BIST 9.725
DOLAR 35,19
EURO 36,86
ALTIN 2.972,93
HABER /  POLİTİKA

Kemal Kılıçdaroğlu: Önümüzdeki ilk seçimlerde iktidar olacağız

CHP’nin 37. Olağan Kurultayı "İktidar kurultayı" başlığı altında gerçekleştirilirken Kemal Kılıçdaroğlu, ''Önümüzdeki ilk seçimlerde dostlarımızla birlikte iktidar olacağız'' dedi.

Abone ol

CHP’nin 37. Olağan Kurultayı Ankara Bilkent Odeon Gösteri ve Kültür Merkezi'nde "İktidar kurultayı" başlığı altında gerçekleştirildi.

Saat 10.00'da başlayan kurultayda bugün genel başkanlık seçimi yapılacak. Kurultayın ikinci gününde ise Parti Meclisi belirlenecek. Bin 356 delegenin oy kullanacağı kurultayda genel başkanlık için Kılıçdaroğlu dışında İlhan Cihaner, Aytuğ Atıcı ve Tolga Yarman da adaylıklarını açıklamışlardı. CHP tüzüğü gereği genel başkan adaylığı için delegelerin yüzde beşinin, yani yaklaşık 70 delegenin imzası gerekiyor.

Kurultayın açılış konuşmasını yapmak üzere CHP Genel Başkan olarak Kemal Kılıçdaroğlu kürsüye çıktı. Açılış konuşması öncesinde Mustafa Kemal Atatürk ve şehitler için bir dakika saygı duruşundan bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.

CHP lideri konuşmasına başlamak için tekrar kürsüye çıktı. CHP liderinin konuşmasının satırbaşları şöyle:

Gençlerimiz, kadınlarımız, işçilerimiz, esnafımız, çiftçilerimiz, şehit yakınlarımız, gazilerimiz, engellilerimiz, emeklilerimiz, apartman görevlilerimiz, kuryelerimiz, güvenlik güçlerimiz, tüm sağlık çalışanları 800 haftadır evlatlarını arayan Cumartesi Anneleri, 37. Kurultayımızından hepinize en içten selamlarımı gönderiyorum. Hepsinin sorunlarına çözüm üreteceğimizi buradan dünyaya ilan ediyorum.

Şunu hiç kimse unutmasın. Önümüzdeki ilk seçimde dostlarımızla birlikte iktidar olacağız. Maltepe'nin izdüşümü, önümüzdeki ilk seçimlerde iktidar olacağız. Bunu bir tarafa yazacağız. Firavunların iktidarını yıkıp, halkın iktidarını kuracağız.

''Tüm dünyanın gözü kulağı bu kurultaydadır''
Virüs nedeniyle bu kurultaya on binler katılamadı ama gözleri kulakları buradadır. Tüm dünyanın gözü kulağı bu kurultaydadır. Bu kurultay TBMM'nin 100. yılında yaptığımız bir kurultaydır, tarihi bir kurultaydır. Bu kurultay bizi 2023'e taşıyacak kurultaydır, cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırma kararlılığımızı gösterecek olan kurultaydır.

''Bu kurultay alçak gönüllü bir uygarlığın inşasına çağrı kurultayıdır''
Yürekten inanıyorum, on binlerin, yüz binlerin, milyonların gözü kulağı, aklı ve yüreği bu kurultaydadır. Bu kurultay Orta Doğu'dan Avrupa'ya, Afrika'ya, Amerika'ya tüm dünyanın gözünün kulağının olduğu bir kurultaydır. 100 yıl önce Gazi Mustafa Kemal Atatürk bütün mazlum ülkelere örnek olduysa bizim de böyle bir süreci hayata geçirerek dünyaya örnek olması gerekiyor. Bu kurultay alçak gönüllü bir uygarlığın inşasına çağrı kurultayıdır. Tarihin bize yüklediği sorumluluk budur. Bu kurultay adaletsizliği, liyakatsizliği, kayırmacılığı, umutsuzluğu nasıl ortadan kaldıracağımızı açıklayan bir kurultaydır.

''O duvarı şimdi dostlarımızla birlikte parça parça yıkacağız''
Türkiye, cumhuriyet tarihinin en ağır buhranını yaşıyor. Bu buhran yönetim, demokrasi, ekonomi buhranıdır. Bu buhran toplumsal ve kişisel sağlığımızı derinden dinamitleyen bir buhrandır. Hiçbir vatanseverin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Biz birlikte, inanç, kararlılık ve azimle Türkiye'yi bu buhrandan çekip çıkaracağız. Adalet Yürüyüşü'nü kimse unutmasın. Adalet Yürüyüşü'nün son gününde bu bir son değil, yeni başlangıçtır demiştim. Duvarı yıkacağız demiştim. 31 Mart yerel seçimlerinde duvarın arkasına geçtik. O duvarı şimdi dostlarımızla birlikte parça parça yıkacağız.

''Egemen güçler ne diyorsa Saray aynısını yapıyor''
2. yüzyıla hazırlanmak zorundayız. Millet olarak hazırlanmak zorundayız. 2. yüzyıla çağrı beyannamesi adı verdiğimiz çözüm önerilerimizi sunmadan önce Türkiye'nin 5 temel sorunundan söz edeceğim. Neden çözüm beyannamesi? Neden buhran? Neden 2. yüzyıla hazırlık? Birinci sorunumuz demokrasi sorunu. 21. yüzyılın Türkiye'sinde yasama yargı ve medya bir kişinin vesayeti altındadır. Öyle bir noktadayız ki Saray ne diyorsa yargı onu yapıyor. Egemen güçler ne diyorsa Saray aynısını yapıyor.

''Trump Saray'a talimat verdi, rahip Brunson'ı derhal serbest bıraktılar''
Saray talimat veriyor, Osman Kavala içeride kalacak diye, Selahattin Demirtaş içeride kalacak diye, yargı gereğini yapıyor. Cezaevlerinde onlarca gazeteci var. Buradan cezaevinde olup kalemini satmayan gazetecilere selamlarımızı gönderiyoruz. Trump Saray'a talimat verdi, rahip Brunson'ı derhal serbest bıraktılar. Saray talimat veriyor, özgür medya susturuluyor. 20 Temmuz sivil darbe sürecinde TBMM'nin yetkileri kısıtlanmıştır. Denge ve denetleme mekanizmaları felç edilmiştir. Böyle bir ortamda demokrasiden söz etmek mümkün değildir.

''18 yılda harcanan para 2 trilyon 400 milyar dolar''
İkinci sorunumuz ekonomi. Mutfağımızda yangın var. Çocuklarınız işsizse 18 yıldır ülkeyi bu noktaya getirenleri sorgulamak zorundasınız. Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik bağımsızlığı tehlike altındadır. Türkiye Cumhuriyeti savaş meydanlarında kuruldu. Hiç kimsenin önünde diz çökmedik. Cumhuriyeti kuranlar tam 79 yılda 57 hükümet kuruldu. 714 milyar dolarlık bir kaynak kullanıldı. Demir çelik fabrikaları yapıldı, şeker fabrikaları yapıldı. Osmanlı'nın borcu son kuruşuna kadar ödendi. 2003-2020 18 yıl... 18 yılda harcanan para 2 trilyon 400 milyar dolar!

"Vatan toprağını sattılar"
Havaalanı, şehir hastaneleri dahil değil bunlara. Onların bedelini torunlar ödeyecek. 79 yılda bizim yaptıklarımızı sattılar, fabrikaları sattılar. Parayı ne yaptıklarını kimse bilmiyor. Vatan toprağını sattılar. 250 bin dolara istediğiniz yerden istediğiniz daireyi alabiliyorsunuz. 18 yılda bu kadar para harcanacak, bu paranın nereye gittiğini TBMM'de kimse bilmeyecek, ondan sonra kalkacaksanız bana ekonomiden söz edeceksiniz. 2 trilyon 400 milyar dolar para harcadın da bu sefalet ne, bu işsizlik ne?

''Hep birlikte hesap sormak zorundayız''
Londra'daki bir avuç tefeciye 83 milyonu çalışır hale getirdiler. Bir günde ödenen faiz 48 milyar 703 milyon dolar. 18 yılda 178 milyar 154 milyon dolar faiz ödendi. İşçi çalıştı, emekli iş bulursa çalıştı, tarlada, lokantada çalıştık, simit sattık. Kimin için? Londra'daki bir avuç çeteye hizmet etmek için. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bu hale getirenlerden hep birlikte hesap sormak zorundayız.

"Üçüncü sorun dış politika"
Üçüncü sorunumuz dış politika. Türkiye şu anda egemen güçlerin taleplerini yerine getiren bir ülke konumuna düşürülmüştür. Bugün Türkiye ekonomik ve siyasi bağımsızlığını büyük ölçüde yitirmiştir. Cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman Süleyman Şah türbesinde bayrağı indirip topraklarını terk eden bir hükümetle karşılaşmadık, bunlar yaptılar. Süleyman Şah türbesi bu ülkenin namusudur. Oradan bayrağı indirip Süleyman Şah türbesini kaçıranlar açık ve net söylüyorum vatan hainleridir.

''36 askerimizin kanı yerde duruyor''
Suriye'de 36 askerimiz şehit oldu. Sorumlusu kim? 36 askerimizin kanı yerde duruyor. Askerlerimizi şehit edenlerin sizden özür dilemesini beklerken siz koşa koşa Moskova'ya gideceksiniz. Böyle bir dış politikanın onuru yoktur. Onur sahibi insanlar da böyle bir dış politikayı asla gütmezler. 9 Ekim 2019 Trump'ın gönderdiği mektup. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en ağır hakaretleri içeren mektuba cevap verilemedi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir devlet başkanı aldatıldım dememiştir. Ama ilk kez 18 yıllık iktidarında bir kişi herkes tarafından aldatılmıştır. Eğer sen Dışişleri Bakanlığı'nı devre dışı bırakırsan, rüşvet alanları elçi yaparsan sen egemen güçlerin talimatını yerine getiren bir konuma oturursun. Görkemli Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni tahrip ediyorsun.

Eğitim sorunu
4. sorumuz eğitim sorunu. 2 trilyon 400 milyar dolar para harcadılar, hala birleşik sınıflar var. Birleşik sınıf, 1. 2. 3. sınıf aynı odada aynı öğretmen tarafından ders veriyor. Hala yeterli derslik yok. Türkiye bilgi çağından koparıldı. Geçmişte bizim yerimizde olan Suudi Arabistan Malezya üniversitelerinin ürettiği bilgi sayısı bizim üniversitelerimizden daha fazla olmuştur. Bir devletin eğitim sistemini bozarsanız o ülke geriye gider. Eğitim politikalarını sürekli değiştirerek kendi çocuklarını denek olarak kullanan dünyadaki tek ülkeyiz. Çocuğunu okula gönderen hiçbir anne baba eğitim sisteminden memnun değil.

"Beşinci sorun toplumsal barış"
5. sorunumuz toplumsal barış. Etnik kimlik üzerinden, inanç üzerinden siyaset toplumu kutuplaştırmış, bölmüştür. Bu ülkede 83. milyon bayrağımızın altında huzur içinde yaşamak istiyoruz. Kimsenin yaşam tarzını sorgulamak bizim hakkımız mı? Bizim sorgulayacağımız şey vatandaşın karnı aç mı tok mu? Başta kürt sorunu olmak üzere neredeyse tüm toplumsal sorunlarda kutuplaştırmayı derinleştirmektedir.

''Sorunları bilelim ki, nasıl çözeceğimizi sağlıklı saptayalım''
Çok genel hatlarıyla sorunlara değindim, örnekler de verdim. Ama günümüz neyi nasıl çözeceğiz? Sorunları bilelim ki, nasıl çözeceğimizi sağlıklı saptayalım. Biz bu sorunları sizlerle, yol arkadaşlarımla çözeceğiz. Bir araya gelecek çözeceğiz. İki dostlarımızla yani Millet İttifakı'nı oluşturan dostlarımızla birlikte çözeceğiz. Özgürlük isteyen gençlerimizle çözeceğiz. Bu sorunu, her gün öldürülen, katledilen hakları elinden alınmak isteyen kadınlarla çözeceğiz. Kalemini satmayan gazetecilerle, aydınlarla, bilim insanlarıyla, sanatçılarla, ahlaklı sporcularla birlikte çözeceğiz. Alın terinin karşılığını alamayan işçilerle, emekçilerle çözeceğiz. İşsizlerle beraber çözeceğiz. Siftahsız kepengini kapayan esnafımızla çözeceğiz. Özet olarak birlikte halkımızla çözeceğiz. Şimdi geldik, nasıl çözeceğiz?

''Firavunların iktidarını yıkıp, halkın iktidarını kuracağız''
Çiftçi tamam, emekli tamam, işsiz tamam, kadınlar tamam, esnafımız tamam. Hep beraber sorunları çözmeye karar verdik. Şimdi nasıl çözeceğiz? Şunu hiç kimse unutmasın. Önümüzdeki ilk seçimde dostlarımızla birlikte iktidar olacağız. Maltepe'nin izdüşümü, önümüzdeki ilk seçimlerde iktidar olacağız. Bunu bir tarafa yazacağız. Firavunların iktidarını yıkıp, halkın iktidarını kuracağız. Defalarca söyledim; bir kez daha ifade edeyim. Her firavunun bir Musa'sı, her Nemrut'un bir İbrahim'i vardır.

''Türkiye'yi nasıl inşa edebiliriz?''
Vatandaşın ayağının turabı olacağız. Hiçbir zaman hiçbir yerde hiç kimseye kibirle öfkeyle bakmayacağız. Bize oy versin vermesin, sorunu varsa o sorunu çözmek bizlerin boynunun borcudur. Hangi partiye oy verdin sorunu sormayacağız. Ne derdin var diye soracağız. İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'ni hazırladık. Meclis'in açılışının birinci yüzyılını bitirdik, ikinci yüzyıla geçeceğiz. İkinci yüzyılda biz ne yapmalıyız? İkinci yüzyılda nasıl yoksulluğu, işsizliği bitirebiliriz? Türkiye nasıl bölgesinin ve dünyanın en saygın ülkelerinden birisi haline gelir. İkinci yüzyılda neden farklı düşünüyorsun sorusunun sorulmayacağı Türkiye'yi nasıl inşa edebiliriz? Bu beyannamenin detaylarını paylaşarak bu beyannameyi oylarınıza sunacağım.

''Cumhurbaşkanının tarafsız olması sağlanacak''
Birinci hedefimiz; yeni bir anayasayla güçlendirilmiş demokratik parlamenter sisteme geçilecektir. Güçlü demokratik parlamenter sistem için, öncelikle geniş bir toplumsal mutabakat sağlanacak her türlü vesayetten uzak, darbe hukukundan arınmış gücünü milletten alan yeni bir anayasa yapılacaktır. Bu ülkeye bugüne kadar anayasalar hep vesayetçi kurumların baskısıyla geldi ve oluşturuldu. En son değişiklikler 20 Temmuz sivil darbesinde ve OHAL koşullarında yapıldı. Biz vesayetten uzak, darbe hukukundan arınmış yeni bir anayasa yapacağız. Cumhurbaşkanının tarafsız olması sağlanacak, partili olmasına son verilecektir.

''Kaptı-kaçtı kanunları olmaz''
Gerekli denge ve denetim mekanizmaları kurulacak. Yargı bağımsızlığı sağlanacak. HSK, AYM ve yüksek yargı organı üzerinde vesayetine son verilecek. Yasa tasarı ve teklifleri TBMM Komisyonlarında görüşülürken, ilgili meslek kuruluşları, STK ve uzmanların görüşleri mutlaka alınacak. Kaptı-kaçtı kanunları olmaz. 

''Kürt sorununu egemen güçlerin bir manivela olarak kullanmasına izin vermeyeceğiz''
Düşünceyi ifade, örgütlenme, basın özgürlüğü koşulsuz güven altına alınacaktır. Medya özgürlüğü evrensel ölçülerde güvence altına alınacaktır. Bir devlet hukukun üstünlüğünden ve adaletten vazgeçerse o devlet bir süre sonra organize suç örgütü haline dönüşebilir. Dönüşmemesinin temel nedeni zaten anayasalardır. Bir kişinin baskısıyla devlet yönetilemez. İkinci ilkemiz, Türkiye'nin toplumsal barışı vehuzuru sağlanacaktır. Başta Kürt sorunu olmak üzere demokrasi temelinde, TBMM'nin öncülüğünde çözülecek. Kürt sorununu egemen güçlerin bir manivela olarak kullanmasına izin vermeyeceğiz. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi öncelikli bir devlet politikası haline getirilecektir.

''Seçim yasası değişecek''
Tüm terör örgütleriyle mücadele ödün verilmeksizin sürdürülecektir. Yeraltı dünyasında hala suç örgütleri var. Bunlar güçlerini meclisteki bazı siyasi otoritelerden alıyorlar. Liyakat sistemi hakim kılınacaktır. Devlet hizmetlerinin partizanca yapılmasına engel olunacaktır. İşi ehline vermek bir devlet politikası olacaktır. Güreşçiden banka yönetim kurulu üyesi olmayacak. Akademik hırsızdan rektör, rüşvetçiden büyükelçi olmayacak. Seçim yasası değişecek. Milletin vekilini millet seçecek. Seçim barajı kaldırılacak. Milletin iradesinin meclise tam olarak yansıması sağlanacaktır.

''Sahte pusula gönderip ben Meclis'teyim diyenden milletvekili mi olur?''
Seçim yasası değişikliği ile cinsiyet kotası getirilecek, kadınların parlamentoda temsili yasal güvence altına alınacaktır. CHP'li kadın milletvekilleri bu yasa teklifini hazırlayacak TBMM'ye verecektir. Parlamentoda kadınlar hak ettiği yeri alacaklardır. Vatandaşla siyasi arasındaki güven yeniden oluşturulacaktır. Para ile iş takipçisinden, yolsuzluk yapandan milletvekili mi olur? Kendisi Hac'da iken sahte pusula gönderip ben Meclis'teyim diyenden milletvekili mi olur?

''Bizim subaylarımız şu anda Katar Ordusu'nun emri altında çalışıyor''
Kamu İhale Kanunu ivedikle değiştirilecek. Kamu ihalelerinin şeffaf bir şekilde yapılması sağlanacaktır. İsrafı nasıl itibar olarak kabul ediyoruz? Devlette itibar israfı önlediğiniz sürece olur. Her kuruşun hesabını vermek her namuslu siyasetin onurlu görevidir. Halkın iktidarında bir hastane, bir havaalanı kaça yapıldıysa vatandaş bilecek. 83 milyon vatandaşıma sesleniyorum, bu kamu özel işbirliği ile sizin alın terinizi sömüren bütün yatırımları devletleştireceğiz. Bu bağlamda, Avrupa'nın en büyük entegre tesisi Tank Palet Fabrikası bir kuruş, bir dolar, bir avro ödenmeden Katar Ordusu'na peşkeş çekildi. Bizim subaylarımız şu anda Katar Ordusu'nun emri altında çalışıyor.

''TBMM'de kesin hesap komisyonu kuracağız''
Sayıştay gerçek işlevine kavuşturulacaktır. TBMM adına ödenen bütün vergilerin denetimini Sayıştay yapıyor, onların tüm raporları gizleniyor. Biz milletin önüne getireceğiz. Her kuruşun hesabını vereceğiz. Lütfedip devlete bağış yapıyorlar, o bağışı da vergiden düşüyorlar. Buna son vereceğiz. TBMM'de kesin hesap komisyonu kuracağız. Kesin hesap komisyonunun başkanı iktidar partisinden değil muhalefet partisinden olacak. Kendisini denetletmekten korkmayan korkmayan bir iktidar olacağız. Hedefimiz budur. Güçlü bir stratejik planlama teşkilatı kurulacaktır. Üretim ve hakça paylaşım stratejik planlamanın ana hedefi olacaktır. Tarım stratejik sektör olarak görülecektir.

''Darbecilerin getirdiği YÖK kaldırılacaktır''
Millet 50 yılını planlıyor, biz yarın ne olacağını bilmiyoruz. İşsizliği nasıl önleyeceğiz diye planlama örgütü çalışacak. Her toprağımızda fabrika olacak. Eğitim sistemi yeniden yapılandırılacak. Tüm paydaşlarıyla birlikte yeniden planlanacaktır. Üniversitelerimizde her türlü düşünce özgürce tartışılabilecek, darbecilerin getirdiği YÖK kaldırılacaktır. Tüm organize sanayi bölgelerinde iş garantili yatılı teknoloji liseleri kurulacaktır. Gençlerimizin de işsiz kalmalarının önüne geçilecektir.

''18 yıldır yapamadılar, Allah'ın izniyle 1 yılda yapacağız''
Gelecek nesiller için ekosistem hakkı korunacaktır. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya teslim etmek için üzerimize düşen sorumluluğun bilincindeyiz. Bu hak anayasal güvence altına alınacaktır. Bizim de kuş görme, orman görme, deniz görme, güneşi görme hakkımız var. Gelecek kuşaklara bu hakkı devretmek görevimizdir. Aile Destekleri Sigortası uygulamaya konacaktır. Bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecektir. Vatandaş devlet yardımlarını lütuf olarak değil hakkı olarak görecektir. Bu ülkede huzur istiyorsak hiçbir babanın çocuğuma pantolon alamadım diye intihar etmemesi lazım. 18 yıldır yapamadılar, Allah'ın izniyle 1 yılda yapacağız.

''Kayyum uygulamalarına son verilecek''
Yeni bir merkez-yerel dengesi kurulacaktır. Devletin tüm kapasitesi en verimli şekilde kullanılacaktır. Hizmetin vatandaşa daha etkin bir şekilde ulaşılması sağlanacaktır. Kayyum uygulamalarına son verilecek, seçimle gelenlerin ancak seçimle gitmeleri garanti altına alınacaktır. Bütün belediye başkanlarımız pandemi sürecinde bir tarih yazdılar. Hepinizin huzurunda onları yürekten kutluyorum. Kimin ihtiyacı varsa hangi partidensin diye sormadılar.

''Orta doğuyu bir savaş alanı değil bir barış alanına dönüştüreceğiz''
Ortadoğu barış ve işbirliği teşkilatı kurulacaktır. Uluslararası hukuka önem veren bir dış politika izlenecektir. Atatürk buna "Yurtta barış dünyada barış" diyordu. Altındaki petrol üstte yaşayan vatandaşların kaderini değiştirdi, bedeli kanlar ödüyorlar. Silahları da egemen güçler veriyor. Komşuda yangın varsa sizde huzur olmaz. Biz orta doğuya huzuru, barışı getireceğiz. Orta doğuyu bir savaş alanı değil bir barış alanına dönüştüreceğiz.

Beyanname oy birliğiyle kabul edildi 
İkinci yüzyıla çağrının 13 maddesi. Her bir delegemiz 13 maddeyi ezberleyecek. Her sorunun çözümü var. 5 temel sorunun çözümü var. Huzurlu bir toplum var. Ayrıştırma bölme kin öfke yok herkesi kucaklama var. TBMM'nin açılışının 100. yılına tanıklık eden CHP'nin delegeleri olarak önümüzdeki en önemli görevi olarak cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırmak olduğunun bilincindeyiz. Yukarıda saydığımız vaatleri gerçekleştireceğimize milletimizin önünde söz veriyoruz. Bildirgemiz budur! İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi, Kılıçdaroğlu tarafından oylamaya sunuldu. Beyanname oy birliği ile kabul edildi.