CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bizim milliyetçiliğimiz vatanseverliktir, beraber olmaktır, birlikte mücadele etmektir. Bizim düşündüğümüz Türkiye güzel, huzurlu, beraber yaşadığımız bir Türkiye'dir. Etnik kimlik ve inançlar üzerinden siyasetin yapılmadığı bir Türkiye'dir." dedi.
Abone olKemal Kılıçdaroğlu, Sultangazi Yunus Emre Mahallesi'nde düzenlenen mitingde, hiç kimseyi ötekileştirmeden, hiç kimsenin kimliğini sorgulamadan, barış içinde yaşanacak bir Türkiye'yi inşa edeceklerini söyledi.
Kavgasız, bereketin bol olduğu bir Türkiye istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"İstanbul'da yeni bir yaşam kuran milyonlarımız var. Bazen gecekondularda, bazen iyi olmayan koşullarda İstanbul'u kendilerine yurt edindiler. 1999 depreminde büyük acılar yaşadı bu bölge. Kentsel dönüşüm yapılacaktı. Sosyal donatı alanları, kreşler, okullar, parklar olacaktı. İnsanlar daha güzel bir Türkiye ve İstanbul'da depreme dayanıklı evlerde yaşayacaklardı. Geçen 20 yılda ne yapıldı? Gerçekten İstanbul'u yaşanabilir kılmak istiyorsak ilk yapacağımız işlerden biri belediye başkanlarını değiştireceğiz, yeni belediye başkanlarımızı görevlerinin başına getireceğiz."
"Hakkı, hukuku ve adaleti sağlayacağım"
Mitinge katılan vatandaşların "Hak, hukuk, adalet" sloganları atması üzerine Kılıçdaroğlu, "Hakkı, hukuku ve adaleti sağlayacağım hiç endişe etmeyin. Bu kardeşiniz hiçbir zaman eğilmedi. Dik ve onurlu duruşumuzu haktan, hukuktan ve adaletten yana olan duruşumuzu asla değiştirmeyeceğiz. Baskı nereden ve kimden gelirse gelsin, biz insanı seveceğiz, insana hizmet edeceğiz. İnsan Allah'ın yarattığı en değerli varlıktır. Kimliği ve inancı ne olursa olsun başımızın üzerinde yeri vardır." ifadelerini kullandı.
"Hükümetten para gelmezse, belediye hizmet veremez" propagandasına kimsenin inanmaması gerektiğini ifaden eden Kılıçdaroğlu, "İzmir Büyükşehir Belediyesinin geliri var mı? Var. Harcama yapıyor mu? Yapıyor. Bize ait büyükşehir belediyelerine gayet güzel hizmetler götürüyoruz. Kimseye de muhtaç değiller. Niçin? Her kuruşu doğru ve yerinde harcıyoruz. Harcarken de her kuruşun hesabını veriyoruz. Bizim belediye başkanlarımız, hükümete de 'bize para verin' diye asla gitmeyecek. Gitmelerine gerek de yok. Kuruşu kuruşuna parayı yerinde harcadığınızda iyi sonuç elde edersiniz." diye konuştu.
"Yoksulluk kuyruklarını, varlık kuyruğu diye satmaya kalkar"
İstanbul'un genelinde işsizlik sorununun yaşandığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"İşsizliğin, yoksulluğun ne olduğunu bilirim. Biz, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye'yi arzu ediyoruz. Hiç kimsenin işsiz kalmadığı, aş, iş, ekmek mücadelesi verdiği bir Türkiye istiyoruz. Ama birileri var ki bir eli yağda, bir eli balda. Birileri varki, sarayında oturup asla ve asla halkın ne kadar acı çektiğini bilmez. Birileri var ki Türkiye'yi yönetemediği halde yoksulluk kuyruklarını, varlık kuyruğu diye millete satmaya kalkar. Kibir abideleri vardır Türkiye'de. Halka tepeden bakanlar, küçümseyenler vardır. Halkın oyunu çantada keklik diye bilenler vardır. Artık yolun sonu göründü. Artık gerçekleri görmek zorundayız."
AK Parti'ye oy veren seçmenlere seslenen Kılıçdaroğlu, "İstediği kanunu, kararnameyi, genelgeyi çıkardı. İstediği valiyi atadı, istediğini müsteşar yaptı. 17 yıl içinde fabrikaları sattı, dünyanın vergisini topladı. Sadece ama sadece Londra'daki bir avuç tefeciye 149 milyar dolar faiz ödedi. 17 yılın sonunda bu milleti getirdi soğan kuyruğuna mahkum etti. AK Partili kardeşlerime sesleniyorum, elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün. Sizin yaptığınız fedakarlığın karşılığını size ödediler mi?" diye konuştu.
Kimlik üzerinden yapılmaz
Kılıçdaroğlu, MHP'ye oy veren seçmenlere de seslenerek, "Milliyetçilik bizim altı okumuzdan birisidir. Milliyetçilik, kimlik üzerinden yapılmaz. Bayrağımızı, memleketimizi, insanımızı seviyoruz. Beraber yaşamak istiyoruz. İster doğu, ister batı, ister güney, ister kuzey ne olursa olsun 82 milyonla beraber huzur içinde yaşamak istiyoruz." dedi.
Sümerbank, Etibank, şeker fabrikalarının satıldığını anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Şimdi silah fabrikasını, tank palet fabrikasını Katar ordusuna sattılar. Ülkücü kardeşlerime sesleniyorum; dünyanın hangi ülkesinde bir devlet, kendi silah fabrikasını bir başka devletin ordusuna satmıştır. Rahmetli Ecevit'e de 'milliyetçi' değildir diye söylüyorlardı. Rahmetli Ecevit diyordu ki; 'Biz milliyetçiliği duvarlara değil, biz milliyetçiliği Kıbrıs'ın Beşparmak Dağları'na yazdık, biz milliyetçiliği Akdeniz'in dalgalarına yazdık, biz milliyetçiliği afyon tarlalarına yazdık.' diyor. Direniyordu. 'Afyon ekmeyeceksin' diyorlardı, 'Ekeceğim, benim köylümün hakkını kimse gasp edemez' diyordu. Şimdi silah fabrikaları satılıyor. O nedenle bizim milliyetçiliğimizi kimse tartışamaz. Bizim milliyetçiliğimiz vatanseverliktir, beraber olmaktır, birlikte mücadele etmektir. Bizim düşündüğümüz Türkiye güzel, huzurlu, beraber yaşadığımız bir Türkiye'dir. Etnik kimlik ve inançlar üzerinden siyasetin yapılmadığı bir Türkiye'dir."