BIST 9.628
DOLAR 34,64
EURO 36,37
ALTIN 2.920,63
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Kılıçdaroğlu afiş için geri vites yaptı

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Konya'nın ardından Ankara'da konuştu. Kılıçdaroğlu o afiş için de özür diledi.

Abone ol

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu Konya'dan sonra Ankara'da konuştu. AK Parti'nin iftar yemeklerini propaganda için kullanmasını eleştirdi ve halkın Danıştay'a başvuru hakkının elinden alınacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, tessettürü rahibe kıyafetine benzeten afiş için de özür diledi. 

CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisince Tandoğan Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmaya "Geliyoruz bir değil, bin değil milyonlarla halkın iktidarını kurmaya geliyoruz" diyerek başladı.

Ankara'nın başkent olduğunu bunun anayasanın değiştirilmesi teklif edilemeyen maddeleri arasında olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, meydanda bulunanlara "Bağımsızlığın başkenti, özgürlüğün başkenti, demokrasinin başkenti, merhaba Ankara. Demokrasinin, özgürlüğün, bağımsızlığın başkenti, aynı zamanda Mustafa Kemal'in başkenti, merhaba Mustafa Kemal'ler..." diye seslendi.

"DEĞİŞİMİN YOLUNU AÇACAĞIZ"

AFİŞ İÇİN ÖZÜR DİLEDİ

Ankara'daki mitingte Avcılar'da asılan CHP pankartına değinen Kılıçdaroğlu, özür diledi. Kılıçdaroğlu, "Eğer bir üyemiz o pankartı asmışsa ve bundan üzülenler varsa onlardan özür diliyoruz" ifadelerini kullandı.

Oysa, Kılıçdaroğlu, önceki gün katıldığı CNNTürk'teki bir programda, olaydan Başbakan Erdoğan'ı sorumlu tutmuş ve 'Bu şekilde türban sorunundan faydalanıyorlar.. Bunu yapanlar belli diyerek' hükümet ve AK Parti'yi hedef göstermişti.. 

Vatandaşlardan 12 Eylül'de yapılacak referandumda "hayır" oyu vermelerini isteyen Kılıçdaroğlu, "hayır" diyerek değişimin yolunu açacaklarını, Türkiye'yi ve dünyayı değiştireceklerini söyledi.

Kılıçdaroğlu, hiçbir zaman ve hiçbir yerde kimseyi kırmak istemediklerini, kimseyi ötekileştirmediklerini belirterek, şöyle devam etti:

"Birileri çıkıp bizim adımıza birilerini üzüp, kırarsa CHP'nin genel başkanı olarak kırılan herkesten, üzülen herkesten gönül rahatlığı içinde özür dilemesini biliriz. Çünkü biz adamız, adam gibi adam olacağız. Eğer birileri bir arkadaşımızı üzdüyse biz gereğini yaparız. Ama ben merak ediyorum, Recep Bey'e soruyorum; Sen çiftçiye 'ananı da al git' dediğin zaman bütün analardan özür dilemesini bildin mi? Buradan, Ankara'dan Türkiye'deki bütün analara sesleniyorum, sizi aşağılayan, çiftçinin anasını aşağılayan 'ananı da al git' diyen Recep Bey'i, bütün anaları göreve davet ediyorum, 12 Eylül'de onu sandığa gömün."

AK PARTİ'YE BANKA YAKIŞTIRMASI!

CHP'nin üç aydır kendi olanakları ile adım adım Türkiye'yi gezdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, harcamalarında hazineden aldıkları yardımları ve aidatları kullandıklarını söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ise devletin imkanlarını kullanarak referanduma ilişkin kampanya yürüttüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, "Diyor ki 'Devlet bana dedi ki gidip yatırımları açabilirsin' Yatırımları açabilirsin ama gidip orada seçim propagandası yapamazsın. Sende ahlak varsa önce devletin uçağını kullanmaya son ver. Adalet ve Kalkınma Partisi, ama sanırsın ki Adalet ve Kalkınma Bankası. Nereden buluyorsun sen bu paraları? Türkiye'de Edirne'den Hakkari'ye kadar her tarafta 'evet'. Bilboardlarda 'evet', gazeteleri açıyorsun 'evet', havaya bakıyorsun 'evet', yere bakıyorsun 'evet' iyi de bu değirmenin suyu nereden geliyor Recep Bey. Çık şu millete bir anlat bakalım" diye konuştu.

KILIÇDAROĞLU'NDAN ZEHİRLİ
HAP BENZETMESİ
HABERİN DEVAMINDA...

[PAGE]

"AK PARTİ ZEMİN KAYBETTİ"

AK Parti'nin artık zemin kaybettiğini ve hesap verme telaşı içine girdiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, bu kadar çok 'evet' vurgusu yapılmasının nedeninin de bu olduğunu savundu.

Anayasa değişikliğinin AK Parti'nin söylediği gibi demokrasinin ve özgürlüğün yolunu açmadığını, işsizlere iş, aş vermediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bu anayasa 12 Eylül anayasasının uzantısıdır" dedi.

Ankara'da bir süre önce toplu taşıma ücretlerine zam yapıldığını, ancak Danıştay'ın yüksek zammı iptal ettiğini, bunun bir hakkın kullanımı olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliklerinin hayata geçmesi halinde ise artık bu hakkın kullanılamayacağını söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Recep Bey'in adaleti bu. Bu adaleti her yerde anlatın. 12 Eylül paşalarının bile yapmaya cesaret edemediği, yurttaşa hak olarak verdiği Danıştay'a başvurma hakkını milletin elinden alıyorlar ve diyorlar ki 'bu anayasayla demokrasi gelecek'. Bunun adı Recep demokrasisidir. Bunu reddediyoruz" şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, değişikliklerin kamu kaynaklarının yandaşlara peşkeş çekilmesine de anayasal zemin hazırladığını iddia etti.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE "ZEHİRLİ HAP" BENZETMESİ

CHP'nin toplumda daha fazla hak ve özgürlükten yana olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ancak söz konusu anayasa değişikliğinin bunu sağlamadığını savundu.

Kılıçdaroğlu, "Önümüze getirilip dayatılan '26 soruya tek cevap vereceksin, ya evet diyeceksin ya hayır diyeceksin' diyen demokrasiden nasibini almamış zihniyete hayır diyeceğiz" dedi.

Kılıçdaroğlu, 26 soruya tek yanıt istemenin milletin aklına güvenmemek olduğunu ifade etti.

Başbakan Erdoğan'ın anayasa değişikliklerine ilişkin olarak "hap gibi" ifadesini kullandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Doktorluk yapmayan bir adamın verdiği hapla millet sağlığına kavuşur mu? O hap zehirli haptır. Onun millete yuttururlarsa demokrasiyi askıya alırız, haklarımızı askıya alırız, özgürlüklerimizi askıya alırız" dedi.

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın kendisine yönelik "meydanlarda anayasa değişikliğini anlatmadığı" eleştirisinin de gerçeği yansıtmadığını savunarak, şöyle konuştu:

"Ben anayasayı anlatıyorum da onun kulakları duymuyor. Niçin kulakları duymuyor? Çünkü ben miting meydanınında söylüyorum, cep telefonundan söylesem dinleyecek. Telekulak hükümeti bunlar. Geçen gün Yargıtay üyeleri dinlenmiş, Danıştay üyeleri dinleniyor. Eminim içinizden çok kişi de dinleniyor. Bizim dinlenmek zaten kaderimiz. Bizi de dinleyecekler ama varsın dinlesinler. Dinlemezlerse namerttir bunlar. Hiç korkmuyoruz biz. Sayın Başbakan yasa dışı dinlemelerin arkasına saklanıyor, yeri zamanı gelince onlardan söz ediyor. Peki şimdi ben Sayın Başbakan'a sorayım; Sen bir işadamından Amerika'daki kızına 25-30 bin dolar parayı nasıl istedin? Hangi gerekçeyle istedin? O sana borç mu verdi, yoksa sen onun ortağı mısın? Çık millete anlat bakalım. Anlatamaz."