BIST 8.619
DOLAR 34,29
EURO 37,44
ALTIN 3.025,02
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Kılıçdaroğlu: AK Parti iktidar oluyor çünkü...

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti'ye ilişkin yaptığı açıklamada "Her aklı başında olanın düşündüğü soru budur. Neden iktidar oluyorlar?" dedi ve yanıtı da verdi.

Abone ol

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu hükümetin ömrü bitmiştir. Halkına baskı yapan bir iktidarın ömrü bitmiştir. Bu hükümetin de süresi bitmiştir. Yeni bir süreç, arayış başlamıştır. Bütün yurttaşlarıma sesleniyorum, otur, düşün, kararını ver. Yeni süreçte Türkiye'nin yeniden ayağa kalkması, yeniden Türkiye demesi lazım" dedi.

Art arda gelen maden facialarını anımsatan Kemal Kılıçdaroğlu, Bakan Faruk Çelik'in de istifa etmesi gerektiğini söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının en ilginç noktalarından biri ise, 202'den bu yana tek başına iktidar olar AK Parti'nin nasıl seçim kazandığına ilişkindi:

Her aklı başında olanın düşündüğü soru budur. Neden iktidar oluyorlar, çünkü toplumu inanç bağlamında, etnik kimlik, yaşam tarzı bağlamında ayrıştırıp toplumu bölüyorlar. Böldüğü toplumun özgürce düşünmesinin önüne set çekiyor.

AÇILIŞ KONUŞMASINI YAPTI

Partisinin Antalya'nın turizm merkezi Belek'teki Sirine Otel'de Pazar gününe kadar devam edecek TBMM 24'üncü Dönem 5'inci Çalışma Toplantısı'nın açılış konuşmasını yapan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, hafta içinde Türkiye Cumhuriyeti'nin 91'inci yıl dönümünü sevinçle, neşeyle ve mutlulukla kutladıklarını fakat Ermenek'ten gelen haberle de yüreklerin burkulduğunu söyledi.

“İsteriz ki Cumhuriyetimiz görkemli olsun, isteriz ki demokrasiyle taçlandırılan cumhuriyetimiz hepimizin umudu ve hepimizin geleceği olsun. Acıyı yaşamayım, gözyaşı olmasın bu topraklarda. Bu topraklarda huzur olsun, barış içinde huzur içinde hepimiz yaşayalım" sözleriyle konuşmasına devam eden Kılıçdaroğlu, bunun bir yolu olduğunun da altını çizdi.

AKILLA YÖNETİLMEYEN DEVLET

Devletin akılla yönetilmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Devletin yönetimine aklı egemen kıldığınız, bilimi gözardı etmediğiniz zaman o ülkeyi iyi yönetirsiniz. Devlet kinle, öfkeyle, intikam duygusuyla yönetilmez. Oy versin vermesin bütün yurttaşları kucaklayan akılla yönetilir" dedi.

Ancak bu durumda farklı bir devlet profilinin, adalet duygusunun ortaya çıkacağını dile getiren CHP Genel Başkanı, “Üzülerek söylüyorum, içim yanarak söylüyorum Türkiye Cumhuriyeti akılla yönetilmiyor. Akılla yönetilmeyen bir ülkede adalet de hukuk da olmaz. Akılla yönetilen bir devlette iş kazaları, iş cinayetlerine dönüşmez, kitlesel ölümler gerçekleşmez" diye konuştu.

KİTLESEL İŞ CİNAYETİ

Dünyanın birçok ülkesinde insanların madenlerde çalıştığını fakat hiçbirinde kitlesel ölümlerin yaşanmadığını belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin iş kazalarında Avrupa birincisi, dünya üçüncüsü olduğunu söyledi. Türkiye'de yer altında çalışacak işçiler için hiçbir risk unsuru giderilmeden, işçiler eğitimden geçirilmeden yer altına indirilip çalıştırıldığını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Sonra kitlesel iş cinayeti gerçekleşiyor. Ve yine akılla yönetilmediğimizi gösteren ikinci perde geliyor. Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, emniyet müdürleri, valiler, kaymakamlar, milletvekilleri kitle halinde oraya gidiyorlar. Neymiş, iş kazası olmuş el koymaya gidiyorlar. Cinayete el konmaz, arkadaşlar. Cinayete el koyacak olan kişinin adresi bellidir. Devletin savcısı el koyacak, o kadar. Üçüncü perde, gidiyorlar oraya. Başlıyorlar şikayet etmeye. Kimi şikayet ediyorlar, her önüne geleni. Ya kardeşim, sen nerede oturuyorsun cumhurbaşkanlığı koltuğunda, başbakanlık koltuğunda, bakanlık koltuğunda. E, sen şikayet edersen vatandaş şikayetini kime anlatacak, kime söyleyecek? Geldiğimiz nokta bu. Akılla yönetilmeyen bir Türkiye ile karşı karşı karşıyayız. Akılla yönetilmiyor. Günlük kararlarla bir devlet yönetilmez."

Madenlerde kazalar sonrası sendikaların işçiyi eğitmemekle suçlandığını belirterek açıklamalarına devam eden Kılıçdaroğlu, “Bunu söyledikleri zaman içimden bir şeyler koptu. Ülkede sendika mı bıraktınız, hangi maden ocağında doğru dürüst sendika var?" dedi.

MÜTHİŞ BİR İTİRAF

Ermenek olayında bir gerçeğin daha gün yüzüne çıktığını belirten CHP Genel Başkanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in, “Bir maden ocağın kapatıyorsunuz 50 kişi araya giriyor açtırmak için" sözlerini hatırlatarak, konuşmasına şöyle devam etti:

“Müthiş bir itiraf. İtirafta bulunduğu için bu Bakanı kutluyorum. Ama Başbakanlık koltuğunda oturan kişiye da şunun sormaktan kendimi alamıyorum. Şimdi sen o Bakanı çağırıp, 'Gel bakalım arkadaş. Bu maden ocağıyla ilgili müfettiş raporu var mı? Kapatma kararı alman gerekiyor mu? Kimler araya girdi hangi gerekçeyle sen maden ocağını açtın?' Bunu sorabilir mi? Ağabeyinden izin isteyecektir mutlaka. Başbakansan ağabeye muhtaç değilsin artık. O koltuğun hakkını vereceksin. Bakanı çağıracaksın, bunun hesabını soracaksın. Araya girenler arasında ayakkabı kutusu sahibi olanlar var mı? Çikolata kutusu sahibi olanlar var mı? Bakanlar, bakan çocukları, başbakanlar var mı? Bunun herhalde sorulması lazım. Madem ki sen itiraf ediyorsun biz de devamını getiriyoruz. Bunları adam gibi sor, biz de bunları öğrenmiş olalım."

FELAKETLERE ZEMİN HAZIRLIYORSUNUZ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde Soma'da 301 kişinin ölümüyle sonuçlanan maden faciasının ardından, “Bu işin fıtratında bu ölümler var" dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ı peşinen yer altındaki kişilerin cenaze namazını kılmakla itham etti.
Kılıçdaroğlu, “Devleti akılla yönetmezseniz bu tür felaketlere zemin hazırlamış, kapı aralamış olursunuz" dedi.

TAŞERON İŞÇİLERE GÜÇ BİRLİĞİ ÇAĞRISI

Taşeronlaşmanın başka bir sorun olarak ortaya çıktığını kaydeden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarı taşeron sistemini Türkiye'ye getirmekle ve yaygınlaştırmakla suçladı, bütün yeraltı işletmelerinde sendikayı zorunlu hale getirmeyi önerdi. Kılıçdaroğlu, iktidara, “Getir kanun tasarısını" diye seslenirken taşeron işçilere de Anayasa Mahkemesi'nin aldığı son kararla sendikalaşmanın önünü CHP'nin açtığını belirterek güç birliği çağrısında bulundu.

BAKAN ÇELİK'İ İSTİFAYA DAVET ETTİ

Kılıçdaroğlu, akılla yönetilen bir ülkede oluşacak kavramlardan birini de temelinde siyasi ahlakın bulunduğu siyasi sorumluluğun oluşturduğunu belirterek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik'i istifaya davet etti.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Siyasi ahlak gereği o bakanın yapacağı tek bir şey vardır görevinden ayrılmak. Cumhuriyet fazilettir, erdemdir diyoruz öyle değil mi? Eğer cumhuriyet erdemse, faziletse o koltuktan ayrılacaksın kardeşim. Kendine, ailene, topluma saygı duyuyorsan, yer altında umutla beklediğimiz o işçilere ve ailelerine saygı duyuyorsan bu hükümetten çekileceksin. 'Ben beceremedim, birilerinin siyasi ihtiraslarına teslim oldum' diyeceksin. 'Burada ölen işçilerin sorumluluğu bana aittir' diyeceksin ve çekileceksin. Siyasi ahlak bunu gerektirir" diye konuştu.

AK PARTİ NASIL SEÇİM KAZANIYOR?

Kölelik sisteminin cumhuriyetle ilgisi olamayacağını savunan Kılıçdaroğlu, cumhuriyet ancak demokrasiyle taçlandırdığında ve ortak akılla bir ülkenin daha sağlıklı yönetilebileceğini söyledi. Cumhuriyeti taçlandıracak demokrasinin asla vesayet kabul etmediğinin de altını çizen Kılıçdaroğlu, vesayeti kabul etmeyen bir siyasal gelenekten geldiklerini dile getirdi. Fakat bunun karşısında iktidarı kendi vesayet sistemini kurmakla suçlayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Onun bunun vesayeti diyorlardı, kendilerine dedik ki, 'Vesayetten mi şikayet ediyorsun, o zaman gelin 12 Eylül askeri darbe döneminde yapılan yasalarının tamamını değiştirelim, birinci sınıf demokrasiyi getirelim' dedik. Ne yaptılar, bizim bu talebimizi görmediler. Darbe yasalarını tahkim ettiler. Ne için, kendi vesayetleri için. Demokrasinin üzerinde yeni bir vesayet var. Oturmuşlar koltuklarına, şu soru soruluyor 'Bu kadar haksızlığı yapan, işsizliği görmezlikten gelen yüzbinlerce atanamayan öğretmeni atamayan bir yapı içinde nasıl olur da bunlar iktidar oluyorlar.'

Her aklı başında olanın düşündüğü soru budur. Neden iktidar oluyorlar, çünkü toplumu inanç bağlamında, etnik kimlik, yaşam tarzı bağlamında ayrıştırıp toplumu bölüyorlar. Böldüğü toplumun özgürce düşünmesinin önüne set çekiyor. 'Sen bizdensin, oyunu başka yere veremezsin' diyor. 'Çocuğum işsiz. Hiç önemli değil' diyor. Neden, 'Aynı etnik kimliği paylaşıyoruz.' Cumhuriyet tarihimizde 21'inci yüzyıl başında Ortaçağ'a geri dönüş yaptık. İnanç, etnik kimlik ve yaşam tarzı üzerinde siyaset toplu ayrıştırdı ve kutuplaştırdı. İktidar bundan beslenmeye başladı. Cebini dolduruyor ama sokaktaki vatandaş bunu görmezlikten geliyor."