile etmiyor. Ama o bu kitleyi devasa görüyor ve eğer onlar gelirse, kesin iktidar olacağına inanıyor!

Poposuyla ölüyü dirilten kadının umudu bile insana daha bir gerçekçi geliyor!

Hem ben işin şurasını anlamadım.

O dönemde, Gezi Parkı eylemlerine katılanlar arasında yapılan anketlerde CHP yüzde 75-80 oy ile birinci parti çıkmıştı. Geri kalanı da zaten PKK'lı, DHKP-C'li ve TKPML'li, TGB'li ve bilimum terör örgütü mensuplarıydı..

Eğer Kemal Kılıçdaroğlu bahsini ettiğim, mezarda bile komşuluk edilmeyecek derecede alçakça emeller peşinde olan terörist grupları partisine davet ediyorsa bilemem. Ama yok eğer CHP'lileri CHP'ye davet ediyorsa, mükerrer kayıt olacak ki bu partiyi kapatmanın eşiğine getirir.

Bana sanki ilk seçeneğin peşindeymiş gibi geldi!

TBMM'nin resepsiyonuna katılmayıp, bunun yerine Sincan'da tanklar geçerken göbek atan, bugün ise Sincan Cezaevin'de ağlaşan darbecilerin ziyaretine giden birinden başka ne bekleyebiliriz ki?

Peki böyle bir CHP'ye halk gerçekten oy verir mi?

Bu sorunun cevabı, CHP'li Savcı Sayan'ın geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalında anlattığı olayda gizli.

Sayan ve Mehmet Sevigen'in de içinde bulunduğu CHP'li bir grup Anadolu köylerini geziyor. Bakıyorlar ki yaşlı bir teyze su taşıyor. Hemen yanına yaklaşıp, "Teyze biz siyasetçiyiz. İzin verirsen hem senin suyunu taşıyalım, hem de biraz soluklanırız ve sohbet ederiz senin evinde" diye teklif götürüyorlar.

Teyze itiraz etmiyor. Suları taşıyan Mehmet Sevigen başından geçeni daha sonra Savcı Sayan'a anlatıyor. Teyze Sevigen'e soruyor "Evladım hangi partidensiniz?" diye. Sevigen "CHP'liyiz" deyince teyze dizine vurup hayıflanıyor:

"Ah be yavrum, zamanında söylesenize. Ben o suyla abdest alacaktım yaaa!"

Başka söze gerek var mı?

NOT: Aslında yazı yazmak için ekran karşısına geçtiğim her seferde CHP ile Geziciler arasındaki organik ve duygusal (!) bağı yazmamaya karar veriyorum ama Kemal Kılıçdaroğlu durmuyor! Ne yapıp ediyor, beni buna zorluyor!

Yoksa Gezicileri yazmak hakikaten beni bile bıktırdı. Allah nasip ederse ve Kemal Kılıçdaroğlu da yeni bir balon patlatmazsa, bundan sonraki yazılarımda, yaklaşan yerel seçimlerle ilgili düşüncelerimi yazacağım..

Malum; Doğudan gelenler için İstanbul Tuzla'dan başlar. Ben de Tuzla'dan başlayarak ilçelerdeki durumu size aktarmak hevesindeyim.

Perşembe günü bana uğrarsanız, tahmin ve gözlemlerimi sizinle paylaşmak isterim.