BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Kemal Kılıçdaroğlu konuştukça bu millet sabır çekiyor!

CHP, Kürt meselesinin kalıcı çözümü için atılacak sağlıklı adımların hepsinin destekçisidir.Ama, bu çözüm sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi gerekmektedir.

Doğu ve Güneydoğu insanı eskisi gibi değil artık. Bir zamanlar her söylenene "he" diyen Kürtler, şimdi ölçüp biçip kararını ona göre veriyor. 

Mehmet Ağar'ın "Düz ovada siyaset" sözü, medyada geniş yankı bulduğu zaman, Celal Adan iktidar naraları atıyordu. Adan'ı da, Ağar'ı da uyardım, "yapmayın" dedim, daha dün bambaşka bir yerde olduklarını hatırlattım.

Gazete manşetleriyle iktidar olunamayacağının altını kalın harflerle çizdim.

Manşetler, hem Ağar'ın hem de Celal Adan'ın aklını başından almıştı. Oysa, Kürtler "Düz ovada siyaset" sözünü inandırıcı bulmamıştı. Yüzyüze bire bir konuştuğum Kürtler, seçimlerde bu sözden ötürü, Ağar'a oy vermeyeceklerini söylüyorlardı.

Sonuç malum...

                                 ***

Doğu ve Güneydoğu'da bir tek milletvekili olmayan CHP'nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu da, bir süre önce "Düz ovada siyaset" tarzı bir yol izledi. "Analar ağlamasın" diyor, esiyor gürlüyordu. Tayyip Erdoğan "analar ağlasın" istiyordu sanki...

Hoş, Erdoğan da o zaman başka gürlüyordu ya...

Tayyip Bey, "Kürt sorunu"nun çözümü noktasında, yeniden yön değiştirince, Kemal Kılıçdaroğlu "Düz ovada siyaset"i bırakıp, bambaşka bir kimliğe büründü. Güneydoğu'da kapı kapı "barış" için dolaşan o değilmiş gibi!

"Çözüm süreci"nde işler tıkırında gidiyor, her şey Tayyip Erdoğan'ın izlediği politikaların lehine işliyor.

Çağrı üzerine çağrı yapıyor Başbakan:

- Gelin sürece dahil olun!

MHP lideri Bahçeli'nin tavrı belli, çizgisini hiç değiştirmedi bugüne kadar. Kılıçdaroğlu ise, bırakın "çözüm süreci"ne destek olmayı, "köstek" olmak için ne gerekiyorsa yapıyor.

Diyor ki:

- Bilmediğimiz bir sürece nasıl dahil olacağız. Bilmediğimiz bir maceraya ortak olmak bizim sorumluluk anlayışımıza uymaz. 

Kılıçdaroğlu haklı, bilmiyor. Bilmek için sürekli kaçış halinde. 

Diyor ki:

- Başta Başbakan Erdoğan olmak üzere süreç hakkında açıklama yapan bütün AK Partili'ler ''Öcalan'la pazarlık yapmadık, süreç iyi gidiyor'' diyor. Süreç bu kadar başarılı gidiyorsa AKP, CHP'yi sürece niye dahil etsin? 

Sürecin başarılı gittiğini sadece AK Partililer söylemiyor. Gencecik fidanlar şehit düşmüyor aylarca. Evladı asker olan anne-babalar diken üstünde değil epeydir. Kan, gözyaşı hakim değil, bahar havası var Türkiye'de, barış rüzgarları esiyor.

Başbakan istiyor ki, bu işin destekçileri arasında CHP de olsun, MHP de olsun.. MHP az önce de dediğim gibi çizgisini koruyor, CHP ise AK Parti'nin hanesine yeni bir başarı yazılmasın diye kaçıyor.

Diyor ki:

-  Kürt meselesinin kalıcı çözümü için atılacak sağlıklı adımların hepsinin destekçisidir. Ama, bu çözüm sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi gerekmektedir. 

Muhteşem Yüzyıl'da Lütfü Paşa var, izliyor musunuz bilmiyorum. Şah Sultan'ın yanlışta ısrarına karşı sürekli "Ya sabır" diyor, sakallarını okşuyor. Kemal Kılıçdaroğlu da özellikle "Çözüm süreci"yle ilgili sabır çektiriyor bu millete...

Lütfü Paşa'nın sonu sır değil...

Vezir-i Azam o şimdilik...

Yıkılması ise an meselesi... 

Rüstem Paşa yola çıktı çünkü...

                           ***

Kemal Kılıçdaroğlu'nun da sonu yakın!

CHP'de henüz bir Rüstem Paşa ortaya çıkmadığı için, Kemal Bey'in CHP'deki Vezir-i Azam olma süreci uzuyor işte!

Hadi Özışık'ın Muhteşem Yüzyıl'daki Lütfü Paşa'yla ilgili dikkat çektiği o sahnelerden biri...