Kılıçdaroğlu ekonomi için "Asla karamsar değilim. Türkiye kendisini toparlar mı? 5 yıl içinde çok farklı bir Türkiye'yi inşa etmek mümkün" dedi
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yabancı yatırımcıların Türkiye'ye yüksek faiz geliri için geldiğini belirterek, "Sizin ödediğiniz vergilerin büyük kısmı Londra'daki tefecilere gidiyor. Bunu siz içinize sindirir misiniz bilmiyorum ama biz sindiremiyoruz. İş insanlarımız istihdam yapsınlar ve Türkiye'yi büyütelim." dedi.
Kılıçdaroğlu, Çeşme'deki bir otelde düzenlenen Ege Sanayici ve İş İnsanları Derneği Yüksek İstişare Konseyi toplantısında yaptığı konuşmasına, İdlib'de şehit olan 2 askere Allah'tan rahmet dileyerek başladı.
Siyasetin bireysel veya belirli kitlelerin çıkarı üzerine inşa edilmemesinin önemine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, bir yüzyılı geride bırakan Türkiye'nin geçen yüzyıldan ders çıkararak geleceği inşa etmek zorunda olduğunu, yüzyılın ilk 25 yılında uçak ihraç eden 5 ülkeden birisiyken o felsefenin nasıl kaybedildiğini sorgulaması gerektiğini anlattı.
Türkiye'yi yönetmeye talip olan tüm siyasi parti liderlerinin iş insanlarının taleplerine kulak vermesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bu ülkenin iş insanları nasıl bir politikacı istiyor, zaten böyle bir eksende buluşabilirsek yarış, iyilikte yarış olur. Biz iyilikte yarışı öncelersek zaten Türkiye hızla büyür ve kalkınır. Çok dinamik bir ülke. Genç nüfusu var. Nüfus açısından son derece zengin bir ülke. Maalesef zenginliğimizi yeteri kadar kullanamıyoruz."
- "Rekabet şansınızı ortadan kaldırıyorlar"
Sanayicinin elektrik maliyetlerinin yüksek olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Akkuyu'daki nükleer santral devreye girdiğinde kilovat saatine KDV hariç 12,5 sent para ödeyeceksiniz. Sizin rekabet ettiğiniz ülkeler kilovat saatine 3 sentten elektrik kullanırken siz 12,5 sent. Üstelik garanti etmişsiniz, KDV hariç kullanacaksınız, nasıl rekabet edeceksiniz? Bir sitemim de şu, neden itiraz etmediniz? Rekabet şansınızı ortadan kaldırıyorlar. 'Bu yanlıştır' neden demediniz?" diye konuştu.
Olumsuzluklara rağmen karamsar olmadıklarını aktaran Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin tüm sorunlarına çözüm bulabilecek kapasitede olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde fasıl açılmasını beklememesi gerektiğini kaydederek, "AB'nin yeni fasıl açmasını beklemeden, biz çağdaş uygarlığı yakalamak ve aşmak istiyorsak oradaki bütün kuralları ülkemize getirmek zorundayız." değerlendirmesinde bulundu.
Siyaset kurumunun bürokrasiye, yasalara ve kurallara aykırı talimat vermesinin önemli sorunlara neden olduğunu, liyakatin kalmadığı bir dönemi yaşadıklarını savunan Kılıçdaroğlu, siyasetin müdahalesi nedeniyle tıkanmaların yaşandığı kurumlardan birinin de Merkez Bankası olduğunu öne sürdü.
Can ve mal güvenliğiyle yargı bağımsızlığının sağlanması gerektiğini, yargıç atamalarında liyakatin öne çıkmasını istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, büyük yatırımların maliyetlerinin açıklanmadığını, CHP olarak devlet yönetiminde ticari sır kavramını kabul etmediklerini anlattı.
Türkiye'ye yeteri kadar yabancı yatırım gelmediğine işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Yabancılar gelmiyor, yatırım yapmıyor. Spekülatif amaçlı geliyorlar. Yüksek faiz veriyoruz, geliyor 1 yıllığına yüksek faizi alıp ülkesine gidiyor. Sizin ödediğiniz vergilerin büyük kısmı Londra'daki tefecilere gidiyor. Bunu siz içinize sindirir misiniz bilmiyorum ama biz sindiremiyoruz. İş insanlarımız istihdam yapsınlar ve Türkiye'yi büyütelim."
- "Politikacının alkışa değil eleştiriye ihtiyacı var"
Türkiye'nin geleceğiyle ilgili karamsar olmadığını, kısa zamanda toparlanmanın mümkün olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Asla karamsar değilim. Türkiye kendisini toparlar mı? 5 yıl içinde çok farklı bir Türkiye'yi inşa etmek mümkün. 15-20 yıl değil. 5 yıl içinde bölgenin en güçlü devleti, istihdam sorununu büyük ölçüde çözmüş, katma değeri yüksek ürün üretmeye kilitlenmiş bir sanayi, yeni bir teşvik politikası, yeni bir bütçe ve para politikası... Bunları 5 yılda düzeltmek mümkün. İlk 6 ayda bu topluma rahat bir nefes aldırmak mümkün. Gelecek güvencesi, düşünce ve ifade özgürlüğü vereceksiniz. 'Bize oy verin' diyorum. Çünkü 'Bizi en rahat eleştirebileceğiniz ortamı yaratacağız size' diyorum. Bir politikacının alkışa değil eleştiriye ihtiyacı var. Politikacı zaten bu bilinçte olsa memlekette sorunlar çözülecek.
Medya özgürlüğü çok değerli. Gazeteci istediğini yazmalı. Varsa yanlışı söylersin, belgesini gönderirsin. Herkesin ağzına bant çekip hiç kimse konuşmayacak derseniz ya da beni eleştirmeyecek derseniz farklı bir Türkiye tablosu ortaya çıkar. Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti CHP'dir. Türkiye'de kimin, kimlerin hangi sosyal kimliklerin ne sorunu varsa her soruna çözüm ürettik."