BIST 9.486
DOLAR 34,56
EURO 36,12
ALTIN 2.999,13
HABER /  DÜNYA

Kıbrıs çıkarmasını anlattı

Deniz Yarbay İbrahim Neşet İkiz, 39. yıl dönümünde Kıbrıs Barış Harekatı’nı anlattı. Çıkarmayı anlatan İkiz, "İnanın bir rüzgar gibi çıktık...

Abone ol

Deniz Yarbay İbrahim Neşet İkiz, 39. yıl dönümünde Kıbrıs Barış Harekatı’nı anlattı. Çıkarmayı anlatan İkiz, "İnanın bir rüzgar gibi çıktık ve bir baskın şeklinde çıkmanın mutluluğunu yaşadık. O ilahi bir güçtür" dedi.
20 Temmuz 1974 günü, Türkiye uluslararası anlaşmalardan doğan hakkını kullanarak 15 Temmuz’da yapılan faşist darbenin sonrasında yaşanan kaosa son vermek ve Kıbrıslı Türklerin hayatını emniyete almak maksadıyla Cumhuriyet tarihinin ilk milli savaşına girerek Kıbrıs’a çıkmıştı. 39 yıl önce yine bir cumartesi gününün şafağında adı sonradan bu plajda şehit olan Tank Üstteğmen Yavuz Sokullu’nun adıyla “Yavuz Çıkarma Plajı “olarak anılan Pladani’ye ilk çıkan; iki taburlu özel bir birlik olan Amfibi Deniz Piyade Alayı oldu. Bir çıkarma harekatının en kritik görevi olan sahile ilk hücumu 800 kadar personelle 11 şehit, 60 yaralı ile gerçekleştiren, daha sonra sancağına “altın üstün cesaret ve feragat madalyası” takılan alayın Komutanı Deniz Yarbay İbrahim Neşet İkiz, plajdaki o kritik dakikaları 39 yıl önce çıktığı noktada anlattı:
“Yaşa kapak atıp bir rüzgar gibi alayımız kıyı başını tutmak için Allah Allah sesleri arasında çıktı. Yüce Allah sana şükürler olsun, çok şükür ulu tanrım dediğimi hatırlıyorum… Şükür ettim."
"İnanın bir rüzgar gibi çıktık ve bir baskın şeklinde çıkmanın mutluluğunu yaşadık. O ilahi bir güçtür, ilk çıkışlar daima çok büyük mukavemet ile karşılaşır, her an bir çıkarmanın beklenildiği bu güzel adanın, hiç beklenilmeyen noktasına bir rüzgar gibi çıktık. Yaşa kapak atarak, ıslanarak çıktık ondan sonra emrime verilen kara istikam timine olanaklarımızın içerisinde kumdan iskeleler yapma emrini verdim. Oğuz Serçinlioğlu astsubay derhal o işe girişti."
Emekli Albay İkiz, sahilde ve civarda bulunan sivillerin ve silahlı Rum askerlerinin durumunu ise şöyle anlattı…
“Yüzenler vardı... Yabancılardan, turistlerden aileler vardı, hepsini, sivilleri ve daha sonra silahlı yakaladıklarımızı enterne ettik.
Yakaladığımız hiç bir esirin kılına zarar gelmemiştir ve ayrıca ben Asteğmen Veli doktoru aradım. Gittim sivillerin yanına. Çok telaşlı ve stres içinde gördüm. Esirlere de müsterih olun, bir çıkarmaya mecbur olduk. Karşı taraftan mukabele görmezsek harp bile etmeyeceğiz dediğimi hatırlıyorum."
"Savaşta kaideler vardır. Bunlara ne kadar uyarsanız, bir ilahi güç sizi o kadar korur... Ben buna hep inandım ama her gün eğitim sahasına çıktık, hep iyi niyetimizle koştuk, inanın bilerek kimseye zaiyat vermemeye çalıştık ve bu yüce duygular bizi daha da güçlü yaptı, inançlı yaptı.”
Amfibi Deniz Piyade Alayı daha sonra ilerleme sırasında tank hücumuna maruz kaldı. İlk şehitlerini verdi. Üç saat bölgede göğüs göğüse çarpışarak geriden gelecek kara birliklerine emniyetli bir bölge hazırladık. İkinci kademede çıkan zırhlı ve mekanize birlikler ve piyadeler taarruzu geliştirdiler. Aynı gün aynı saatlerde Beşparmak dağları gerisine havadan atlayan, inen ve taarruzlarını çıkarma bölgesine doğru geliştiren komando birlikleri ile birleşilerek üçüncü gün harekatın birinci bölümü başarıyla tamamlandı."
Kırkıncı yılına adım atılan Barış Harekatı’nın unutulmaz komutanı Neşet İkiz, o günleri anarak çıktığı plaja adımladı. Plaj üstünde yer alan özgürlük anıtını inceledi. Çıkıştan üç saat sonra gelen yeni birliğin komutanı Şehit Albay İbrahim Karaoğlanoğlu’nun adının verildiği ve ilk gün şehit olan 9 askerinin yattığı şehitliği ziyaret etti, şehitlerin ruhuna Fatiha okudu ve şehitlik defterini imzaladı.
(İHA)