BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,00
ALTIN 3.005,06

Kenan Evren'ler de ağlar anne!

Hiç istatistik vermeyeceğim.

Şu kadar kişi gözaltına alındı, şu kadar kişi idam edildi demeyeceğim.

İşkenceyle hayatları sönenleri ya da oğulları kaybolan yüzlerce “Berfo Nine”yi anlatmayacağım.

Hepsi anlatıldı, konuşuldu. Ve belki de daha fazlasını konuşmamız gerekiyor.

Ama ben bugün, “12 Eylül Askeri Darbesi” davasından bahsetmek istiyorum.

Dün tüm yaşananlarla hesaplaşmak adına, Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davada iddianamenin okunması tamamlandı.

Kenan Evren ise yattığı hastaneden davaya telekonferansla bizzat katıldı.

Dava için;

“Kenan Evren yaşlandı. Yargılansa ne olur, yargılanmazsa ne olur diyenler”  var biliyorum.

Ama anlamıyorlar.

Evren o davada sadece bir imgelem.  Orada yargılanan “hakim devlet aklı” dır.

Bir adam 60 milyon insana kafa tutuyor. Elindeki devlet erkini kullanarak kendi kurallarıyla bir oyun oynuyor. Ve bunu devlet bekası için yaptığını söylüyor.

Asıl sorun zaten burada; “devletin bekasında”. Neye göre, kime göre bir beka?

Örneğin; 1990’lar da Mehmet Ağar’lar, Çatlı’lar “Ülkemiz için vurduk.” dediler. “Ülkemiz için işkence yaptık” dediler. Halbuki yaptıkları şey, aynı geleneksel devlet aklıydı.

On yıllardır bu mantığın esareti altında yönetiliyoruz. Devlet için bir şeyler yaptıklarını söyleyen yetkililer; bizi ülkenin düşmanı görebiliyor, hapishanelere tıkabiliyor, işkencelerden geçirebiliyor.

Yani kendi ellerimizle yetki verdiğimiz kişiler, bizi verdiğimiz yetkiler adına vuruyor.

Keza, 12 Eylül darbesi öncesinde de, yetki verdiğimiz siyasal liderlerin  ülkeyi gererek uçuruma götürmeleri, kutuplaşma üzerinden politika yaparak “çözümsüzlüğü en iyi çözüm” diye görmeleri, en az darbenin kendisi kadar tehlikeliydi. Hatta bizlere yapılmış en ağır ihanetti!

Oysa bunlara dur demek bizim elimizde.

Unutmayalım ki; demokrasi, “yetkilerini birilerine verip yönetilmek değil, yetkilerin verildiği yöneticileri denetleyebilmektir!”

Bu nedenle kendimize bir hata payı çıkarıp, yaşananlardan ders almak zorundayız.

Demokrasiye ve insan haklarına sahip çıktığımız, siyasal denetim mekanizmalarını güçlendirip hukukun eşit dağıtılmasına, sosyal adalete sarıldığımız sürece kimse bu acı günleri bize bir daha yaşatamaz.

Çünkü bu topraklar, bu eksiklikler yüzünden çok büyük acılara ev sahibi oldu.

Evet, Kenan Evren, şuan ilerlemiş yaşıyla,  hastane de tedavi altında bir duruşma süreci geçiriyor. Eski bir cumhurbaşkanı olarak, düştüğü duruma acıyabilirsiniz gerçekten.

Ama;

Evren’in idam edilen gencecik çocuklarımız için kullandığı bir lafı vardı:

"Asmayalım da besleyelim mi?" diye.

Ben de diyorum ki:

“Yargılamayalım da besleyelim mi?”