BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40

Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı siyasi ahlâksızlık değil de nedir?

Rahmi Turan kirli gazetecilik geçmişine bir yenisini ekledi. Kemal Kılıçdaroğlu'nun taşeronluğuna soyunup olmayan bir görüşmeyi gerçekleştirdi. Tıpkı geçmişte "Sakallı Bebek" haberinde yaptığını yaptı ve bir kenara çekildi. Peki Kılıçdaroğlu ne yaptı, ya da ne yapıyor? Ne yapacak yine Erdoğan'ı suçluyor.

Rahmi Turan kuyuya bir taş attı, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere... herkes o taşı çıkarmaya çalışıyor. 

Gazeteci haber kaynağını açıklamaz. 
Rahmi Turan burada diretebilir ama Erdoğan'la görüştüğünü iddia ettiği CHP'linin adını açıklamak zorunda. Kirli bir gazetecilik geçmişi olan Rahmi Turan kendine yakışanı yaptı ve kendisini arayan haber kaynağına Külliye'ye çıkan (!) CHP'linin adını unutacağına dair söz verdi. 

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ne yaptı peki?
"Yok" demedi, şaşırdığını söyledi ve her zaman olduğu gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saydırdı:

- Özel bir ekip kurmuş CHP'nin içini karıştırmak istiyor. 

İsmail Küçükkaya sordu:

- Bu görüşme oldu mu?
- Bence olmuştur.
- Kim?
- Biliyorum ama isim vermek istemem.

Bu düpedüz siyasi ahlaksızlıktır!
Zira, CHP'nin içini karıştıran birinin gizli tutulması mümkün değil. Rahmi Turan "açıklamam" diyor, Kemal Kılıçdaroğlu "biliyorum" diyor ama o ismi (varsa) açıklamıyor! 

Kimi meslektaşlarımız "Niye açıklamıyor?" diye soruyor. Bakın bir kaç gün önce iki kelam etti diye Yılmaz Ateş CHP'den ihraç edildi. Böylesi vahim bir iddia karşısında Kemal Kılıçdaroğlu sus pus, isim biliyor ama hiç bir şey yapmıyor. 

Sizce de bu siyasi ahlaksızlık değil mi?

Bakın arkadaşlar net olan bir şey var; Rahmi Turan'ın kulağına böyle bir görüşmenin gerçekleştiğine ilişkin telefon geldiğine ben zerre ihtimal vermiyorum. Bunun adı Kemal Kılıçdaroğlu'nun rakiplerine karşı yapılan bir operasyondur. Yarın Kılıçdaroğlu'nun karşısına dikilen herkes için "Saray'ın adayı" yaftası demek için kurulan bir tezgahtır. 

Kurbanlardan biri Muharrem İnce'dir... 

Kemal Kılıçdaroğlu istediğini aldı, elini güçlendirdi ve şimdi Erdoğan'ı suçluyor:

- Eli bizim partimizin içinde!

Erdoğan devleti yönetiyor ama Kemal Bey'e göre, devlet işlerini bırakmış, partisini bir kenara atmış, bir İYİ Parti'ye, bir CHP'ye eleman yerleştirip, buraları parçalamak istiyor!

Siz inanıyor musunuz bu yalana? 

HDP'NİN ERKEN SEÇİM ÇAĞRISI

Olup biteni biliyorsunuz. HDP'li belediye başkanları teröre destek vermekten ötürü görevden alınıyor ve yerlerine kayyım atanıyor. HDP yönetimi terörle arasına mesafe koyacağına, Sine-i Millet'e gitmeyi ya da gitmemeyi tartıştı. 

Oturdular, konuştular, tartıştılar ve "Erken seçim"e karar kıldılar. 

Sezai Temelli ve Pervin Buldan kameraların karşısına geçti ve meydan okudular:

- Erken seçim istiyoruz. 

Kemal Kılıçdaroğlu biliyorsunuz şimdiye kadar her fırsatta erken seçim konusunda kararlı bir duruş sergiledi:

- Hayır, gündemimizde erken seçim yok. 

HDP'nin "Erken seçim" çağrısı üzerine Kemal Bey'in ne diyeceğini gerçekten ben merak ediyordum. İsmail Küçükkaya'ya konuştu, o eski halinden eser yoktu... Seçim istemeyen Kılıçdaroğlu azılı erken seçimci kesilmişti, "Olabilir, neden olmasın... biz hazırız" gibi sözlerle HDP'nin arzu ve isteklerine göre konuştu. 

HDP'ye "Terörle aranıza mesafe koyun" diyeceğine, terörle bağını koparmayan belediye başkanlarını sahipleniyor... HDP'nin her dediğine "He" diyor... 

Yoksa tesadüf mü tüm bunlar?

EYT, YAŞAR OKUYAN VE ALKIŞ

Mustafa Balbay, yazılarındaki espri dilini dün ekrana taşıdı ve EYT'lilerin aslında yaşa değil, Tayyip Erdoğan'a takıldığını söyledi. 

Taş düşse Erdoğan'dan biliyorlar ya... Yaşar Okuyan'ın 1999 yılında EYT'nin önünde nasıl set oluşturduğunu unutmuşlar. Yaşar Okuyan yanlış yapmadı, siyasi hayatını riske attı ve 38-40 yaş emekliliğine engel oldu. 

Bugün Erdoğan'a çemkirenler, EYT konusunda siyasi duruş sergileyen Yaşar Okuyan'ı CHP'de baştacı yaptı. O da yetmedi, Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında "Yaman işler yaptı" diyerek Okuyan'ı alkışlattı. 

E o zaman bu ne perhiz bu ne lahana :)