CHP Lideri Kılıçdaroğlu, AK Parti Hükümetini ve Başbakan'ı kızdracak açıklamalarda bulundu
Abone olTokat'ta vatandaşlarla buluşan Kılıçdaroğlu Başbakan Erdoğan'ı yalancılıkla suçladı. Sözü Oslo'ya getirip "şerefsiz" dedi.
Kılıçdaroğlu, ''Gittiler, görüşmeler yaptılar PKK ile. 'Siz görüşüyorsunuz' dedik. 'Bunu söyleyen şerefsizdir' dediler. Çıktı mı ortaya? Görüştüler mi?
Ben Erbaalılar'a soruyorum şimdi sorun bakalım kim o şerefsiz? Vatandaşa yalan söylediler mi? Yalancıdan devlet adamı, başbakan, bir partinin genel başkanı olmaz. Halkına yalan söyleyen yarın halkını satarsa şaşırmayın."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti kurmayları ile birlikte Tokat'a geldi. Amasya üzerinden karayolu ile ilk olarak Erbaa'ya gelen Kılıçdaroğlu, Değirmenli Beldesi girişinde partililer tarafından karşılandı. Erbaa Belediyesi'ne giden Kılıçdaroğlu, burada MHP'li Başkanı Ahmet Yenihan'ı ziyaret ettikten sonra Erbaa İlçe Meydanı'nda parti otobüsünden yaşklaşık 5 bin kişiye hitap etti.
"Kocaoğlu, İzmir'de metronun kilometresini 59 milyona yaptı. Ankara kaça yapıyor. 100 milyona. 59 milyona İzmir'de, Ankara'da 100 milyona. İstanbul 142 milyona yapıyor. 3'te 1 fiyatına. Namuslu bir belediye başkanı. Halk için çalışan belediye başkanı. Aziz Kocaoğlu 59'a yaptı da ne oldu? 'Sen misin halkın çıkarını koruyan, halk için çalışan, alın terine değer veren. Sana gösteririz' dedi 397 yıl hapis cezası yıl ile yargıladılar. Peki Aziz Kocaoğlu korkar mı. O bir Erbaalı, kuvayi milliyeci. Asla zalimin zulmüne teslim olmak yok çünkü o CHP'li."
'SURİYE'DE OLMAYAN DEMOKRASİ TÜRKİYE'DE VAR MI'
Türkiye'nin yeni bir iklime, barışa ihtiyacı olduğunu belirten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sık sık kuvai-i milliye vurgusu yaptı. Temiz, dürüst ve namuslu insanların yaşadığı bir Türkiye'ye ihtiyaç duyduklarını belirten Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:"Türkiye'de her gün kavga var. Gazetelere korkarak bakıyoruz. Erbaa'ya gelirken 6 şehidin haberi geldi. O zaman düşünmemiz gereken bir şey var. Yeni bir iklim, düşmanlarıyla bir arada olmayan ama bir düşmanın bile saygı gösterdiği yeni bir iklim. Bütün komşularımızla düşman değil; dost olmaya ihtiyacımız var. Tezkere geçti Meclis'ten. Suriye ile Arap ülkeleri ile bizim ne düşmanlığımız var? Hangi gerekçe ile düşman olduk? Bunu anlatsınlar. 'Suriye de demokrasi yok bundan Esad'ı düşmen ilan ettik' diyorlar. Arap halkı ile halkımız arasında bir şey yok. Suriye'de demokrasi yokmuş. Kendi ülkene bak bakalım senin ülkende demokrasi var mı? Türkiye Cumhuriyeti'nde bizim anladığımız şekilde demokrasi var mı? Parasız eğitim isteyen öğrenciyi tutar hapse atarsın senin Esad'dan ne farkın var? Bütün veliler parasız eğitim ister. Bütün Türkiye'yi içeri mi atacaksın?"
SANKİ ÜLKENİN 1 NUMARALI DERDİ BU
Ülkeye kardeşliği ve huzuru getireceklerini belirten Kılıçdaroğlu, ülkede hiç bir Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin kurbanlık koyun ithal etmediğini, onun da ötesine geçilerek zaman ithal eden bir ülke haline geldiklerini belirterek şöyle devam etti:"Gençlerin büyük kısmı işsiz, binlerce öğretmen atama bekliyor. Şimdi gündemde varsa yoksa Recep Tayyip Erdoğan ne zaman cumhurbaşkanı olacak. Bu memleketin sanki 1 numaralı derdi bu. Yeri zamanı gelince vatandaşa baş vurursun. Şimdi beldeleri kapatıyorlar. 100 yıllık belediyeler var. Buraya mitinge değil sadece dertleşmeye geldim. Ayrılık- gayrılık yok. Yeni bir iklime, yeni bir yönetime ihtiyacımız var. Toplumu bölen ayrıştırmayan bir arada kardeşçe barış içinde demokrasi içinde yaşamaya, her vatandaşın düşüncesini özgürce dile getirdiği bir Türkiye'yi yeniden ayağa kaldırmaya çalışacağız. Onun yolu halktan geçiyor."
YALANCIDAN DEVLET ADAMI BAŞBAKAN OLMAZ
Kılıçdaroğlu, siyasete atılırken halka her zaman doğruları söylemeye söz verdiğini, bu sözün arkasında duracağını belirterek, şöyle devam etti:"Gittiler, görüşmeler yaptılar PKK ile. 'Siz görüşüyorsunuz' dedik. 'Bunu söyleyen şerefsizdir' dediler. Çıktı mı ortaya? Görüştüler mi? Ben Erbaalılar'a soruyorum şimdi sorun bakalım kim o şerefsiz? Vatandaşa yalan söylediler mi? Yalancıdan devlet adamı, başbakan, bir partinin genel başkanı olmaz. Halkına yalan söyleyen yarın halkını satarsa şaşırmayın. Siyaset doğru adamların işi olmak zorundadır. Siyaset, halkını satmayan çıkarlarını savunan insanların görevi olmalıdır. Benim ödediğim vergiyi nerede ne zaman, kaça harcadın bunu sormaktır demokrasi. Kendine güvenen, özgüveni olan, bütün komşuları ile barış içinde yaşayan, 'Yurtta barış dünyada barış' diyen bir Türkiye ile ayağa kalkacağız. Namuslu yürekli insanların arkasında olacağız. Hiç kimsenin inancı, kimliği ile politika yapmadan herkesin kimliğine inancına saygı duyarak bu ülkede barışı tesis edeceğiz."