BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,69
ALTIN 2.968,18
HABER /  GÜNCEL

KDV ürünlerinde indirime gidiliyor

Şener, bazı zorunlu ihtiyaç maddelerinde KDV oranlarının gözden geçirileceğini söyledi.

Abone ol

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, devletin finans ihtiyacındaki düşüşe bağlı olarak, KDV oranlarının düşürülmesinin, hükümetin temel hedefleri arasında olduğunu söyledi. Şener, Jale Tezer İlköğretim Okulu'nda öğrencilerle söyleşiye katıldı ve öğrencilerin sorularına esprili yanıtlar verdi. Şener, KDV oranlarının düşürülmesiyle ilgili bir soru üzerine, bu konuda dün Maliye Bakanı'nın bir açıklama yaptığını hatırlatarak, bazı zorunlu ihtiyaç maddelerinde KDV oranlarının gözden geçirileceğini söyledi. ''Annan Planı hakkında ne düşünüyorsunuz'' şeklindeki bir soru üzerine de Şener, Kıbrıs'ta yeni bir hükümetin kurulduğunu hatırlatarak, Annan Planı bazında Kıbrıs sorununun müzakere edilmesinin hem Kıbrıs'ta kurulan hükümetin hem de Türkiye'nin bakış açısına uygun olduğunu kaydetti. Şener, ''Annan Planı tamamiyle iyidir veya tamamiyle iyi değildir'' şeklindeki bir değer yargısı ortaya koymak yerine, ''Kıbrıs'ta bir problem vardır, bu problemin çözülmesi gerekir'' şeklinde bir anlayış gerektiğini söyledi. Şener, bu problemde iki tarafın bulunduğunu ve problemin çözümü için iki tarafın da adım atması gerektiğini vurgularken, ''Biz, (Annan planı baz alınmak suretiyle, bu plan üzerinden görüşmeler, müzakereler, başlatılabilir, buradan sonuca ulaşmaya çalışılabilir) diyoruz'' dedi. Şener, ekonomik krizle ilgili bir soru üzerine, ekonomik krizlerin herkesi etkilediğini ve bu nedenle herkesin gündeminde olduğunu belirterek, ''Ancak şu anda Türkiye'nin gündeminde ekonomik kriz yok. Ekonomik kriz bitti, geçmişte kaldı. Geleceğin Türkiyesi'nde de yaşamayacağız'' dedi. Suriye ile ilişkilerle ilgili bir soru üzerine Şener, bir ülkenin komşularıyla ticarette başarılı olamaması halinde uluslararası ticarette de başarılı olamayacağına dikkati çekti. AB ülkelerinin dış ticaretlerinin yarısını komşu ülkelerle gerçekleştirdiğine, Türkiye'nin ise ticaretinin sadece yüzde 10'unu komşu ülkelerle yaptığına işaret eden Şener, şöyle devam etti: ''Önümüzdeki süreçte politikamız, komşu ülkelerle iyi geçinmek, mümkün olduğunca çok ticaret yapmak, oradan dünya ticaretine güçlü olarak açılmak. Burada karşı tarafın da attığı adımların önemi var. Daha önce olumsuz tavırlar vardı Suriye ile bunların hepsi Suriye tarafından da aşıldı. Sadece Suriye ile değil bütün komşularımızla ilişkilerin süratle düzeleceğine ve Türkiye'nin 115 milyar dolarlık ticaret hacmini kısa zamanda 2-3'e katlayacağına inanıyorum.'' Şener, ''IMF'ye borcunuz var mı'' şeklindeki bir başka soru üzerine de, hükümetlerin zaman zaman zor durumda kaldığında IMF ile stand-by anlaşması yaptığını ve kredi aldığını kaydetti. Türkiye'nin de IMF'nin ortağı olan bir ülke olduğunu hatırlatan Şener, Türkiye'nin kredi niteliğinde borç olarak aldığı paralar bulunduğunu ve 2004, 2005 ve 2006 yıllarında bu kredinin geri ödeneceğini söyledi. ''ÜNİVERSİTE HOCASI OLMAK İÇİN, MİRASYEDİ OLMAK GEREKİR'' Şener, ''Neden siyasete atıldınız'' şeklindeki bir soruya yanıt verirken, hayatı boyunca, kitap, gazete ve dergi okumayı, uluslararası toplantılara katılmayı istediğini ancak, üniversiteden alınan maaşlarla bunu gerçekleştirmenin mümkün olmadığını kaydetti. ''Üniversite hocası veya bilimadamı olmak için mirasyedi olmak gerekir'' düşüncesinde olduğunu aktaran Şener, üniversitedeyken çok taşındığını ve bu taşınmalar sırasında bilime verdiği ara yüzünden üzüldüğünü ve erken seçim kararı açıklandığında aday olduğunu ve seçildiğini anlattı. ''Böyle düşünüyorsanız, üniversite hocalarının maaşlarını neden arttırmıyorsunuz?'' şeklindeki bir başka soru üzerine de Şener, Türkiye'de 2 milyona yakın memurun bulunduğunu ve memurlar arasında üniversite hocalarının yanı sıra doktor, mühendis gibi pek çok kadronun yer aldığını ve memur maaşları konusunda da belli bir skalanın uygulandığını, bir meslek grubuna torpil yapmanın diğerlerine haksızlık olacağını ve maaşların bütçe imkanları çerçevesinde belirlendiğini anlattı. ''Eğitim hayatınızda hedeflerinize ulaştınız mı'' şeklindeki bir başka soru üzerine de Şener, kendisinin kitapları çok sevmesi nedeniyle çocukluğundan beri üniversitede hoca olmak istediğini ve bunu gerçekleştirdiğini, daha sonra bir ara staj dönemi olarak politikaya atıldığını ancak, bu staj döneminin halen sürdüğünü kaydetti. Abdüllatif Şener, ''En çok hangi dersleri severdiniz'' şeklindeki soru üzerine öncelikle edebiyatı ve tarihi sevdiğini söyledi. ''Yoğun tempo içinde çocuklarınızla ilgilenebiliyor musunuz'' şeklindeki bir başka soru üzerine de Şener, bakanlık ve siyasette mesai saati olmadığını ve bu nedenle eve ve çocuklara yeteri kadar zaman ayıramadığını, ancak bir süreden beri kendi zamanını ikiye böldüğünü ve çocuklarına vakit ayırdığını anlattı. Çocukları ile pinpon oynadığını, sinemaya gittiğini ifade eden Şener, ancak filmler konusunda çocukları ile zevklerinin uyuşmadığını söyledi. ''İlkokulda diploma notunuz kaçtı'' şeklindeki bir soru üzerine de Şener, performansının sınıflar ilerledikçe arttığını, liseye kadar iyi ile geçtiğini, lise sonda ise okul birincisi olduğunu belirtti. Şener, SBF'de not ortalamasının 10 üzerinden 7.5 olduğunu kaydederek, doktorasını ise pekiyi ile tamamladığını söyledi. AŞK HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ ''Çocuk, sınıf, aşk kelimeleri size neyi çağrıştırır?'' sorusuna da Şener, çocuk kelimesinin 0-14 yaş arasını kapsadığını ve Türkiye'nin bu durumda 20-21 milyon vatandaşı olduğunu ve ülkenin geleceği, umudu olduğunu kaydetti. Şener, çocuk kelimesinin aynı zamanda sevgi, hayata bağlılık, yaşama sevinci anlamına geldiğini de söyledi. Sınıf kelimesinin, eğitim yaşındaki nüfusun hayata hazırlandığı, bilgi birikimini kazandığı yer olarak tanımlayan Şener, aşk kelimesinin çok köklü bir kelime olduğunu kaydetti. Şener, aşk konusunda Mevlana'nın ''Aşksız geçen ömrü ömür saymamalı'', Fuzuli'nin ''Hayatta tek gerçek şey aşk, ilim ise aşk karşısında bir dedikodudan ibaret'' sözlerini hatırlattı. ''Eşinize aşık mısınız?'' şeklindeki bir diğer soruyu da Şener, bu konudaki bir soruyu daha önce yanıtladığını ve yanlış anlaşıldığını anlatırken, bu konuda eşi ile kendisinin sevgi kelimesini kullanma konusunda fikir birliği içinde olduklarını söyledi. Şener, öğrencilerin isteği üzerine bir de şiir okudu.