Yeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan, menfaat uğruna davasını satmakla suçladığı kişilere Romalı futbolcu Totti üzerinden mesaj verdi.
Abone olYeni Şafak'ın İslamcı yazarı İsmail Kılıçarslan'dan yine dikkat çeken bir yazı geldi. Kılıçarslan, "Bir milli görüşçü: Totti" başlıklı köşesinde takımını satmayan, cazip teklifleri elinin tersiyle iten ünlü futbolcuyu yazdı.
Çakma İslamcı ve Milli görüşçülere mesaj veren yazar, yazısında şu ifadelere yer verdi:
"Hem de milli görüşün son kalesi diyebiliriz kendisi için. 'Önce ahlak ve maneviyat' diyen, 'buradayız, gitmiyoruz' diyen, 'kahrolsun emperyalizm ve onun işbirlikçi uşakları' diyen kaç kişi kaldı ki şunun şurasında.
Akif Emre ağabey rahmetli olunca onun en birinci arkadaşı, en yakın tilmizi kesilenler mi olacaktı milli görüşçü yoksa Totti mi? Elbette Totti.
Sanırsın zat-ı devletleri olmasa memleketin bilcümle İslamcılığı, topyekun milli görüşçülüğü zeval bulacakmış da devletlimiz başımızda diye nefes alıp vermeye devam edebiliyormuşuz gibi yapanlar mı milli görüşçü yoksa Totti mi? Elbette Totti."
Totti'nin 15 yaşında girdiği kulüpten 40 yaşında futbolu bırakarak veda ettiğini hatırlatan Kılıçarslan, yazısını böyle tamamladı:
FIRILDAK DEĞİLDİ
"Elbette bir milli görüşçü olarak Totti, giderken nezaketin asgarisini de azamisini de elden bırakmadı. Ayrıldığı takımına da, kendisi için gözyaşı döken taraftarlarına da kibirlenmeden, büyüklük taslamadan, artistlik yapmadan teşekkür etmeyi bildi. Neyin 'biz', neyin 'ben' olduğunu iyi ayıran biriydi çünkü. Neyin megalomani neyin tevazu olduğunu iyi bilen biriydi çünkü. Teşkilattan abimizdi. Fırıldak değildi. Pansumancı değildi.
Ondan geriye, kibirle süslenmiş bir veda mektubu değil, hakikatle örülmüş şu satırlar kaldı: 'Annem kapıyı açtığında, bir grup adam kendilerini futbol direktörleri olarak takdim etti. Fakat Roma'dan değillerdi. Kırmızı ve siyah giyiyorlardı. A.C. Milan'dan geliyorlardı ve ne pahasına olursa olsun gelip onlar için oynamamı istiyorlardı.
EV HER ŞEYDİR
Annem ellerini kaldırdı. Direktörlere 'hayır, hayır' dedi. Söylediklerinin hepsi buydu. 'Üzgünüm. Hayır, hayır.'… Elbette hatalar oldu. Hatta Real Madrid için Roma'dan ayrılmayı düşündüğüm bir an bile vardı. Çok başarılı bir takım, belki de dünyanın en güçlü takımı, onlara katılmanı istediğinde başka bir yerde hayatın nasıl olabileceğini düşünmeye başlarsın. Roma başkanıyla konuştum ve bu bir fark yarattı. Ama sonuçta ailemle yaptığım konuşma, bana hayatın ne ile ilgili olduğunu hatırlattı: Ev her şeydir.'
Ev her şeydir.
Bilmem derdim anlaşıldı mı?"