Kılıç çifti, hastanede öldüğü söylenen çocukları için 40 yıldır "Ya ölmediyse?" şüphesiyle yaşıyor
Ankara'da 1984'te doğumun ardından "Bebeğiniz öldü, biz defnedeceğiz" denilerek taburcu edilen Kılıç çifti, çocuklarının ölmediğine inanıyor.
Abone olAnadolu Ajansının (AA) "Kayıp Umutlar: 30 Yılı Aşan Evlat Arayışı" başlıklı dosyasının son haberinde, Ankara'da 1984'te doğum yaptığı hastanede çocuğu öldüğü söylenen 58 yaşındaki Şerife Kılıç ile 68 yaşındaki Fevzi Kılıç, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Ankara’da 1984'te ikinci bebeğini doğuran anne Kılıç, 5 saat sonra hemşirelerin "Bebeğiniz öldü" haberiyle sarsıldı. Bebeklerinin cenazesinin kendilerine verilmediğini, mezar yerinin söylenmediğini belirten Kılıç çifti, 40 yıldır "Ya çocuğumuz ölmediyse?" şüphesiyle yaşıyor.
Anne Şerife Kılıç, 1984'te ilk çocuğu 1,5 yaşındayken yaptığı ikinci doğumdan sonra erkek bebeğinin sağlıklı olduğunu, bebeğin ağlama sesini duyduğunu dile getirerek, "Çocuğumun göbeğini gözümün önünde kestiler, kundakladılar." dedi.
Kılıç, hastanede sabaha karşı bebeğini aldıklarını, ardından da vefat ettiğini söylediklerini belirterek, "Hastaneden çıkış işlemleri oldu. Zaten yatağımdan kalkamıyordum, çok rahatsızdım. Eşime 'Neden almadın? Ölüsünü alsaydın keşke' dedim. Bayağı üzülmüştüm. O gün bugündür şuramda bir şey kalmıştır, 'Yaşıyor mu gerçekten öldü mü?' diye. Hep demişimdir 'Ya yaşıyorsa? Mahşer günü bizden hesap soracaksa?' Hep şüpheyle yaşadım." dedi.
Hastanede bir hasta bakıcının eşine, "Çocuğu almanıza gerek yok. Biz onlara toplu mezar yapıyoruz, kefenliyoruz, gömüyoruz." dediğini ifade eden Kılıç, "Bir tek benim değil, Avustralya'da yaşayan amca çocuğumuzun oğlu da o zamanlar Ankara'da doğumun ardından 'öldü' denilerek kalmıştı." diye konuştu.
"Nutkum tutuldu, konuşacak kelime bulamadım"
Baba Fevzi Kılıç da hastanede, "Çocuğunuz öldü, biz vefat eden çocukları toplu gömüyoruz." dediklerini ifade ederek, "Cahillik diyelim... Nutkum tutuldu, konuşacak kelime bulamadım." dedi.
Çocuğunun ölüsünü de dirisini de hiç göremediğini dile getiren Kılıç, şöyle konuştu:
"Biz o zamandan bugüne 'Belki yaşıyorsa, bize gönül koyuyorsa, belki birine sattılarsa?' diye konuşuyoruz. Arkasına düşseydik belki de vefat eden başka bir çocuğu göstereceklerdi bize. Yani kendilerini kurtarmak için başka çocuğu vereceklerdi belki de. Bizim her zaman içimizde acı kaldı."