Kemal Kılıçdaroğlu İslam dünyası konuşmasında Karl Marx ve Bakara Suresi'nden atıflar yaptı
Kemal Kılıçdaroğlu Türk Ocakları İslam Dünyası Meseleleri ve Çözüm Yolları Sempozyumu konuşmasında din karşıtı görüşleriyle bilinen Karl Marx'a atıf yapması dikkat çekti. Kılıçdaroğlu sözlerinde Kur'an-ı Kerim'deki ayetlerden de alıntı yaptı.
Abone olCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Ocakları İslam Dünyası Meseleleri ve Çözüm Yolları Sempozyumu'na katıldı. Kılıçdaroğlu, "Bir ülkede adalet yoksa, adaletsizliğin çevresinde kayırmacılık, eşitsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, liyakatsizlik, yozlaşma, bağımlı yargı vardır" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Ocakları İslam Dünyası Meseleleri ve Çözüm Yolları Sempozyumu'nda konuştu.
Satırbaşları şöyle:
2016'da düzenlenen sempozyumda bir konuşma yapmış ve İslam dünyasındaki temel sorunların neler olduğuna dair düşüncelerime ve sorunların çözümüne ilişkin önermelerimi paylaşmıştım.
Böylesine önemli bir buluşmada önemli bir isimden alıntı yapmak istiyorum. Karl Marx, 'Filozoflar dünyayı çeşitli biçimde yorumlamışlardır. Oysa sorun onu değiştirmektir' der.
Bu cümlenin geniş yorumuna atfen şunu söylemeliyim. Sizlerle birlikte biz siyasetçilerin de öncelikli görevi ülkesini daha iyiye ve daha güzele doğru değiştirmektir. Sorunun nasıl çözüleceğine ilişkin önermelerde bulunmak, sorunu tespit etmek kadar önemlidir. Eğer sahip olduğumuz bilgiyi, var olan sorunları ortadan kaldırmaya dönük olarak yorumluyorsak bir başka soruna da kapı aralamış oluruz. Günümüz İslam Dünyasının sorunlarını bilmeli, hatta gerçeklikle yüzleşebilmeliyiz.
Bakara Suresi, 44. ayette Yahudi din adamlarına ithafen şöyle seslenilir: Siz insanlara gerçek iyilik, erdem ve dindarlığı tavsiye ederken kendinizi unutuyor, bundan muaf olduğunuzu sanıyorsunuz öyle mi? Aklınızı kullanmıyor musunuz?
Elbette burada hitap Yahudi din adamlarına yöneliktir. Ancak muhatabı tüm din adamları, tüm yönetici kadrolar, tüm insanlıktır.
İslam dünyasının güncel sorunlarına ve çözümlerine ilişkin önlemlerini, itirazlarını çok daha yüksek sesle dile getirmesi toplumsal barışımızın tesisi açısından bir zorunluluktur. İslam, kayırmacılığa, denetimsizliğe, otoriterliğe izin vermez. Bu bağlamda İslam hangi sistemle yönetildiğimize değil, nasıl yönetildiğimizle ilgilidir. Doğrudan nasıl yönetilmemiz gerektiğinin yanıtını da kendisi verir. İslam açısından kriter adaletle yönetilip, yönetilmediğimizdir. İslam tüm insanlığa adalet penceresinden bakar ve bakmamız gerektiğini bir şart olarak önümüze koyar. İslam'a göre herkes için ve her alanda tesis edilmemiş adalete adalet denilemez. İslam'ın öngördüğü adalette ama, fakat, ancak ile başlayan ve adaleti, adalet arayışını daraltan, erteleten cümlelere bahane ve gerekçelere yer yoktur. Bizler, İslam'ın temel değerlerini savunuyormuş gibi görünerek zenginliği, kayırmacılığı, özgürlüğü, denetimsizliği kendisine bahşeden, gerçek bağlamından kopartılarak sunulan sabır ve şükür tavsiyeleriyle de milyonlara yoksulluğu, dışlanmayı, baskıyı reva gören anlayışlara karşı adaleti savunmalıyız.