Kılıçdaroğlu'nun Başbakan Erdoğan'ı Yabudi lobisinden üstün hizmet madalya almakla eleştirmesi ne kadar doğru?
Abone olOktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- CHP lideri Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a eleştirirken, farkında olmadan anti semitizm ateşine odun attığının farkında mı?
MADALYONUN ÖTEKİ YÜZÜ
Hükümetin dış politikası Kılıçdaroğlu ile Başbakan Erdoğan'ı karşı karşıya getirdi. Sert sözler havada uçuştu. Liderler peş peşe seri tuhaflıklara imza attı. Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerine Erdoğan, "İsrail'in avukatı" yakıştırmasıyla cevap verdi.
Kılıçdaroğlu da ondan geri kalmadı. 2004 yılında Erdoğan'ın ABD'de aldığı madalyayı gündeme getirdi. CHP liderinin "Siz o üstün hizmet madalyasını iade edecek misiniz etmeyecek misiniz?" sorusu çok farklı noktalara çekilebilecek.
İÇE KAPANMACI SÖYLEM
En genel anlamıyla Yahudi lobisini hedef gösterme olarak anlaşılacaktır. Kılıçdaroğlu da bu nedenle Erdoğan'ı eleştirmiyor mu? Dünyada var olan Yahudi düşmanlığını "körükleyecek", içe kapanmacı bir söylem olarak görülecektir. Kuşkusuz her olayın ayrı bir hikayesi ve farklı dinamikleri içinde barındırıyor.
YAHUDİLER HOMOJEN Mİ?
İsrail içinde ve dışında mevcut yönetimi yerin dibine sokan Yahudiler ya da kuruluşlar yok mu? Var elbette. O gün Erdoğan'ı alkışlayan Ehud Barak, bugün Netenyahu'nun Türkiye politikasını eleştirmiyor mu? Dahası Yahudiler ile İsrail yönetimini birbirinden ayırt ettiğini her konuşmasınan ısrarla altını çizen bir Başbakan varken...
ERDOĞAN O ÖDÜLÜ NEDEN ALDI?
Erdoğan'ın o ödülü "Gazze'ye abluka olsun, bomba yağsın" diye almadığı çok açık. Ödülü verenler de İsrail'e duyulan "yeminli düşmanlığa" karşı farklı bir ses olması nedeniyle Erdoğan'ı seçtiler. Yetiştiği dünya ile ters düşünmesi mümkün değil.
SAMİ OFER VE MAKTUM'DA MUHALEFET HAKLI OLSA BİLE
İktidarda geçen 9 yıla bakıldığında 2009 Gazze saldırısına kadar hükümetin İsrail politikası eleştirilmiyor muydu? AK Parti'nin politikalarına paralel ulusalcılık da aynı oranda yükseldi bu iktidar döneminde.
Galataport ihalesini alan ve Tüpraş hisselerini alan İsrailli işadamı Sami Ofer'e gösterilen tepkinin bilinç altında da hangi duygular vardı acaba? Ofer ve Maktum olayında hükümetin yanlış yaptığını düşünelim bir an için. Ancak itirazlarda hep "Yahudi", "İsrail" kelimesi satır aralarında geçti, ince yollu da olsa. "Gizli kapaklı iş çeviren" bir işadamı olarak lanse edildi Ofer. Hukuk diliyle değil ırkçı ve yabancı düşmanlığı ön plana alınarak hükümete yüklenildi.
OFER İSRAİL VE ABD'NİN KARA LİSTESİNDEYDİ
Türkiye'de istenmeyen adam ilan edilen Ofer ülkesinde ve ABD yönetimi tarafından topa tutuluyordu. ABD, Ofer Brothers grubuna bağlı şirketlerinden birini İran'a petrol tankeri sattığı için kara listeye almıştı. İsrail basını son 10 yıl içinde Ofer Brothers grubuna ait 13 geminin İran limanlarına uğradığını yazmıştı.
Yine Arap sermayesi de hep hedef tahtasında oldu. Levent'teki İETT arazisini alan Katar emiri El Maktum'un iptal edilen ihalesi de bu anlayışır uzantısı aslında. Ofer'e ve Maktum'a karşı başlatılan kampanyanın içinde CHP kurmaylarının olduğu unutulmamalı.
PAPAZ ELBİSESİ
Yine aynı konuşmasında Kılıçdaroğlu, "Hiçbir zaman, hiçbir yerde papaz elbisesi giymedim. 'Papaz elbisesi gerekirse giyerim' diyen Recep Tayyip Erdoğan'dır" diyor . Üstü örtülü başka inanç gruplarına karşı bir duvar örüyor.
SOKAKTAKİ İNSAN FARKLI ALGILAR
"Çifte standart" yapmakla suçladığı Erdoğan için verdiği örnekler, başka tehlikeli yaklaşımlara yol açabilir. Kılıçdaroğlu'nu niyeti başka olsa da, sokaktaki insanın farklı algılayacağı çok açık. CHP'nin en tepesindeki isim böylesi hassas ve karmaşık konuda konuşurken, bir değil beş kere düşünmeli.