CHP heyetiyle birlikte Bosna Hersek'e çıkarma yapan Kılıçdaroğlu, temaslarının ardından basın toplantısı düzenledi.
Abone olCHP lideri Bosna şehitleri için mevlit okuttu, şu anda imam hatip lisesi olan 500 yıllık Gazi Hüsrevbey Medresesi'ni ziyaret etti ve din adamlarıyla görüştü.
Kılıçdaroğlu, Bosna Hersek'teki temasları kapsamında, düzenlediği basın toplantısında, ülkede savaşın psikolojik ve fiziki etkilerinin henüz tam çözülmemiş olduğunu gözlemlediğini söyledi.
Bu sorunun giderilmesinin birinci koşulunun, Bosna Hersek'te hükümetin işe koyulması, zaman kaybetmeden bütçenin hazırlanması, uygulanması, kaynakların ve harcamaların sağlıklı belirlenmesinden geçtiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Siyasal istikrarsızlığın olduğu bir yerde dışardan bir yatırımcının gelip yatırım yapmasının zor olduğunu biliyoruz. Bosna Hersek'te de siyasal istikrar sağlandığı sürece Avrupa'nın kalbi Bosna'ya yatırımcılar gelecektir, yatırım yapacaklardır ve daha sağlıklı bir ortam ortaya çıkacaktır'' şeklinde konuştu.
Bosna Hersek'in bir çatışma ortamı değil barış ve huzur ortamı olması gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, ''Bu hem Avrupa için hem Bosna Hersek için hem değişik etnik gruplar için zorunludur. Bu bağlamda Bosna Hersek'in NATO ve AB'ye üyeliği çok önemlidir. Türkiye bu konudaki desteğini daha net, daha tutarlı ve daha sık şekilde dile getirmelidir. Bu şekilde Bosna'nın NATO ve AB süreci daha da hızlandırılmış olabilir'' dedi.
TÜRKİYE'DEN BEKLENTİLER ÇOK YÜKSEK
Kılıçdaroğlu, Bosna Hersek'in Türkiye'den beklentisinin çok yüksek olduğunu belirterek, Ticaret Odası, Müftülük gibi kurumlar dahil olmak üzere her yerde Türkiye'nin Bosna-Hersek için bir şeyler yapması gerektiğinin ifade edildiğini söyledi.
Özellikle iş adamlarının yatırım yapması ve istihdam yaratılmasının en büyük beklenti olarak karşılarına çıktığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu beklentileri boşa çıkarmamak gerekiyor. Türkiye'nin bu konuda gerekirse proje bazında gerekirse Bosna Hersek'e yatırım yapacak iş adamlarına özel bazı teşvikler getirerek, bu sorunun üzerine biraz daha ciddiyetle gitmesi gerekiyor. Eğer bu konuda bir yasal düzenleme yapılacaksa, böyle bir ihtiyaç varsa CHP olarak biz yasal düzenlemeye her türlü desteği vermeye hazırız.
Ekonomide bize aktarılan en ciddi sorun işsizlik, yatırımların yetersizliği işsizliği gündeme getirmiş durumda, özellikle üniversite mezunları arasında işsizliğin yüksek olduğunu ifade etmek istiyorum. Bu arada CHP'den beklentiler var, bunlar bize ifade edildi. CHP, Bosna Hersek'i unutmazsa, Türkiye'nin gündeminde tutarsa, Bosna Hersek ile ilgili Türkiye'de yaşanan tartışmalara olumlu katkı verirse bundan çok memnun olacaklarını ifade ettiler.
Türkiye'deki bütün siyasi partilerin, Bosna Hersek'in kalkınması, Avrupa'da önemli bir yer edinmesi, AB ve NATO üyeliği konusunda görüş birliği içinde olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Siyasal iktidar değişse dahi Türkiye'nin bu konudaki temel dış politikası değişmeyecektir. Kendilerine bir anlamda bu konuda güvenceyi de vermiş olduk. Bosna Hersek ile ilgili özel projelerin geliştirilmesi hazırlanması gerekiyor. TİKA'ya bu konuda önemli görevler düşüyor. TİKA, Bosna Hersek bazında gerekli çalışmaları yapmalıdır. Türkiye'ye olan yüksek beklentiler Türkiye tarafından boşa çıkarılmamalı ve bir hayal kırıklığı yaşanmamalı, işin özü bu.''
ULAŞIM PAHALILIĞI KONUSUNDA ŞİKAYET ALDIM
Kılıçdaroğlu, Türkiye ile Bosna Hersek arasındaki ulaşımın pahalılığı konusunda da şikayet aldığını belirterek, iki ülke arasında özel havayollarının devreye girmesinin ya da THY'nin seferler sayısı ve ücret konusunda düzenleme yapmasının önerildiğini söyledi.
Bunu THY yetkililerine aktaracağını belirten Kılıçdaroğlu, ''Tabii özel hava yolları ile ilgili söyleyebileceğim bir şey yok. Çünkü onlar kendi politikalarını kendileri belirliyorlar. Ama umuyorum THY, Bosna Herseklilerin bu taleplerini dikkate alır ve gerekli girişimi başlatır. Biz Bosna Hersek konusunda CHP olarak duyarlılığımızı öteden beri koruyorduk'' dedi.
TÜRKİYE'YE MÜTHİŞ BAĞLILIK VAR
Kılıçdaroğlu, ''ziyareti sırasında kendisini en çok neyin etkilediğinin'' sorulması üzerine ''Beni en çok etkileyen Bosna Herseklilerin Türkiye'ye duydukları hisler. Müthiş bir bağlılık var. Türkiye'yi kendi yanlarında görmek istiyorlar. Biz Boşnak kökenli milletvekilleri ve parti yöneticilerimizle buraya geldik. Onların Boşnak kökenli olması, buradaki insanları son derece mutlu etti. Onun dışında bütün siyasal partilerin Bosna Hersek'e destek vermeleri konusunda gittiğimiz her yerde neredeyse ortak bir görüş oluşmuş ve bu da bizi mutlu ediyor'' şeklinde yanıt verdi.
''Bosna'daki tabloyu nasıl görüyorsunuz'' sorunu da Kılıçdaroğlu, şöyle yanıtladı:
''Tablonun en temel sorunu siyasi istikrarın olmaması. Eğer bir siyasal istikrar sağlanabilirse tablodaki pek çok sorunun çözülebileceğine inanıyorum. Örneğin seçimlerden sonra hükümetin bir yılı aşkın süre kurulamaması ciddi bir sorundur, bugün de hala bu konuda ciddi sorunlar var. Bütçenin zamanında parlamentodan geçmemesi, uygulamaya konulmaması ciddi bir sorundur. Bunlar Bosna Hersek'e yatırım için gelen iş adamlarının gözünü korkutan temel ögelerdir. Bunların mutlaka düzeltilmesi gerekiyor.''
İMAM HATİP LİSESİ ZİYARETİ
Dün imam hatip lisesini (Gazi Hüsrevbey Medresesi) ziyareti ve din adamlarıyla görüşmeleri hatırlatılarak, ''Bunlar daha önceki yurt dışı ziyaretlerine göre daha fazla dikkat çekti, bu CHP'nin özel bir tercihi mi'' sorunu Kılıçdaroğlu, ''Bosna Hersek'in sosyolojik yapısından kaynaklanan bir durumdur bu. Özel bir çaba, özel bir düzenleme değil'' diye yanıtladı.
Bosna Hersek'te Müslüman olmak ile Türk olmanın eşit sayıldığını belirten Kılıçdaroğlu, ''Yani yabancılar buradaki Müslümanları Türk olarak görüyor, Türk olarak algılıyorlar. Böyle bir tablo var. Gezimiz bu sosyolojik tablonun ortaya çıkarmış olduğu bir gerçeğin üzerine oturuyor'' dedi.
Kılıçdaroğlu, bir başka soru üzerine de Türkiye'nin orman ve ağaç işleri, turizmin gibi sektörlerde yatırım yapabileceğini söyledi. Türk iş adamlarının bu alanlara girebileceklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''Büyük bir olasılıkla önlerini göremedikleri için giremiyorlar. Eğer o siyasal istikrar sağlanabilirse bu alana girebilirler. Aynı zamanda belki piyasanın Türkiye'ye göre dar olması, küçük olması iş adamını endişelendirebilir, bunun için eğer gerekirse buraya yatırım yapılabilmesi için TİKA aracılığıyla özel teşvik programları uygulanabilir'' diye konuştu.
Dün akşam vatandaşlarla yaptığı görüşmelerle ilgili soru üzerine de Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
''Her Bosna Hersekli Türkiye'yi çok yakından izliyor, akrabalarının büyük bir kısmı Türkiye'de, onlar sürekli gidip geliyorlar. Türk televizyonları, Türk dizileri izleniyor, baktığınız zaman Türkiye'yi kendi açılarından yabancı bir ülke olarak görmüyorlar. İster Diyanet İşleri'ne gidin ister kahvede oturun ister Ticaret Odası'na gidin, isterseniz yerel askeri birliklerle oturup konuşun, aşağı yukarı aynı temayı her yerde görüyorsunuz.''
ŞEHİTLER İÇİN MEVLİT OKUTULMASI
Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine, dün şehitler için orduevinde mevlit okutmalarının CHP için yeni bir şey olmadığını belirterek, daha önce Çanakkale Savaşları'nın büyük kahramanı Seyit Onbaşı için de mevlit okutturduklarını söyledi.
Kendisine böyle bir mevlit okutulmasının çok uygun olacağının ifade edildiğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Biz bunu askeri birliğin içinde yaptık, son derece mutluyuz'' dedi.
''Neden askeri birliğin tercih edildiği'' sorunu da Kılıçdaroğu, ''Biz tercih etmedik, onlar oranın daha uygun olacağını ifade ettiler, çünkü şehitler asker olduğu için mevlitin orada okunmasının uygun olacağı ifade edildi'' diye yanıtladı.
''İmam hatip ziyaretiyle ilgili Türkiye'den eleştiri bekleyip beklemediği'' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Her alanda eleştiri gelebilir ama şunu çok açık ve netlikle söyleyeyim, biz Seyit Onbaşı için de mevlit okuttuk, yani bir eleştiri gelmedi. Bundan da bir eleştiri geleceğini sanmıyorum. Ziyaret ettiğimiz imam hatip okulu, 400 yıllık bir okul. Osmanlı'nın Avrupa'da yaptırdığı ilk eğitim kurumu, yani çok önemli bir kurum. Orasının ziyaret edilmesi son derece doğal, olması da gerekir. Ayrıca ben Türkiye'de Diyanet İşleri Başkanlığı'nı defalarca ziyaret ettim. Yani Diyanet İşleri Başkanlığı'nı ziyaret etmek, gidip konuşmak, özel olarak eleştirilmesi gereken bir olay değil. Bu ilişkiler olmalı zaten ancak çok abartılı olmamalı. Kamuoyunda 'ben şuraya gittim' diye, gösteri olarak, propaganda malzemesi olarak kullanıyor gibi bir hava yaratmak istemiyoruz. Ama buradaki ziyaretler önceden programlanan planlanan ziyaretlerdir.''