BIST 9.660
DOLAR 34,60
EURO 36,24
ALTIN 2.925,75
HABER /  DÜNYA

Kılıçdaroğlu erbil’de konuştu

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Erbil’de yapılması planlanan Ulusal Kürt Kongresi’nde alınacak kararların bölge ülkelerinin bağımsızlık ve eg...

Abone ol

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Erbil’de yapılması planlanan Ulusal Kürt Kongresi’nde alınacak kararların bölge ülkelerinin bağımsızlık ve egemenliklerine aykırı unsurlar içirmemesi gerektiğini söyledi.
Irak’ın başkenti Bağdat’taki temasları çerçevesinde Al Nahreyn Stratejik Araştırmalar Merkezi’ndeki konferansta konuşan Kılıçdaroğlu, "Yakın tarihte Erbil’de yapılması planlanan Ulusal Kürt Kongresi, bölgemizi çok yakından ilgilendiren bir olaydır. Bugünden ifade etmek isterim ki, Ulusal Kürt Kongresi tarafından alınacak kararların, Kürtlerin yaşadıkları ülkelerin bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlükleri ile anayasal düzenine aykırı unsurlar içermemesi, barış, birlik, dayanışma ve adaletten yana olması büyük önem taşımaktadır. CHP, Kürtlerin bulundukları ülkelerde, hiçbir ayrıma tabi tutulmaksızın, eşit ve saygın vatandaşlar olarak yaşamalarını istemektedir. Bu yaklaşımın doğal bir sonucu olarak, geçmişten bu yana Türkiye’de Kürt yurttaşlarımızın haklarının tanınması, sorunlarının çözümü için çok sayıda öneride bulunmakta, kanun teklifleri vermekte ve hükümetleri toplumsal uzlaşmanın yollarını aramaya çağırmaktadır" ifadelerini kullandı.
"Kürt kardeşlerimizin sorunlarının çözülmesi, Türkiye ve Irak’ı yakından ilgilendirmektedir" şeklinde konuşan Kılıçdaroğlu, "Bu nedenle söz konusu sorunların çözümü için atılan adımlar iki ülke arasındaki ilişkileri ve bölgedeki refah ve istikrarı doğrudan ilgilendirmektedir. CHP, Kürt kardeşlerimizin sorunlarının, bölgedeki toprak bütünlüğüne zarar vermeden, şiddeti dışlayarak, insan hakları ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde demokratik yöntemlerle çözümünden yanadır" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu bağlamda terörün sona erdirilmesi, bölgemiz için öncelikli ve ortak bir hedeftir. Terörün sona ermesi hepimizin arzusudur ve hepimizi rahatlatacaktır. Kürt kardeşlerimizin durumunun bugün eskisinden çok farklı ve giderek bölgesel, hatta uluslararası nitelik kazanmakta olduğu bir gerçektir. Küreselleşmenin ve hızla değişen bölgesel dinamiklerin bir sonucu olarak bölge ülkelerinde yaşayan Kürtler arasında işbirliği, dayanışma ve etkileşim doğal olarak artmıştır."

"ENERJİ ALANINDA IRAK’LA KURULACAK İLİŞKİLER TEK TARAFLI OLMAMALI"
"Enerji konusu Türkiye-Irak ilişkilerinde merkezi bir öneme sahiptir. Enerji ihtiyacı hızla artan Türkiye, aynı zamanda enerji alanında bölgemizde bir geçiş ülkesi niteliğine sahiptir. CHP olarak bölge ve bölge dışı devletlerin Irak’a yönelik enerji politikalarını Irak anayasasına saygı çerçevesinde ve Iraklıların ortaklaşa kabullendikleri ilkeler doğrultusunda olmasını isteriz. Irak’ın toprak bütünlüğü ve istikrarıyla uyumlu olarak, ülkedeki enerji kaynaklarına ilişkin kararlar Iraklıların ortak iradelerini yansıttığı ölçüde ülkedeki sorunların çözümü kolaylaşacaktır. Bu bağlamda enerji alanında Irak’la kurulacak ilişkilerin tek taraflı olmasını doğru bulmuyoruz."

"SUYUN BİR SİLAH VEYA ARAÇ OLARAK KULLANILMASINA KARŞIYIZ"
"Enerji politikasında olduğu gibi su konusunda da CHP hukuk ve hakkaniyet ilkelerini gözetmektedir. Dicle ve Fırat nehirleri coğrafyamızın bize sunduğu nimetlerin başında gelmektedir. Bu sular, asırlardır Mezapotamya halklarına barış ve kardeşlik taşımaktadır. CHP, suyun silah ya da bir araç olarak kullanılmasının karşısındadır. Biz Dicle ve Fırat nehirlerinin en verimli şekilde kullanılmasından yanayız. Bu nehirlerden ne kadar çok insan yararlanırsa, ülkelerimiz arasındaki ilişkiler de o kadar güçlü olacaktır. Bütün kalbimle inanıyorum ki, Türkiye ve Irak suyun kullanımı konusunda ortaya çıkan sorunları uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde çözebilecek tarihsel bağlara ve potansiyele sahip iki kardeş ülkedir."

"SURİYE’YE DIŞ MÜDAHALEYE KARŞIYIZ"
"Suriye’de sürmekte olan iç savaş bölgemiz için büyük bir tehlikedir. Suriye’deki iç savaş ortamından beslenen ve artan terör tehdidi Türkiye gibi Irak’ı da olumsuz etkilemektedir. Bu durumdan ciddi kaygı duyuyoruz. Ülkelerimize sığınan Suriyeliler ortak başka bir meselemizdir. Suriye’deki savaşın bölgeye yayılması ihtimali, bizi ayrıca endişelendirmektedir. Bu konuda bölge devletlerinin yapıcı, yatıştırıcı ve uzlaştırıcı bir politika izlemeleri gerektiğine inanıyoruz. CHP, Suriye’ye dış müdahale yapılmasına karşıdır. CHP olarak biz, şiddetin sona ermesi ve Suriyelilerin kendi geleceklerini birlikte belirleyebilecekleri bir sürecin oluşturulmasını istiyoruz."
"Öte yandan hala toplanması beklenen Cenevre Konferansı’nın fikir babalığı da aslında CHP’ye aittir. Yaklaşık iki yıl önce, hükümete BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri, BM Genel Sekreteri, Arap Ligi, Avrupa Birliği, Suriye’nin Arap komşuları ile İran’ın katılacağı ve Suriye’deki tarafların da davet edileceği bir konferansın Ankara’da toplanmasını istemiştik. Bu önerimiz o tarihte kabul görseydi, Suriye’deki durum ve gelişmeler çok farklı olabilirdi. CHP olarak biz, bugün de Cenevre sürecini destekliyor, asli fail olarak davet edilen Irak’ın da bu bağlamda önemli katkı yapabileceğine inanıyoruz."

"BÖLGEDE KÖTÜ NİYETLİ GÜÇLERE ALET OLMAMALIYIZ"
"Bölgemiz son yıllarda Suriye başta olmak üzere çeşitli ülkelerde yaşanan çatışmalarla kan kaybetmektedir. Etnik ve mezhepsel farklılıklarının gerginlik ve çatışma nedenlerine dönüşmesini, bölgemize yöneltilmiş en büyük tehdit olarak görüyor ve endişe ile karşılıyoruz. Bölge ülkelerinin ve Irak’ın potansiyelini, tarihsel mirasını, kültürel zenginliklerini ve sosyal dokusunu harap edebilecek çatışmacı ve ayrılıkçı söylemlerden uzak durmalıyız. Hep birlikte kararlı bir şekilde durmalıyız ki, bölgemizde başta enerji olmak üzere, hiçbir kaynağımızın heba olmasına izin vermemeliyiz. Bölgemizde etnik ve mezhepsel farklılıkların ilkel ayrışmalara dönüştürerek, halkları birbirlerine karşı kışkırtan kötü niyetli güçlere alet olmamalıyız. İnanıyorum ki, İslam dünyası ve Ortadoğu’nun sağduyulu insanları, Ortaçağ Avrupası’nın karanlığını 21. yüzyıla taşımak isteyenlere izin vermeyecektir."
"Unutmayalım ki, bölgemizde bu mücadeleyi veren ilk ülke Türkiye’dir ve ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’tür. Mustafa Kemal Atatürk, zaferini Lozan Anlaşması ile taçlandırmış ve Batı dünyasının evrensel değerlerini esas alarak Türkiye’nin yüzünü çağdaş ve aydınlık bir geleceğe çevirmiştir. Atatürk’ün devrinde yapılan köklü devrimler, Türkiye’de demokrasinin önünü açmış, özgürlükler, insan hakları ve bağımsız yargıyı, parlamenter sistemimizin yapısal unsurları haline dönüştürmüştür."
"Bu çerçevede atılan en önemli adım ise din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması olmuştur. Din ve vicdan özgürlüğü anayasal güvence altına alınmış, dinin siyasete karışması önlenmiştir."

"OLUMSUZ GELİŞMELERE RAĞMEN TÜRKİYE-IRAK İLİŞKİLERİNİN GELECEĞİNDEN UMUTLUYUZ"
"Bölgemizdeki olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye-Irak ilişkilerinin geleceğine ilişkin umutlu olduğumu bir kez daha hatırlatmak isterim. Türkiye ve Irak halkları arasındaki kardeşlik ve dostluk bağları bütün bölgeye örnek olacak bir potansiyel taşımaktadır. Amacımız, Türkiye ve Irak halklarının barış içinde geleceğe güvenle bakmalarını sağlamaktadır.

"TÜRKMENLERİN HAKLARI KORUNMALI"
"Türkiye ve Irak ilişkileri çok eskilere giden, çok boyutlu bir olaydır. Ortak tarihimiz, ortak kültürümüz ve ortak sorunlarımız var.Türkmen topluluğu bizi birbirimize bağlayan bir köprüdür. Su ve enerji konuları, yaşam kalitemizi ve refahımızı etkileyen unsurlardır. Kürt kardeşlerimizin yaşadığı sorunları çözümü, ülkelerimizi yakından ilgilendirmektedir. Güvenlik ve siyasi istikrar ortak gündemimizde yer alan hususlardır."
"Bölgemizde yaşanan sıcak gelişmeler ise Türkiye ve Irak için hayati önem taşımaktadır. Bugün IraK Türkmenleri, sadece Irak toplumunun ana katmanlarından biri değildir. Irak Türkmenleri aynı zamanda Türkiye ile Irak arasında bir kardeşlik köprüsü oluşturmaktadır. Bu kardeşlik köprüsünün zarar görmemesi ve Irak Türkmenlerinin güvenliklerinin sağlanarak, Irak’ın eşit vatandaşları olarak toplumdaki yerlerini alması dostluğumuzun pekişmesine önemli katkılarda bulunacaktır.
"Bu bağlamda son dönemde şiddet eylemlerine maruz kalan Türkmenler için Irak hükümeti tarafından alınan güvenlik önlemlerini ve atılan adımları memnuniyetle karşılıyoruz. Öte yandan sosyal dokusu itibariyle Irak’ın bütünlüğünün bir yansıması olan Kerkük’ün geleceğine Irak halkının ortak karar vermesinin doğru olacağını düşünüyoruz."
(İHA)