CHP lideri Kılıçdaroğlu, Sezgin Tanrıkulu'ya 'CIA ajanı' diyen CHP'li vekil Dilek Akagün hakkında sert açıklamalarda bulundu.
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz'ın Grup Disiplin Kurulu'na sevkine ilişkin, ''Hiç kimsenin tüzüğü, kuralları ihlal etme hakkı da özgürlüğü de yoktur. Kuralları ihlal eden bedelini öder. Demokrasilerde böyledir'' dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, TBMM'nin 93. yılı dolayısıyla verdiği resepsiyonda, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
MYK'DA DEĞİŞİKLİK YOK
MYK'da değişiklik yapılıp yapılmayacağına ilişkin soruya Kılıçdaroğlu, ''MYK'da değişikliği sizden duyuyorum. Ben de merak ediyorum, kim değişikliği yapacak diye. Yok öyle bir şey'' karşılığını verdi.
Genel Başkan Yardımcılığı'ndan istifa eden Gülseren Onanç'ın yerine kimin atanacağına yönelik bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, yeri, zamanı gelince olacağını belirtti. Atamanın Parti Meclisi'nden önce yapılıp yapılmayacağı sorusuna karşılık ise Kılıçdaroğlu, henüz karar vermediğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin hazırladığı manifestonun çerçevesini soran gazeteciye, ''İki hazırlığımız var: Birincisi demokrasi ve özgürlük bildirgesi. Daha önce 16 madde açıklamıştım. Bu metin üzerinde biraz daha çalışıyoruz. İkincisi, yaşanan süreçle ilgili bir tutum belgesi üzerinde çalışılıyor. Soru-yanıt şeklinde. Bunun da ilk taslakları bitti. Arkadaşlarımız şu anda değerlendiriyorlar. Sanıyorum o da 4 Mayıs'a yetişir, Parti Meclisi'nde görüşürüz'' yanıtını verdi.
Bir gazetecinin, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, resepsiyona katılmadı ancak şu anda canlı yayında konuşuyor'' demesi üzerine ise Kılıçdaroğlu, bunu, Erdoğan'a sormak gerektiğini, Erdoğan'ın, Anıtkabir'e de gelmediğini söyledi.
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce'nin, ''light komutanlar'' açıklamasının anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, gazetelere bakamadığını, bunun, İnce'ye sorulabileceğini kaydetti.
KURALLARI İHLAL EDEN BEDELİNİ ÖDER
CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz'ın, Grup Disiplin Kurulu'na sevk edilmesi ve yaptığı yazılı açıklamanın anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, her partinin kuralları, kendi hukuku bulunduğunu dile getirdi. Kılıçdaroğlu, ''Hukukunu, tüzüğü, yönetmelikler belirler. Hiç kimsenin tüzüğü, kuralları ihlal etme hakkı da özgürlüğü de yoktur. Kuralları ihlal eden bedelini öder. Demokrasilerde böyledir'' dedi.
Bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, babasının vefatı nedeniyle Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'i arayarak, başsağlığı dilediğini belirtti.
HERKES ŞİKAYETÇİ AMA KİMSE ÇÖZMÜYOR
Kılıçdaroğlu, parlamentonun 93. yılında, 8 milletvekilinin tutukluluğunun doğru olmadığını, bunun kabul edilemeyeceğini belirterek, ''Üstelik bir protokol yapmışız, 3 AKP Genel Başkan Yardımcısı imza atmış, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in başkanlığında bu görüşme yapılmış. Parlamenter sistemin gereği olarak, milletvekillerinin parlamentoda olmalarının asıl olduğu belirtilmiş ama gereği yapılmadı. Meclis Başkanı da açılış konuşmasında uzun tutukluluktan şikayet etti. Ondan önce de Sayın Cumhurbaşkanı, iki kez milletvekillerinin tutuklu olmaları, uzun tutukluluk sürelerine itiraz etti ve doğru olmadığını söyledi. O zaman çözüm yeri neresi, parlamento. Ama parlamento çözmüyor. Çözmüyorsa, halkın kolektif vicdanı dediğimiz beklentiyi tam karşılamamış oluyor. Sorunumuz o biraz. Herkes şikayetçi ama kimse çözmüyor. O zaman parlamento görevini yapmıyor demek'' diye konuştu.
HUKUKTAN YANAYSANIZ
Çözüm sürecini değerlendirme komisyonuna yönelik CHP'nin tavrında bir değişiklik olup olmayacağına ilişkin soruyu yanıtlarken Kılıçdaroğlu, verdikleri önergede konunun araştırılması ve çözüm üretilmesinin; AK Parti'nin önergesinde ise parlamentonun süreçle irtibatlandırılmasının bulunduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, parlamentonun yürütme organı olmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:
''Yürütme organı olmadığı için bizim oraya milletvekili vermemiz, yürütme organının işine müdahale anlamına gelir. Eğer hukuktan yanaysanız, oraya milletvekili vermeyeceksiniz. Eğer gerçekten bir araştırma komisyonu ise bu sorun nasıl çözülür diye milletvekilleri bir araya gelecekse, elbette biz de milletvekili görevlendiririz, arkadaşlar gider, sorunun çözümüne yönelik düşüncelerini açıklarlar. Şu anda sorunun çözümüne yönelik orada bir şey tartışılmayacak. Süreç ile parlamento nasıl irtibatlandırılacak, bu var. O da parlamentonun görevi değil.
Bugün özellikle, hukuk vurgusunu yaptım. Kurtuluş Savaşı'nın başlamasından bu yana, parlamento hiçbir zaman hukuk dışına çıkmamıştır. Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk Cemiyetlerini düşünün, sürecin en başından beri parlamento, ulusal Kurtuluş Savaşı'nın kendisi hep hukuk zemininde yürümüştür. Süreç içinde bir haklılık vardır. O nedenle tavrımız bu. Kendileri bir komisyon kurmuşlarsa, bakalım, kendileri süreçle parlamentoyu nasıl irtibatlandıracaklar, göreceğiz.''