BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Kemoterapi hastalarına müjde

Türk doktorlarının gurur veren buluşuyla kemoterapide saç dökülmesine son!..

Abone ol

Trakya Üniversitesi Edirne Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı Girişimsel Radyoloji ve Nöroradyoloji Bölümü öğretim üyeleri, Doç. Dr. Hüseyin Özdemir denetiminde yeni bir buluşa imza atarak kemoterapi tedavisinde saç dökülmesine son verdi. Genellikle yaygın olan serum içine enjekte yerine kanserli bölgedeki damar içine direk aşılanan ilaç, yan etkileri ortadan kaldırarak saç dökülmesini engelliyor. 2 yıl araştırılan ve kansere yakalanan 10 hasta üzerinde uygulanan bu tedavi yönteminin yüzde 100 başarı ile sonuçlandığı belirtildi.

Vücudun herhangi bir yerinde tıkanan veya kanama olan damarları ameliyata meydan bırakmadan, hastayı sağlığına kavuşturduklarını belirten Doç. Dr. Hüseyin Özdemir, şunları anlattı:

"Girişimsel Radyoloji ve Nöroradyoloji Bölümü'nde vücudun herhangi bir bölgesindeki atardamar darlığı veya tıkanıklığında, tel kafesler (stent) ve balon kateterleri kullanılarak ameliyata gerek kalmaksızın damar içi yolla tedavi yapılıyor. Böylece daralmış ya da tıkanmış damar normalde olması gereken genişliğe getiriliyor. Ayrıca, vücutta herhangi bir nedene bağlı olarak oluşan damar baloncukları (anevrizmalar), damar yumakları (arteryovenöz malformasyonlar) gibi hastalıklar cerrahi işleme alternatif olarak anjiyografide damar içi yolla tedavi ediliyor. Bu tedavide hastaların hastanede yatmaları gereken süre de kısalmış oluyor. Vücuttaki değişik alanlardan olan kanamalar (mide kanamaları, tümör kanamaları gibi) anjiografide damar içi yoldan yapılan işlemler sayesinde durdurulabiliyor."

SAÇ DÖKÜLMESİNE SON

Kanserli hastalara uygulanan kemoterapi ilaçlarının direkt kanserli bölgedeki damarlara girerek damara bıkarıldığını belirten Doç. Dr. Hüseyin Özdemir, "Bu uygulama sayesinde kemoterapi tedavisi gören kanserli hastada ortaya çıkan saç dökülmesi bu tedavi sayesinde ortadan kalkıyor" dedi. 10 hastayı bu yöntemle tedavi ettiklerini ve kepetorapinin yan etkisi olan saç dökülmesinin ortadan kalktığını söyleyen Doç. Dr. Özdemir, şöyle devam etti:

"Karaciğerdeki bazı tümör tiplerinde anjiyografi işlemi sırasında sadece tümörü besleyen damarlar bulunarak bu yoldan kemoterapi ilaçları verilmektedir. Böylece ağızdan alınan kemoterapiye göre daha az yan etki ortaya çıkmakta ve sadece tümör olan karaciğer dokusuna seçici olarak tedavi verilmektedir. Pankreas başı tümörü, safra yolları tümörü ya da safra yolları darlığına bağlı ortaya çıkan sarılıkta (obstrüktif ikter) tümörle sarılmış ve daralmış safra yoluna tel kafesler ve balon genişletme tedavisi uygulanarak safranın karaciğerde birikmesi engellenmekte ve oniki parmak bağırsağına akması sağlanmaktadır.Ameliyat geçirecek bazı hastalarda, ameliyat sırasında kanama riskinin yüksek olduğu vakalarda ameliyattan önce ilgili bölgenin damarları damar içi yolla anjiyografi de tıkanarak hastalardaki ameliyat sırasında kanama riski ortadan kaldırılmaktadır.Bu tedavi yöntemlerinin dışında bölümümüzde her türlü biyopsi işlemi (karaciğer, akciğer, tiroid gibi) (ultrason ya da bilgisayarlı tomografi eşliğinde), vücuttaki tüm damarlara yönelik tanısal anjiyografik işlemler alanlarında tecrübeli öğretim üyeleri tarafından gerçekleştirilmektedir."

Prof. Dr. Kemal Demir, Doç. Dr. Ercüment Ünlü, Yrd. Doç. Dr. Hakan Genç, Yrd. Doç. Dr. Osman Temizöz, hemşire Fatma Yorulmaz ve teknisyen Hasan Uğurlu'nun bu çalışmada büyük emek ve özveri gösterdiğini belirten Doç. Dr. Hüseyin Özdemir, "Biz ekip olarak bir bütünüz.Amacımızda insanların sağlığına kavuşmasında verdiklere çabaları tetiklemektir.Biz onların sağlığına kavuşması için elimizden geleni yapıyoruz" dedi.