Kemal Kılıçdaroğlu ‘İkinci Yüzyıla Çağrı’ belgesini açıkladı! 'Şampiyonlar Ligi kadrosu hazır!'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bekle Erdoğan, sen de bekle dünya" diye günlerdir duyurusunu yaptığı İkinci Yüzyıla Çağrı Buluşması'nda iktidara geldiklerinde uygulayacakları ekonomi programını açıkladı. Açılış konuşmasını yapan Kemal Kılıçdaroğlu daha sonra sözü vizyon belgesinin hazırlanmasında katkısı olan isimlere söz verdi.
Abone olCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda İkinci Yüzyıla Çağrı Buluşması'nda 2023 seçimleri için vizyon belgesini açıkladı. Kılıçdaroğlu açılış konuşmasını gerçekleştirdi. 'İktidar' sloganlarıyla sahneye çıkan Kılıçdaroğlu, "O da olacak. Sabırla olacak. Her şey bu ülkede çok ama çok güzel olacak" yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
- Önce herkese merhaba. Sizin kadar en az ben de heyecanlıyım. Size bugün bir çerçeve çizmek istiyorum. Asıl konuşmamı kapanışta yapacağım.
- Bugün sizleri Türkiye için uyanmanın ve ayağa kalkmanın vizyonunu ortaya koymak için davet ettik. Bugün burada halkımızdan ne için oy isteyeceğimizi öğreneceksiniz.
Krizden hep birlikte çıkacağız
- Sadece bir adaya başka bir tek adama bir zümrenin çıkarına asla oy istemeyeceksiniz. Oyu herkes için daha iyi bir yaşama yeni bir Türkiye hayaline yeni bir siyaset kültürüne oy isteyeceksiniz. İşte bu yeni sistemi bugün açıklıyorum.
- Bugün dinleyeceğiniz sadece bir krizden çıkma programı olmayacak. Krizden alnımızın akıyla ve hep birlikte çıkacağız. Asıl zor olan ülkenin yeniden bir yapısal krize girmesini kalıcı olarak engellemek.
- Sürekli aynı girdaba düşen halkımız ekonomik ve sosyal olarak dayanılmaz acılar çekti. Bugün ülkenin kaderini değiştirme günüdür. Bunun için yönetim anlayışımızı kökten değiştirmeliyiz.
Tek adam rejimi bitsin
- Ancak bunun çaresi mevcut tek adam gitsin, başka bir tek adam gelsin değilsindir. Tek adam gitsin mi? Evet gitsin. Tek adam rejimi bitsin mi? Evet bitsin.
- Ancak yerine çalışan yeni bir sistem gelsin. Yeni bir tek adam aramıyoruz. Bugün bizden bambaşka bir sistemin altyapısını dinleyeceksiniz.
Kurumları yeniden inşa edilmiş Türkiye!
- Cumhuriyetin ikinci yüzyılı bir daha artık böyle acımasız adaletsiz ve kutuplaşmış dönemler yaşamayacak. ülkemizin üzerine çöken kara bulutları dağıtıp Türkiye’yi çağdaş uygarlığa ulaştırma ve onu aşma kararlılığını bugün bir adım daha ileriye taşıyoruz.
- Türkiye’yi kurumları yeniden inşa edilmiş, sistemi yasal çerçeveye oturtulmuş, bölgesinde barışın ve refahın merkezi haline gelmiş bir Türkiye inşa edeceğiz.
Mesele hükümeti devralmak değil
- Meselemiz sadece hükümeti devralma meselesi değildir Mesele Mustafa Kemal Atatürk’ün o büyük hayaline sahip çıkmaktır. Ve onun vizyonunu tam anlamıyla hayata getirmek. İnşallah bize nasip olacak.
70 kişiden oluşan bir ekip...
- Bugün yepyeni bir güç birliği ile tanışacaksınız. 70 kişiden oluşan büyük bir güç birliğinden söz ediyorum.
-Bu 70 değerli isim ne bir kişi, ne parti, ne de iktidar için çalışacaklar onlar vatanları için çalışacaklar. Çünkü Bay Kemal olmak böyle bir şey. Çünkü benim işim birleştirmektir.
Bay Kemal asla geri adım atmaz!
- Ne derlerse desinler inandığım vizyon yolculuğundan asla geri adım atmayacağım. Çünkü ne istediğimi ve bu yolun nereye varacağını daha başlarken biliyordum. Hepiniz şuna inanın Bay Kemal çıktığı yoldan asla geri adım atmaz.
- Kısa bir süre sonra da Almanya’ya gideceğim. Seyahatlerimde ve sonrasında bahsettiğim bu 70 değerli isimle tek tek görüştüm.
- Onları siyaset üstü güç birliğine katılmaları için davet ettim. Elimizde üç büyük güç var, bize inanan halkımız, siyasi gücümüz ve dostlarımızla kurduğumuz siyaset üst güç birliğimiz. Bizler siyasi ve siyaset üstü, rozetli veya rozetsiz unutmayın hepimiz ülke için vatan için birlikteyiz.
Devlet 7 gün 24 saat çalışacak
- Bu değerli 70 kişi, Türkiye için 24 saat çalışan bir güç birliği olacak. Devlet 7 gün 24 saat çalışacak.
- Zamanın mekanın enlemlerin boylamların ötesinde kesintisiz üreten bir Türkiye’yi şimdiden inşa etmeye başlıyorum.
- Bu 70 değerli isim ne bir kişi için ne bir parti ne de iktidar için çalışacaklar. Onlar vatanları için çalışacaklar. Çünkü Bay Kemal olmak böyle bir şey.
- Çünkü benim işim birleştirmek, sistemi kurmak, sistemi çalıştırmaktır. Benim işim o istemi kalıcı kılmaktır.
- Bugün bizimle birlikte ülkeyi dönüştürmeye cesaret edenleri huzurunuza çağıracağız. Sonra ben adım adım yapacaklarımızı anlatacağım.
Kılıçdaroğlu ülkesini bir dönüşümden geçirecek
Toplantıda daha sonra Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanlığına getirilen ABD’li yazar, ekonomist Jeremy Rifkin konuştu. Jeremy Rifkin'in açıklamalarından ne çıkanlar şöyle:
- Türkiye’deki değerli dostlarım merhaba sayın Kılıçdaroğlu ve ekibiyle çalışıyor olmak benim için heyecan verici olacak. Bilimsel teknik ve ekonomik girdi sağlayacağım ben ve Türkiye’nin kapsamlı bir yol haritası oluşturmasına yardımcı olacağım ve bu şekilde Kılıçdaroğlu ülkesini bir dönüşümden geçirecek. Bu bir sanayi dönüşümü ve sıfır karbon emisyonu içeriyor.
- Benim ekibin AB’de temel mimari görevlerde yol aldı. İklim değişikliği gibi konularda da görev aldık. Birleşik devletlerde de benzer roller üstlendik. Size katılmak çok güzel. Sayın Acemoğlu ile çalışıyor olmak bana mutluluk verecek.
Rifkin'in sunumu sırasında Selvi Kılıçdaroğlu'nun
uyuya kalması kameralara yakalandı.
Toplantıda daha sonra Faik Öztrak, Hacer Faggo, Hakan Kara, Refet Gürkaynak birer sonum yaptı.
Chp sözcüsü Öztrak: Merkez'in başında dünyada saygı duyulan bir ismi atayacağız
Rifkin'in ardından ise sahneye CHP Sözcüsü Faik Öztrak çıktı. Öztrak, konuşmasında "Cinsiyet eşitsizlikleriyle etkin şekilde mücadele edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden yürürlüğe sokacağız. Ülkemizi hak ettiği zenginliğe mutlaka kavuşacağız. 40 bin kilometreden fazla yol yaptık, meslek örgütleriyle konuştuk. Yeni nesil kalkınma stratejimizi hazırladık, ekonomideki büyük yangını gördük. Ülkemizi önce feraha sonra refaha kavuşturacak programın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha tespit ettik. Kısa sürede ferahlamak için yanlış ekonomi politikalarının neden olduğu belirsizlik çarkını kırmamız, ülkemizin olağanüstü yüksek risk primini aşağı çekmemiz gerekiyor. Bunun için önce Merkez Bankası'nın başına tüm dünyanın saygı duyduğu bir ismi atayacağız, MB'nin hedefi enflasyonu kalıcı olarak tek haneye indirmek olacak. MB'nin bağımsızlığını güvence altına alacak yasal düzenlemeleri yapacağız." ifadelerini kullandı.
Hacer Foggo: İlk hedefimiz yoksulluğu kökten bitirmek olacak
Öztrak'ın açıklamalarının ardından kürsüye CHP Yoksulluk ve Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo geldi. Foggo ise "Türkiye tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor. Yokluğu da varlığı da birlikte yaşadık ve atlattık. Son 20 yıldır Türkiye'de gittikçe derinleşen yoksulluk adaletsizliğe yol açıyor. Zenginin daha zengin yoksulun ise daha yoksul olduğu ve bunun doğal karşılandığı bir zamanın içindeyiz. Bu memlekette eşitsizlik bu kadar derin ve yakıcı olmamıştı. Çünkü bu memleket bu kadar umursamaz bu kadar kötü bir yönetim anlayışıyla karşılaşmadı. Bu adaletsiz sisteme karşı CHP iktidarının ilk hedefi yoksulluğu kökten bitirmek olacak" dedi.
Eski Tcmb başekonomisti Kara: Geçmişten ders almak gerekiyor
Foggo'dan sonra eski TCMB başekonomisti Hakan Kara konuşmasına başladı. Ankara'dan canlı bağlantı ile salona seslenen Kara, konuşmasında şunları söyledi: "Yoksullukla mücadele için kaynak gerekiyor. Sürdürülebilir bir büyüme, gelir artışı lazım. Ayağı yere basan bir makro çerçeve oraya koymak gerekiyor. Önümüzdeki dönemde bir makro istikrar programının ana bileşenleri, özellikle makro finansal taraftan bakılınca nasıl olmalı, teknik görüşlerimi dile getireceğim. Geçmişten ders alıp, geleceğe yönelik politikaları tasarlamak gerekiyor. Türkiye'nin önemli bir deneyimi var. 2001 krizi sonrası uygulanan politikalar. Bu politikalardan alınabilecek dersleri anlatıp, Türkiye'ye özgü, makro finansal tasarım nasıl oluşturulabilir, buna ilişkin görüşlerimi açıklamak istiyorum. 21. yüzyılda ekonomi politikası deneyimi deyince, arka planda MB'nin de başrolde olduğu bir kronoloji de benim aklıma geliyor. 2001 sonrası bir enflasyon hedeflemesi uygulandı. Bağımsız para politikası ve MB'nin kısa vadeli faizleri temel araç olarak kullandığı, buna da sıkı bütçe politikasının, faiz için fazla ile eşlik ettiği bir program vardı. Küresel kriz sonrasında yaklaşım değişmeye başladı. Finansal istikrar vurgusu öne çıkmaya başladı. Ama arka planda MB'nin faiz politikası üzerindeki kısıtlar o dönemde başlamıştı. Para politikasının önemsizleştirilmesi diye tanımladığım dönem var sonrasında."
Gürkaynak: Enflasyon ile büyümek isteyenler çuvalladı
Kara'nın ardından sözü Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Refer Gürkaynak aldı. Kaynak, konuşmasında şunları söyledi: "Bazen Türkiye'de olup biten şeyleri dünyanın bize bir tezahürü olarak anlatmaya çalışıyorlar. Bunlar bize enflasyon veyahut fakirlik Türkiye'ye olan şeyler deme yolları. Bu sorumluluğu bizden atıyor, belki biraz içimizi rahatlatıyor ama diğer yandan da bunu değiştirme yetkisini de elimizden alıyor. Halbuki böyle değil. Türkiye her ülke gibi bir ülke. Enflasyonun bu kadar yüksek olmasının nedeni adının Türkiye olması, şu enlem bu boylamda olmasından kaynaklanmıyor. Etrafımızda olan biten bizi de etkiliyor. Bunlar tabii doğru ama en nihayetinde Rüzgârda savrulan bir yaprak değiliz. Bu ülkede ne olup bittiğine dahil bu ülkenin insanları olarak söz sahibiyiz. Ve bunun sorumluluğunu almak zorundayız. Bu enflasyon bizim yaptığımız bir şey. Dünyanın her yerinde olduğu gibi kötü politikalar kötü, iyi politikalar iyi sonuçlar doğuruyor. Dünyanın hiçbir yerinde işe yaramayacak politikalar Türkiye'de de yaramıyor. Buna da şaşırmamak lazım. Türkiye'de açık bir ırkçılıkla 'burası Uganda mı' cümlesinde geçen Uganda'nın enflasyonun ile Türkiye'nin enflasyonu. Enflasyonu düşürmüşler ve yükselmemiş. Umarım Ugandalı dostlarımız da Türkiye ile alay etmiyordur. Enflasyona genel bir kötü yönetim göstergesi. Enflasyon bir vergi. Birilerinden alıp veriyor. En adi en aşağılık vergilerden birisi. Zenginden alır fakire verir. Enflasyon ile büyümek isteyenler çuvalladı. Böyle bir şey yok. Hiç olmadı."
Prof. dr. Akçiğit: Orta ölçekli firmaların büyümesi gerekiyor
İstihdam politikaları konusunda söz alan Chicago Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, şunları söyledi: "Türkiye'de büyük firmalara verilen desteklerin %1'i orta büyüklükteki firmalara verilseydi, ekonomiye katkısı iki katına çıkacaktı. Türkiye'de desteklerin etki analizi yapılmadığı için faydası az oluyor. Türkiye'deki ArGe harcamalarının GSMH'ya oranı, OECD ülkelerin çok çok arkasında. Biz OECD ülkelerine yakınsamayı beklerken, bu kadar yetersiz harcamayla onlara yakınsamamız mümkün değil. Türkiye'de ArGe harcamalarının düşük olmasında olay, kamunun verdiği destek miktarı değil, başka yerde yatıyor. Firmalarımız Türkiye'de genel olarak küçük. Ulusal şampiyonlar yaratabilmemiz için orta ölçekli firmaların büyümesi gerekiyor. Her yere destek verirsek olmaz, eldeki kaynakları orta ölçekli firmalara aktarsak, ortaya çok daha fazla istihdam çıkacak."
Chp genel sekreteri Böke: üretimimizi değiştirmeye geliyoruz
CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke partisinin ekonomi politikalarına ilişkin şu açıklamaları yaptı: "Türkiye'yi Cumhuriyet'imizin ikinci yüzyılında kalkındıracağız. Toplumun tüm kesimleri hep birlikte zenginleşeceğiz. Üretimi dönüştüreceğiz. Bugün ekonomi ranta dayanıyor. Dönüştürdüğümüzde üretken yatırımlara dayanacak. Bugün ekonomi ağır bir sömürü düzeni içinde yürüyor, yarın kalkınma olacak. Bugün vergi yükü halkın omzuna, sırtına bırakılmış vaziyette, yarın adaletli bir vergi reformu olacak, daha çok kazananın daha çok vergi ödediği adil bir düzen kurulacak. Üretimimizi değiştirmeye geliyoruz. Yeşil dönüşümle üretimimizi dönüştürdüğümüzde Avrupa'nın sınırında Avrupalıya vergi ödemeyeceğiz. Her yıl o 3 milyar Euro Türkiye'ye kalacak ve üretim, istihdam yaratacak. Biz yeni bir kamucu anlayışla yönetmeye geliyoruz. Her şeyin önüne kamu yararını koyacağız. Bu esnada piyasa aksaklıkları varsa onları mutlaka gidereceğiz. Verimliliği hedefleyeceğiz. Teknolojinin toplumda eşit erişimini ve yaygın kullanımını hedefleyeceğiz. Yeteneklere, insanına yatırım yapan yeni bir kamucu anlayışla geliyoruz. Biz geldiğimizde kamuda temiz ihale dönemi başlayacak. 'Kaynağımız var' dememiz boşuna değil. Kamu kaynakları Kamu-Özel İşbirliği Projeleri adı altında yandaşa aktarılmayacak. Kamunun kaynakları yolsuzluk içeren ihaleler dağıtılmayacak. Kamunun parası kamuda, halkta kalacak."