Terör örgütüne üye oldukları gerekçesiyle haklarında dava açılan 34 kişinin yargılanmasına başlandı.
Abone olKESK Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Akman Şimşek'in de arasında bulunduğu 34 kişi hakkında, "terör örgütü DHKP/C'ye üye oldukları" iddiasıyla açılan davanın görülmesine başlandı.
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya 14 sanık ile avukatları katıldı.
Sanık Akman Şimşek, savunmasında KESK Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri olduğunu, gözaltına alındıktan sonra 6 ay tutuklu kaldığını anlattı.
İddianamenin asılsız olduğunu ileri süren Şimşek, "Suçlamalar asılsızdır, gerçekten uzak bilgilerle dolu. Savcı, polis fezlekesini alıp iddianame diye dosyaya koymuş. Bizim yaptığımız her toplantı, basın açıklaması, sendikaya gitmekten suçlu ilan edilmişiz. Evet hepimiz örgüt üyesiyiz. Örtümüz de KESK, orada örgütleniyoruz" diye konuştu.
Sanık Mahsuni Akbal Eğitim-Sen üyesi olduğunu ve 4 ay tutuklu kaldığını, hiçbir derneğe de para aktarmadığını söyledi.
Sanık Abidin Sırma ise iddiaların hayal ürünü ve kurgusal olduğunu öne sürerek kurulan birçok dernek ve sendikada görev aldığını, sendikal hayatın hep içinde olduğunu belirtti.
Sanık Acun Karadağ da herhangi bir derneğe üye olmadığını belirterek "Sendikaya gidip gelişimiz bile örgüt faaliyeti kapsamında değerlendirilmiş. Orada toplantılar yapıyoruz. Bir sendikacı olarak toplantı yapmamızdan doğal ne olabilir? Suçlamaları kabul etmiyorum. Adli kontrolün kaldırılmasını ve beraatimi istiyorum" ifadesini kullandı.
Diğer sanıklar da suçlamaları reddederek adli kontrol şartlarının kaldırılmasını ve beraatlerini talep etti.
Verilen aradan sonra kararını açıklayan mehkeme, tüm sanıkların adli kontrol şartını kaldırarak duruşmayı erteledi.
İddianamede, şüpheliler, terör örgütü DHKP/C'nin kamu çalışanları arasındaki yapılanmasını oluşturmakla suçlanıyor, "terör örgütü yöneticisi ve üyesi olmak" suçlarından cezalandırılmaları talep ediliyor.
Bu arada adliye önünde basın açıklaması yapan KESK Genel Başkanı Lami Özgen, son iki yılda 400 sendika yöneticisi ve üyesinin gözaltına alındığını, 47'sinin ise hala tutuklu bulunduğunu söyledi.
Son aylarda bazı sendika üyelerinin çalıştıkları kurumlarda çeşitli bahanelerle açığa alındığını iddia eden Özgen şöyle konuştu:
"Görülmekte olan dava sendikal faaliyetlerimizin yargılanmasını içermektedir. Yaptığımız basın açıklamaları, mitingler, yürüyüşler hatta piknik gibi sosyal etkinlikler bile örgüt üyeliğine delil olarak sıralanmış. Bu tür davalarla düşünce ve ifade özgürlüğümüz, örgütlenme ve sendikal haklarımız engellenmekte. Bu durum anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır."