BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Kenan Evren'in pişman olduğu tek şey

12 Eylül sorgusunda yaptıklarının arkasında olduğunu söyleyen Kenan Evren pişman olduğu tek konuyu açıkladı.

Abone ol

Kenen Evren'in kendisini sorgulayan savcıya, "Pişman değilim, bugün olsa yine yaparım" yanıtını verdiği basına yansıdı. Peki Kenan Evren'in pişman olduğu bir şey yok mu? Milliyet gazetesi yazarı Fikret Bila, bu sorunun cevabını verdi.

Milliyet gazetesi yazarı Fikret Bila, Kenan Evren'in pişman olduğu konuyu açıkladı: "Elbette var. Diyarbakır Cezaevi başta olmak üzere cezaevlerinde uygulanan işkencelere ilişkin sorumu yanıtlarken, işkence sorumluluğunu üzerine almamıştı, ancak Kürtçenin yasaklanması konusunda, "hata yaptım" demişti.

Evren Paşa, Kürtçeyi nasıl yasakladığını şöyle anlatmıştı:

NEDEN YASAKLANDI

12 Eylül'de bir hatamız da oydu. Kürtçe konuşmayı yasakladık. Şöyle yasakladık: Konuşmalarda, mitinglerde, şurada burada Kürtçe konuşulmayacak. Okulda filan Kürtçe tedrisat yapılamaz. Neden dedik? Ben Devlet Başkanı'yken bir köyde ilkokula gittim. Üçüncü sınıfa mı dördüncü sınıfa mı girdim, hatırlamıyorum. Açtım kitabı, oku şunu, dedim çocuğa. 'Kem-küm' çoçuk okuyamıyor. Kızdım. Orada söyledim. Öğretmene döndüm; 'Dördüncü sınıfa gelmiş Türkçeyi okuyamıyor, bu nasıl iş?' dedim. Sonradan anlaşıldı ki, öğretmen de Kürt. Kürtçe yapıyor tedrisatı. Döndüm ve Kürtçe yasağını koyduk, Kürtçe tedrisat yapılamaz dedik. Ama biraz ağır yasak koyduk. Sonra bu yasak kaldırıldı, ama hataydı. Hata olduğunu sonradan anladım.

Onlar dillerini konuşsunlar, kültürlerini yasasınlar. Kaynaşmamız lazım onlarla. Bu iş kavgayla, yasakla olmaz. Dillerini konuşsunlar tabii ama eğitim Kürtçe olmaz. O ayrı. Tedrisatın Türkçe olması lazım.

MEMUR KÜRTÇE BİLMELİ

Belçika'yı ele alalım. Flamanlar ve Valonlar kavga ediyorlar. Ben Genelkurmay Başkanı'yken Kanada'ya gitmiştim. Orada Quebec bölgesine gittim. Oranın Genelkurmay Başkanı gezdiriyor. Quebec'te lisan Fransızca. Tuhafıma gitti. Kanada'da nasıl oluyor bu iş, dedim. Dediler ki, burası Fransa'dan kalma bölge. Sonra bırakmışlar ama bir anlaşmayla buradaki halk kendi lisanını kullanacak, denilmiş. Bu bölgede devlet hizmetine gelecek vatandaş hem İngilizceyi hem Fransızcayı bilmek zorunda, dediler. Bölgede hizmet verecekse bu zorunluymuş. Şimdi bizde de Güneydoğu'da hizmet verecek memurun Kürtçe bilmesi lazım. Katı tutumla olmaz bu iş.