12 Eylül'deki halk oylamasına sayılı günler kala Hürriyet yazarından oyunun rengini ilginç sözlerle açığa vurdu.
Abone olDaha önce genel yayın yönetmenliğini üstlendiği için şimdiye kadar oyunun rengini açıklamamakla bilinen Ertuğrul Özkök, bu kez farklı bir yöntemle referandumda alacağı pozisyonun şifrelerini verdi...
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök 12 Eylül'de yapılacak olan halkoylaması ile kendi ruh hali arasındaki ilişkiyi bu cümleyle kurdu: Kendimi hıyar gibi hissediyorum...
Özkök'ün gerekçelendirmeleri ise şöyle:
Kendimi “Hıyar” gibi hissediyorum.
Çünkü hâlâ her gece, bu referandumu bize “demokratikleşme” diye yutturmaya kalkan “konuşan kafaları” dinlemeye, seyretmeye devam ediyorum.
Kendimi “Hıyar” gibi hissediyorum.
Çünkü meydanlarda bu referandumun “gizli” değil, “aleni” ajandası olan “Yüksek yargıya el koyma” niyetinden üç kelime bile bahsetmeyip, bunu bize 12 Eylül’ün rövanşı gibi sunmaya kalkan siyasetçilerin konuşmalarını hâlâ okumaya, hâlâ seyretmeye devam ediyorum.
Kendimi “Hıyar” gibi hissediyorum.
Çünkü, “demokratikleşme” diye yola çıkıp, gazetelerinde “Bu paketin içinde 2B bile var” diye oy toplamaya çalışanları görüp de bir türlü çıldıramıyorum.
Kendimi “Hıyar” gibi hissediyorum.
Çünkü, bir taraftan her türlü cemaatin adalete, emniyete, devletin her kademesine sızması ile ilgili iddialara burun kıvırırken, “Dedeler artık hâkim tayin edemeyecek” sözleriyle Alevilere hakarete bigâne kalan aydınları bile hâlâ okumaya devam ediyorum.
İşin kötüsü artık sinirlenemiyorum bile...
Kendimi “Hıyar” gibi hissediyorum.
Çünkü, bugüne kadar 12 Eylül Anayasası’nda yapılan bütün değişikliklere kalbimin ta ortasından gelen duygularla destek verdim. 80’e yakın maddede yapılan değişikliklerle Türkiye, tarihi adımlar attı. Çoğu ülkede imkânsız gibi görünen “idam cezasını” bile kaldırdı.
Bütün bunlar unutturuldu, bir kalemde silindi, şimdi karşımıza sanki “Türkiye Cumhuriyeti’nin en devrimci anayasası” getiriliyormuş gibi bir hava yaratıldı. Ve bizden de bunu yutmamız isteniyor.
Kendimi “Hıyar” gibi hissediyorum.
Çünkü, herkesi birleştirecek anayasa, Türkiye’yi ortasından bölen bir “nifak tohumu” haline getirildi.
Kendimi “Hıyar” gibi hissediyorum.
Çünkü 30 yıl boyunca gele gele, 12 Eylül Anayasası gibi berbat bir metinden, siyasi iktidarın demir elini hâkim ve savcının kellesi üzerine bastıracak bir “Nifak Anayasası”na geldik. Ve etrafa “mühim bir iş başarıyormuşuz” gibi hava atıyoruz.