Kemal Kılıçdaroğlu Finlandiya ve İsveç konusunda Türkiye'nin yaptığı anlaşmaya tepki göstererek "İki ülkenin NATO’ya girişiyle ilgili ‘Asla giremezler’ dedin, gittin bastın imzayı, çıktın geldin?" dedi.
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Haymana Muhtarlar ve Kanaat Önderleri Buluşması"nda konuştu. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından başlıklar şöyle:
"Gençler kırsalda kalmıyor. Geçinemiyorlar, neden kalsın? Gençlerin kırsalda kalması için özel politikalar geliştirmek lazım.
Çiftçilerle ilgili bizim 10 maddemiz var. TARSİM bir kanun var. İyi düzenlenmemiş. Doğal afetlerde hakkınız olanı alamıyorsunuz. Kanun çıkarırken en azından ziraat odalarının görüşü alınmalı.
Bizim sözümüz var. Allah nasip eder sizlerin oylarıyla iktidar olursak ilk bir hafta içinde çiftçilerin borçlarının faizini sıfırlayacağız.
Allah’ın güneşi bedava kardeşim! Santrali kuracaksın, elektriği elde edeceksin. Bunu söyleyince itiraz ettiler. Almanya, Hollanda yapıyor sen niye yapmıyorsun? Kooperatifler şeklinde örgütlenecek.
Bunun için cebimizden para da çıkmayacak. Pek çok kuruluş gelip bunu yapmaya hazır zaten. Denizli’de bir belediyemiz yapıyor, küçük bir belediye. Devlet akılla yönetilir, devlet liyakatle yönetilir. Devlet israfla yönetilmez, israf haramdır. Muhtarlık kurum olarak güçlendirildikçe demokrasi güçlendirilmiş olur.
Bir muhtarlık kanuna ihtiyacımız var. 82 ayrı kanunda muhtar adı geçer. Bir muhtarlık temel kanununun çıkması lazım. Muhtarlığı kamu kurumu olarak kabul etmiyor bugünkü mevzuat.
Türkiye bölgesinde de dünyada da itibarlı bir ülke olmak zorundadır. Dış politika bu bağlamda çok önemlidir. Dışarıya karşı sözü dinlenen bir Türkiye olmak zorundadır.
Bu ülkenin tarihi sıradan bir tarih değildir. Milli Kurtuluş Savaşı’nı verdikten sonra bütün İslam dünyasının kurtuluş savaşı verdiğini görüyorsunuz.
Biz cumhuriyeti kurduk. O devletlerin tamamı cumhuriyet oldular. Bir politikacı dış politikayla ilgili konuşurken boğazında 9 düğüm olduğunu unutmamalı. İç politikada olduğu gibi yüksek perdeden atmamalı.
'Ey Suriye ben geliyorum'. Bu iş konuşarak olmaz ki. Rahmetli Ecevit ile Erbakan çıkıp 'Ey Yunanistan biz Kıbrıs'a geliyoruz' demediler. O davranış mı doğru?
18 ada işgal edildiğinde Lozan Anlaşmasına göre silahlanmaması gereken adalar silahlanırken ben 2017 yılında 'Niye bir tek laf söylemiyorsun?' derken kimsenin gıkı çıkmadı. İyi de sen neredeydin? Yeni mi öğrendin sen bunu? Dış işleri farklı bir şeydir. Derin diplomasi diye ayrı bir şey vardır. Bu işi diplomatlar götürür, son sözü politikacılar söyler.
İki ülkenin NATO’ya girişiyle ilgili ‘Asla giremezler’ dedin, gittin bastın imzayı, çıktın geldin?