Dışişleri Bakanlığı, ABD'ye bir nota vererek, askerlerin serbest bırakılmasını ve derhal özür dilenmesini istedi.
Abone olAMERİKAN birliklerinin önceki gün Süleymaniye'deki özel harekát görevlilerini tutuklamalarıyla Türk-Amerikan ilişkilerinde patlak veren bunalım, dün Süleymaniye'den gelen yeni haberlerle birlikte Amerikan niyetlerinin okunabilmesi bakımından değişik bir görüntü kazandı. ABD askerlerinin 11 kişilik Türk Özel Timi'ni tutukladıktan sonra yine Süleymaniye'de bulunan Irak Türkmen Cephesi (ITC) merkezi, Türkmenlere ait TERT-2 Radyosu binası, bir anaokulu ve Türkmen Kültür Merkezi'ni de bastıkları ortaya çıktı. ABD'li komutanların Özel Harekát Timi'yle birlikte Ankara'ya yakın bir çizgide duran ITC'yi hedef almaları, ayrıca Türkçe yayın yapan bir radyoyu susturmaya çalışmaları, Türkiye'nin K. Irak'taki varlığını sınırlamaya, ITC ile sürdürdüğü yakın işbirliğini kesmeye dönük bir gözdağı olarak değerlendiriliyor. TOPLAM 30 KİŞİYİ TUTUKLADILAR ABD'li askerlerin önceki gün zincirleme gerçekleştirdikleri 3 baskında tutukladıkları kişilerin sayısının 30 dolayında olduğu öğrenildi. İlk baskında 3'ü subay 8'i astsubay olmak üzere 11 özel harekátçı, aşçı olarak çalışan bir Türkmen kadın ile oğlu, 1 Kürt hizmetli ve koruma görevi yapan 3 Kürt peşmerge olmak üzere 17 kişi tutuklanmıştı. Daha sonraki iki baskında da 13 ITC üyesinin tutuklandığı anlaşıldı. Türkmenlere ait binalarda bulunan tüm personel 4 saat gözaltında tutuldu. Binalarda aramalar yapıldı. Türkmenlere dün öğleden sonra binalarına girme izni verildi, radyo da tekrar yayına başladı. 4 Türkmen güvenlik görevlisinin tutukluluğu devam ediyor. Özel Tim bürosunda gözaltına alınan aşçı kadın ve oğlu ise serbest bırakıldı. BASKINDA ABD PEŞMERGE İŞBİRLİĞİ Ankara'ya ulaşan bilgilere göre, özel harekátçılara düzenlenen baskın Kerkük'te üslenmiş bulunan ABD'nin 101. Hava İndirme Tugayı'na bağlı bir tabur asker tarafından gerçekleştirildi. Kerkük'ten konvoy halinde hareket eden tabur Süleymaniye girişinde Celal Talabani'ye bağlı peşmergeler tarafından karşılandı. Baskın sırasında peşmergelerin, özel harekatçıların bulunduğu binanın çevresini ablukaya aldıkları anlaşılıyor. Buna karşılık, baskın sırasında evin içinde bulunan ve özel harekatçıların koruması olarak görev yapan 3 peşmergenin de tutuklanarak götürülmesi garip bir duruma işaret ediyor. ASKERİ HAPİSHANEDELER Ankara'da rahatsızlık yaratan bir başka gelişme, özel harekátçıların tutuklanıp Kerkük'e götürüldükten sonra, Amerikalıların daha çok Saddam Hüseyin yanlısı Baasçıları hapsettikleri askeri bir hapishaneye yerleştirilmeleri oldu. TOP BÖLGE KOMUTANLIĞI’NA Olayın meydana gelmesinden sonra önceki gece yarısına kadar süren ve dün de gün boyu devam eden temaslarda garip bir tıkanıklık yaşandı. Bunun nedeni, Türk tarafının girişimlere başlamasıyla birlikte her kademedeki Amerikan görevlilerinin ‘‘Bizim haberimiz yok’’ şeklinde yanıtlar vererek, topu Kuzey Irak'taki ABD Bölge Komutanlığı'na atmaları oldu. Dışişleri Bakanlığı'nın dün akşam saatlerinde görüştüğü ABD'nin Ankara'daki Büyükelçisi Robert Pearson da, ilk iş olarak Bağdat'ta Büyükelçi Paul Bremer'in başında bulunduğu Amerikan İşgal Otoritesi ile temasa geçti. Büyükelçi Pearson, yaptığı temaslar sonucunda Dışişleri'ne ‘‘Olay Bağdat'taki makamların bilgisi dışında gerçekleşmiş’’ yanıtını verdi. POWELL’DAN GÜL’E: HABERİMİZ YOK Bu arada, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, olayı duyar duymaz NATO Başkomutanı Orgeneral James Jones'u aradı. Org. Jones da, hemen Washington'daki ABD Genelkurmay Başkanı Org. Richard Myers'ı arayarak haberdar etti. Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu da ABD Dışişleri Bakanlığı nezdinde girişimde bulundu. Bu girişimlerin bir talihsizliği ABD'nin 4 Temmuz Bağımsızlık Günü tatiline denk gelmesi oldu. Bu temaslarda da genellikle ‘‘Bilgimiz yok’’ yanıtı geldi. Benzer şekilde Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de, önceki gece 23.00 sularında ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'la telefonda görüşerek, ‘‘Olayı kabul edilemez ve yakışıksız bulduğunu’’ belirtti ve özel harekatçıların bir an önce serbest bırakılmasını istedi. Powell, ‘elinden geleni yapacağını’ söyledi. 3 ÖNEMLİ BEKLENTİ Ayrıca, saat 22.30 sularında ABD'nin Ankara Büyükelçiliği nezdinde kuvvetli bir girişim yapıldı. ABD Büyükelçisi Pearson, 4 Temmuz bayramı nedeniyle Tuslog'daki Amerikan Komutanlığı'nda düzenlenen davette olduğu için yerine iki numarası Robert Deutch geldi. Deutch'u Dışişleri Müsteşar Vekili Büyükelçi Baki İlkin kabul etti. Bu girişimde ABD tarafına şu üç beklenti vurgulandı: 1) İlk öncelik olarak Süleymaniye'de tutuklanan Türk askerleri derhal serbest bırakılmalıdır, 2) Amerikan Yönetimi, bir an önce olayla ilgili Türk Hükümeti'ne izahat vermelidir, 3) Olayda sorumluluğu saptanan Amerikalı yetkililer hakkında ne gibi işlem yapıldığı hususunda da bilgi verilmeli ve Türkiye'den özür dilenmelidir. Bu girişim dün öğleden sonra Deutch'un bir kez daha Dışişleri'ne çağrılmasıyla tekrarlandı. Deutch, ‘‘Olayla ilgili olarak Washington'dan gelecek yanıtı beklediklerini’’ bildirdi. TALABANİ YARIN GELECEK Mİ? Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (IKYB) kontrolü altındaki Süleymaniye'de meydana gelen olay, IKYB lideri Celal Talabani'nin pazartesi günü Ankara'ya yapması beklenen çalışma ziyaretini ne şekilde etkileyeceği bu aşamada bilinmiyor. Talabani'ye bağlı peşmergelerin de operasyonda fiilen görev alarak, özel harekatçıların bulunduğu binayı kuşatmaları Ankara ile IKYB arasındaki ilişkilerde hassas bir duruma neden oldu. Yine Albay Mayville mi? Ankara'da yapılan değerlendirmelerde, Süleymaniye'deki baskınının arkasında geçen Nisan ayında Erbil'de Türk özel tim görevlilerini tutuklayan Albay Bill Mayville'in olduğu tahmini de yer alıyor. Albay Mayville, nisan ayındaki tatsız olaydan sonra ABD basınına Türk özel harekátçılarına dönük oldukça ağır suçlamalarda bulunmuş ‘‘Kuzey Irak'taki Türkmen Cephesi'ni silahlandırdıkları ve eğittiklerinden şüphe ediyoruz. ITC'yi Türkiye'nin gündemi doğrultusunda yönlendiriyorlar’’ demişti. Özel harekatçıların serbest bırakılmasından sonra Türkiye Albay Mayville'i Amerikan askeri makamlarına sert bir dille şikayet etmiş, ancak kendisi hakkında herhangi bir işlem yapılmamıştı. GÜL’ÜN GEZİSİ NE OLACAK? Süleymaniye'deki olay, Türk-Amerikan ilişkilerinde uzun süren bir belirsizlik döneminin ardından havanın yavaş yavaş düzelmeye başladığı bir döneme denk gelmesi açısından da dikkat çekiyor. Bundan iki hafta kadar önce Dışişleri Müsteşarı Büyükelçi Uğur Ziyal Washington'a giderek ilişkilerin yeniden rayına oturtulmasına dönük bir gündem oluşturmuş ve temaslarda Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün bu ayın sonunda Washington'u ziyaret etmesi kararlaştırılmıştı. Süleymaniye'deki olayın ilişkilerde yol açmakta olduğu hasarın Gül'ün Washington gezisininin askıya alınmasını gündeme getirip getirmeyeceği bu aşamada bilinmiyor. ÖZEL TİMİN VARLIĞI ABD’NİN BİLGİSİNDE ABD askerlerinin hedef aldığı Türk özel harekat görevlilerinin Kuzey Irak'ta hem ABD, hem de Iraklı Kürt grupların bilgisi dahilinde görev yapıyor olmaları, önceki günkü baskın açısından bir dizi soru işareti yaratıyor. TSK, 1995'ten bu yana Süleymaniye ve Erbil'de irtibat amaçlı olarak sınırlı sayıda özel harekátçı bulunduruyor. Son Irak savaşından sonra Kerkük ve Musul'da özel harekát büroları açıldı. Özel harekátçıların görev talimatı içinde Kuzey Irak'taki PKK unsurlarının izlenmesi, Kürt gruplarla ilişkilerin yürütülmesi, Iraklı Türkmenlerle ilişkilerin yürütülmesi gibi hedefler bulunuyor.