BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  GÜNCEL

Kemal Çapraz Sezer'i vetoya çağırdı

TMSF'nin elinde bulunan medya kuruluşları yasal düzenleme ile yabancı sermayeye açıldı. Basın Birliği Derneği Genel Başkanı Kemal Çapraz bu durumu protesto etti.

Abone ol

Basın Birliği Derneği Genel Başkanı Kemal Çapraz yabancıların medyaya ortak olmasının sakıncalarını açıkladı. Yeni düzenlemeyi protesto eden Çapraz görüşlerini şöyle açıkladı: Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) iştirakleri ile yönetim ve denetimi devralınan şirketlerin satışını kolaylaştıran yasal düzenleme, yabancı sermayeye medya sektörünün kapılarını da açtı. RTÜK Yasası’nın bir maddesinde apar topar yapılan bu değişiklikle yabancıların Türkiye’de radyo ve televizyon sahibi olmaları önündeki bütün engeller kaldırıldı. Kaynağı kimden ve nereden gelirse gelsin, Türk ve Türkiye’nin düşmanları dahil, isteyen herkes ülkemizde radyo ve televizyon yayıncılığı yapabilecek. 3-5 televizyon ve radyonun dışında zaten ekonomik olarak çıkmazda olan yayıncı kuruluşlarımız, yabancıların kurt kapanına düşecekler. 1 Nisan 2005’te yürürlüğe girecek Yeni Türk Ceza Kanunu ile zaten zor bir döneme başlayacak olan Türk basını Meclis’te kabul edilen bu yasa ile iyice milli olma vasfını yitirecektir. Ömrünü düşmanlarımızla savaşmakla geçirmiş Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Basın milletin müşterek sesidir” sözü kağıt üzerinde kalacak ve basın milletin müşterek sesi olmaktan çıkacaktır. Çok acıdır ki, eğer bu yasa uygulamaya geçerse, basın Türk milletinin değil, parayı veren yabancıların, hatta hatta düşmanlarımızın bile sesi olacaktır. Yabancıların Türkiye’de radyo ve televizyon sahibi olmasına izin verilmekle, aynı zamanda MOSSAD’ın, CIA’nın ve akla gelebilecek bütün yabancı istihbarat örgütleri ile Türkiye düşmanlarının, Türk halkının ve Türk ailesinin içine girmesine izin verilmiş demektir. Türk gençleri yabancı sermayenin beslediği televizyonların ve radyoların saçacağı zehirlerle karşı karşıya kalacaktır. Türkiye’de bölücülük, terör ve ayrımcılık körüklenecektir. RTÜK bunları denetleyecek denilebilir. O zaman da RTÜK yasakçı olmakla suçlanacak ve Türk gençlerini zehirleyen bu kuruluşlara karşı hiçbir yaptırım kalmayacak. Temennimiz Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer’in bu yasayı bir kere daha görüşülmek üzere Meclis’e iade etmesi ve Meclis’te tekrar görüşülürken de milletvekillerinin sağduyulu davranıp bu yasayı kabul etmemeleridir. Aksi takdirde bu yasayı hazırlayanları ve kabul oyu verenleri tarih affetmeyecektir.