BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Kılıçdaroğlu haklı, adalet yok!

Bu ülkede sözde açlık grevi yapan DHKP-C'ye üye iki akademisyenin sesi şehit ve gazi ailelerinin sesinden fazla duyuluyorsa...

Cumhurbaşkanı'na otel odasında suikast düzenlemeye çalışan darbeciler bulundukları yerde itlaf edilecekleri yerde yakalandıkları menfezden alınıp yargının karşısına çıkarılıyorsa...

Darbeye karıştıkları kesin ve net olan hainler idam edilecekleri yerde grand tuvalet giydirilip jöleli saçlarla hakim karşısına çıkarılıyorsa...

Bu ülkenin medyası, darbecilerin dalga geçer gibi verdikleri ifadeleri gerçekmiş gibi manşetlerine taşıyor, haber bültenlerinde tek tek sıralıyorsa...

Bu ülkenin mahkemelerinde 15 Temmuz şehitlerinin yakınları konuştuğunda azar işitiyor, darbeciler konuşurken olağanüstü bir nezaket görüyorsa...

Birileri 248 şehit verilen bir silahlı kalkışmaya, "Kontrollü darbe" diyebilecek cesareti buluyorsa...

Bu ülkede sözde açlık grevi yapan DHKP-C'ye üye iki akademisyenin sesi şehit ve gazi ailelerinin sesinden fazla duyuluyorsa...

Teröre ve töröriste destek verdikleri kesin ve net olarak belirlenen hainler abartılı sayıda destekçi bulurken, suçsuz günahsız yere hapse atılanların sesini kimsecikler duymuyorsa...

Bu ülkede birileri vatanını canından aziz bilip, 15 Temmuz'da tankların ve silahların önüne koşanlara, "Tayyip Erdoğan'ın köpekleri" diyebiliyor ve bunun hesabı sorulmuyorsa....

Darbe gecesi masum insanların üzerine kurşun yağdıran darbecilerin ve onların yakınlarının sesi, şehit ve gazi yakınlarının sesinden daha gür çıkıyorsa...

Bu ülkenin ana muhalefet lideri, ülkesine ve milletine ihanet ettiği HTS kayıtlarıyla tescillenmiş bir hain için, şehirler arası protesto yürüyüşüne çıkabiliyorsa...

Türlü hainliklere imza attıkları için hapse atılanlar eğer hala "Ama onlar gazeteci" denilerek savunuluyorsa...

Mahkeme başkanları, "Varisi olduğu" bahanesiyle", "Uyku apnesi var" gerekçesiyle siyasetçilerin yakınlarını korkmadan, çekinmeden tahliye edebiliyorsa... 

Başörtülü veyahut mini etekli kadınlara saldıran ucubeler, "Yakala-Bırak" yöntemiyle serbest bırakılıp, toplumun isyanı üzerine tekrar apar topar içeri alınıyorsa...

Yargıtay, PKK'ya destek veren HDP'li hainlere verilen cezaları bozabiliyor ve yolun sonuna gelen teröristlere adeta moral motivasyon sağlayabiliyorsa...

Ve tüm bu kararları veren hakimler hala görevlerinin başında durabiliyorsa...

Önüne gelen yazarın bulup söyleşi yaptığı teröristleri, ülkenin istihbarat teşkilatları bulamıyor ve oracıkta etkisiz hale getiremiyorsa...

Ülkesine etmedik hainlik bırakmayan Fetö'cü kaçakları Anadolu Ajansı yurtdışında eliyle koymuş gibi bulabiliyor da istihbarat elemanları bulup kafasına sıkmıyorsa...

Fetullah Gülen isimli alçak köpek, hala o malikanenin çatısı altında yaşayabiliyor ve yeni hainlikler fısıldayabiliyorsa.

Somali'den Arakan'a, Bosna'dan Makedonya'ya, Filistin'den Mısır'a, Mekke'den Medine'ye, Suriye'den Doğu Türkistan'a, Azerbaycan'dan Afrika'ya varıncaya kadar.

Yerküre üzerinde zulmün tezgahından geçen bu ülkelerdeki mazlumlar, son kale olarak gördükleri Türkiye'nin düşmemesi için çırpınıp dua ederken, "içimizde olup yanımızda olmayan" hainler ülkenin yıkımı için canhıraş bir şekilde mücadele ediyorsa...

Ve şu topraklar, şehitlerin kemiklerini sızlatırcasına bu kadar haini bir arada barındırabiliyorsa...

Yok kardeşim. 

Bu ülkede adalet falan yok!

ERDOĞAN'IN YARGIYA TALİMATI

Fetullah Gülen kendisine "mehdi" rolü biçmişti, bizim Kılıçdaroğlu da "Musa" olmaya soyundu.

"Her Firavun'un bir Musa'sı vardır" diyerek Erdoğan'a, "Senin devirecek Musa ben olacağım" diye mesaj gönderdi güya...

Gerçi Hazreti Musa kahir ekseriyeti oruçlu olan müslüman toplumun karşısında önüne konulan çayı ve suyu lıkır lıkır içmezdi ama...

Neyse..

Bizim Musa, önceki gün "Senin yargıya talimat verdiğini ispatlarsam istifa edecek misin?" diye Cumhurbaşkanı Erdoğan'a atar yaptı.

Erdoğan da, "E hadi ispatla bakalım" diye cevap verince, dün bir belge yayınladı, "İşte ispat" dedi!

Belge dediği ne biliyor musunuz?

Cumhurbaşkanlığı makamının yaptığı bir "Suç duyurusu!"

Anlatayım.

Cumhurbaşkanlığı makamı bir internet sitesinde çıkan haberle ilgili suç duyurusunda bulunuyor. Dilekçenin sonunda,  "Gerekli işlemlerin yapılıp yapılmadığına dair netice bilgisinin tarafımıza bildirilmesini saygılarımızla arz ederiz" yazıyor.

Talimat bu!

Öyle bir talimat ki Cumhurbaşkanı yargıya, "Suç duyurusu ile ilgili neticenin tarafıma verilmesi hususunu bilgilerinize arz ederim" diyor, düşünün artık!

Trafik polislerine sesleniyorum. Yürürken radara yakalanan ilk canlı türü şu an İstanbul yolunda! Yanında da bir sürü CHP'li.. Hepsi Türkiye'nin tersi istikamette seyrediyor.

Görevinizi yapsanıza kardeşim!

SOSYAL MEDYADA TAKİP İÇİN: