CHP'de ikinci kurultay da genel merkezin ağırlığıyla sona erdi. Kurultay yarışını Kılıçdaroğlu ve ekibi kazandı
Abone olCHP'de sonunda sular durulacak gibi...Çünkü Önder Sav ve Deniz Baykal'a yakın delegelerin imzalarıyla toplanan ikinci kurultaya da Genel Merkez ağırlığını koydu.
O kadar ki, ne dünkü kurultaydan sonra "onlar misafir, biz evsahibiyiz" diyen Önder Sav, ne de eski Genel Başkan Deniz Baykal, toplantı salonuna gelmediler.
Dünkü kurultayın aksine, Sav ve Baykal'a yakın imzacı delegeler bu kurultaya gelmişlerdi. Nitekim dünkü kurultayda 948 olan delege katılımı, bu kez muhaliflerin de katılımı ile 1031'e ulaştı.
Ancak salonda olsalar da pek sesleri çıkamadı muhaliflerin.
İsa Gök konuştu, bir iki imzacı muhalif delege de itirazlarını beşer dakikalık konuşmalarla dile getirdiler.
Ancak istedikleri sonucu alamayacaklarını anladıklarından, daha resmen sona ermeden, toplantı salonundan gruplar halinde ayrıldılar.
RESMEN KILIÇDAROĞLU DAMGASI
Kılıçdaroğlu'nun sadece birkaç saat süren kurultayın ardından yaptığı kapanış konuşması ise çok anlamlıydı.
CHP Genel Başkanı, bu iki kurultayla partiye damgasını vurduğunu da ima etti.
İşte Kılıçdaroğlu'nun o sözleri:
"Geçmiş tüzüğü ben yapmadım. Benim altında imza yok. Ama biz geçmişe değil, geçmişten ders alarak geleceğe bakacağız"
MUHALİFLERE KUCAK AÇTI: KİMSEYİ ÖTEKİLEŞTİRMİYORUM
Kılıçdaroğlu konuşmasının bir başka önemli unsuru ise, muhaliflere kucak açması oldu;
"İki kurultayımızın da toplanmasına vesile olan 362 arkadaşımızın CHP'li olduğundan en ufak bir endişe duymuyorum" dedi.
Kılıçdaroğlu ve devam etti:
"Tüzük kurultayımıza evet ya da hayır diyen hiçbir delegenin CHP'liğinden de endişe duymuyorum. Elbette eleştiriler olacaktır. Saygı ölçüsü içinde her eleştiriyi kabul ediyorum. Herkese saygı duyacağım. Herkesi seviyorum, herkese inanıyorum..."
BAYKAL'A MESAJ MI?
"Kimseyi ötekileştirmeyeceğim"dedi Kılıçdaroğlu. Konuşmasında CHP'yi "görkemli bir çınara" benzetti. Partinin gençlik kollarının bu çınarın "tomurcukları" olduğunu söyledi.
Ve ilginçtir; çınarın dalları ve gövdesinden bahsederken, tüm eski genel başkanları da andı:
"Kökleri tarihin derinliğinde olan bir çınarız biz. Gençler bu çınarın tomurcuklarıdır. Dalları gödeleri genel başkanlarımızdır, milletvekillerimiz, kadın kollarımız, delegelerimizdir..."
KAÇ DELEGE KATILDI
CHP'nin bugünkü kurultayına da 1247 delegenin 1031'ünün katıldığını resmen açıkladı. Muhaliflerin dünkü kurultayın ardından noter çağırıp, basına "yeterli sayı bulunmadan kurultay topladılar" açıklamalarını da eleştiren Divan Başkanı Keskin, "Açıkladığım rakamlardan rahatsızlık duyanlar varsa, dışarıya çıkıp basına açıklama yapacaklarına, hazirun cetvelleri burada hazırdır. Onların görüşlerine sunuyorum" diye konuştu.
TEKLİFLERİ REDDEDİLDİ
CHP'nin 17. Olağanüstü Kurultayı'nda, 362 delegenin imzasıyla hazırlanan ve tüzüğün 9 maddesinde değişiklik öngören teklif reddedildi.
Tüzük değişikliğine ilişkin maddeler okunurken, bazı maddelerin oylamasının gizli oyla yapılması istemli önerge Divan Başkanlığı'na sunuldu. Keskin, önerge lehine söz almak isteyen olup olmadığını sordu. Kimsenin söz almaması üzerine önergeyi oylatan Keskin, önergenin reddedildiğini duyurdu. Önergenin reddedilmesine itiraz eden eski milletvekili Sabri Ergül'ün oturduğu yerden itiraz etmesi üzerine Keskin, ''Sayın Ergül, burası şov yapılacak yer değil, oturun yerinize'' dedi.
Tüzüğün maddelerinde değişiklik yapılmak istenen önergeler tek tek okunarak reddedilmesi üzerine, solanda bulunan bazı delegeler ve İsa Gök salondan ayrıldı.
VE SONUÇ...
CHP'de ardarda gelen bu iki kurultayın sonucu da şu oldu;
Her iki raundu da tartışmasız şekilde Kılıçdaroğlu aldı. Muhalifler ise, ilk kurultayda olmasa da, ikinci kurultayda seslerini duyurdular, ancak bu seslerin artık delegeyi etkilemediği ortaya çıktı.
Şimdi sırada Haziran gibi yapılması planlanan olağan seçimli kurultay var. Bu kurultaya kadar, CHP'nin il ve ilçe kurultayları devam edecek. Ve bu kurultaylarda, büyük olasılıkla, tıpkı bugün olduğu gibi Genel Merkez ağırlığını koyacak.
Dolayısıyla, Haziran ayında yapılacak seçimli kurultayda da, ne Sav'ın, ne de Baykal'ın adı pek duyulmayacak gibi.