BIST 9.180
DOLAR 34,37
EURO 36,97
ALTIN 2.977,10
HABER /  DÜNYA

Kılıçdaroğlu ’Barış Mitingi’nde konuştu

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin Suriye politikasını eleştirerek, “Bir sabah kalktık kardeşim Esad,...

Abone ol

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin Suriye politikasını eleştirerek, “Bir sabah kalktık kardeşim Esad, oldu düşmanım Esad” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adana Türkmenbaşı Bulvarı üzerinde partisinin düzenlediği ‘Barış Mitingi’ ve Çukurova Belediyesi’nin yeni hizmet binasının açılışında halka hitap etti. Seçim otobüsü ile vatandaşları selamlayarak açılışını yapacağı merkez Çukurova İlçe Belediye binası önüne gelen Kılıçdaroğlu, “Merhaba Adana, Allah’ına kurban Adana” diyerek halkı selamladı. Bugün Adanalıların Cumhuriyet tarihinin en önemli olaylarından birine imza atacakların ve savaşa hep bir ağızdan hayır diyeceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyeti kuranlar savaş meydanlarından çıktılar. Mücadele ettiler, sınırlarımızı kan ve gözyaşı ile çizdiler. Savaş sonrası şunu söylediler, zorunlu olmadıkça savaş cinayettir dediler. Yurtta ve dünyada barış dediler. Lozan’da Türkiye’nin tapusunu aldılar. Özgür, bağımsız Türkiye’yi bize emanet ettiler. Savaş sıradan bir olay değildir. Savaşa karar vermek kolay değildir. 1945’ten sonra 25 milyon kişi savaşta yaşamını kaybetti. Herkese aş ve iş götüreceğiz, bunun mücadelesini veriyoruz. Ama iktidar savaş diyor. Bu neyin savaşı? Suriye’de izledikleri politikayı hep birlikte göreceğiz” dedi.

“BİZİM DE KEŞİŞ PIERİ’MİZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN’DIR”
AK Parti hükümeti Esad’la anlaşma imzaladığında kimsenin itiraz etmediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Vizelerin kalkmasına kimse itiraz etmedi. Ama bir sabah kalktık kardeşim Esad, oldu düşmanım Esad. Kimin kayığına bindin de Suriye bir numaralı düşmanın oldu. Ben bunu söylediğimde Suriye ile Irak’la, İran’la, tüm komşularımızla ilişkilerimizin iyi olmasını istedim. Her iki tarafta da akrabalarımız var. El-Nusracı olan kardeşi elinde silah Suriye’ye gidiyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin toprakları terör örgütlerinin toprağı olamaz. Radikal grupları eğitip cebine para, eline silah verip Suriye’ye git kardeşini öldür denemez. Birinci Haçlı’dan 900 yıl geçti. Bu savaşı kışkırtan Keşiş Pier vardı. Bizim de Keşiş Pieri’miz Recep Tayyip Erdoğan’dır. Şimdiye kadar hiçbir lider 5 Eylül 2013’de söylediği sözü söylemedi. Her türlü koalisyonun içerisinde yer alırız, yeter ki siz Suriye’yi vurun diyordu. Bu ne ahlaki, ne dini ne milli sözdür. Bu ilkesini satanların cümlesidir. Recep Tayyip Erdoğan’ı bu cümleyi kullandığı için başbakan olarak kabul etmiyoruz” diye konuştu.

“SEN KİM OLUYORSUN DA PARLAMENTONUN İRADESİNİ KULLANIYORSUN”
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın 9 Mayıs 2013’te söylediği ‘Eğer karadan vururlarsa biz de destek veririz’ sözlerini hatırlatarak şunları söyledi:
“Sen kim oluyorsun da parlamentonun iradesini kullanıyorsun. Ordunun sınır ötesine geçmenin tek koşulu parlamento kararıdır. Bu ben söylerim, onlar yapar anlamına geliyor. Sen savaş istiyorsan bu milletin çocuklarını gönderme, kendi çocuklarını gönder. Milletin sırtından savaş çığırtkanlıkları yapıyorsun. Sor bakalım millete Müslüman kanının dökülmesine evet diyor mu? Sen neden Keşiş Pier rolüne soyundun. Ben her türlü koalisyonun içinde yer alırım demek. Ben Suriye’deki Ayşeleri, Fatmaları, Alileri öldürürüm demektir. Buna kim razı olacak. Dış politika iç politikaya benzemez. Dış politika milli politika olmak zorundadır. Herkesin destek vermesi gerekir. Kin ve öfkeye gerek yoktur. Mezhep endeksli dış politika olmaz. Dış politika ülkelerin çıkarı üzerine yürütülür. Duygularla dış politika olmaz. Darbeler doğru değildir. Darbelerden en çok mağdur olan biziz. Mısır’da hiçbir kesime taraf olmadık, şunu söyledik Mısır ve Türkiye halkı kardeştir. Kardeşiz, kardeş yaşayacağız. Akıl ve mantık egemen olmaz duygular egemen olursa yanlışa düşersiniz. Dünya tarihi bilinmeden dış politika yürütülemez. Kıbrıs Barış Harekatı’nda Kaddafi, Türkiye’ye destek oldu. Erbakan’ı da arkadan hançerlediler. Dış politikada laf edeceksen 9 defa düşüneceksin. Ben Gazze’ye gideceğim dedi. Sen önce Amerika’ya gel dediler. Büyük laf etmeyeceksin. Dünyayı iyi okuyup, dış politikayı öyle oluşturacaksın. Yanlış politikalar Türkiye’yi bu coğrafyadan soyutladı. Suriye ve Mısır halkıyla kaynaşmak bu saatten sonra zordur. Çanakkale ile Suriye’yi aynı kefeye koyuyor. Buna ne diyeceksiniz. Recep Tayyip Erdoğan’ın kapısını çalıp merhaba diyeceği bir komşusu kalmadı. Irak, Suriye, Mısır, İran kalmadı. Halkların kardeşliğine inanmış bir siyasal partiyiz. Müslümanlar kardeş olsun bu coğrafyada diyoruz. Keşiş Pier rolünü üstlenen Recep Tayyip Erdoğan coğrafyayı kan gölüne çevirdi. Recep Tayyip Erdoğan, Ortadoğu’nun şamar oğlanı oldu. Her gelen tokatlıyor.”
Türkiye’de mülteci durumundaki Suriyelilerin bu hale düşmelerinin tek sorumlusunun Başbakan Erdoğan olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, “Bu Başkanın eli, dili kirlidir diyebilirsiniz. Bir devletin sınırları o devletin namusudur. Suriye’de 900 km’lik sınır yolgeçen hanı. Böyle sınır mı olur? Kendisi dünyada yalnız olduğunu anladı. 3 ülke oturdu ortak basın toplantısı yapıldı. Bizim dışişlerini neden çağırmadılar? Suriye konusunda Paris’te toplantı yapıldı. Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin uluslararası sorunlarda çözümden, barıştan yana tavır takınması lazım. Geldiğimiz nokta iyi bir nokta değildir. CHP’nin çözümü neydi. Dedik ki ‘Ankara’da bir uluslararası konferans toplayın, Suriye’den de iki tarafı çağırın. Önce barışı sağlayın, ardından çözümü sağlayın.’ Sonra ne oldu? Ruslar aynı soruna el attı. Cenevre’de toplandı. Şimdi sorunu çözen başkaları, seyirci olan biziz. Bir şey daha söyledik. Kimyasal silahlardan Suriye’yi arındırın dedik. Şimdi yapılıyor. Adana’da sarin gazı yakalandı” şeklinde konuştu.
Hükümetin Mısır politikasına da değinen Kılıçdaroğlu, “Mısır’daki darbeye karşı olduğumuzu söyledik. Biz Mısır’ın içişlerine karışmayız. Ama bir an önce demokrasi gelmesi lazım dedik. Mısır’la Türk halkı kardeştir dedik. Son olarak yandaş bir kanalda çocuk gibi ağladı. Biz kimsenin ölmesini istemeyiz. Ama ben şunu sormak istiyorum. Bir kişi için ağladın, Reyhanlı’da 52 kişinin ölümünde neden gözyaşı dökmedin” dedi.