28 Şubat tutuklusu albayın iddiası çok konuşulacak. Yeni yargı paketinin KCK'lıların serbest kalmasını sağladığını ifade etti. Sözlerini de bir iddia ile destekledi.
Abone ol28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanan Emekli Sosyolog Albay Alican Türk, yeni yargı paketinin KCK tutuklulularını serbest bıraktığını iddia etti ve iddiasını da şu sözlerle destekledi; "Tahliye olurken koridorda karşılaştığı komutana 'Daha çoook yatarsınız' demiş"
Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk, tutuklu albayın açıklamalarını şöyle kaleme alıyor;
28 Şubat soruşturması kapsamında ilk tutuklamalar 12 Nisan 2012’de başlamıştı. Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında şu anda 75’i asker, 1’i sivil olmak üzere 76 kişi tutuklu. İddianamenin ne zaman sonuçlandırılıp, mahkemeye sunulacağı henüz belli değil. İddianamenin gecikmesi ister istemez, “Tutukluluğun cezaya dönüştüğü” eleştirilerine yol açacaktır.
Emekli Sosyolog Albay Alican Türk, “28 Şubat tutuklusu” olarak Sincan F Tipi Cezaevi’nde tutuluyor. 4. Yargı paketinin tartışıldığı günlerde, KCK tutuklularının önemli bir bölümünün yeni yasal düzenlemeden yararlanamayacağı belirtilmişti.
Emekli Albay Alican Türk, “yalan” diyor ve Sincan Cezaevi’nde yaşanan olayı şöyle aktarıyor:
“Yalan!.. Çünkü Sincan’daki bütün KCK’lılar tahliye oldu bile… Üstelik giderken koridorda karşılaştıkları tutuklu bir komutanıma da takılmadan edememişler:
- Ohoo, siz daha çook yatarsınız! Bizim arkamızda siyasi güç var, ya sizin?..”
GENELKURMAY'DAN VERİLEN CEVAP
Genelkurmay Başkanlığı yetkilileri, şu anda cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlü askerlerin, avukatlarının istedikleri belgeleri en kısa sürede bulup gönderildiğini belirtiyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in de bu konuda talimatı olduğunu kaydediyorlar. Ancak bugün her belgeye erişmek de mümkün gözükmüyor. Genelkurmay Başkanlığı’nın bir sanık avukatına verdiği cevabı, tutuklu komutanın mektubundan okuyalım:
“28 Şubat tutuklusu bir generalin avukatına, döneme ilişkin olarak Genelkurmay Başkanlığı’ndan istediği belgeler konusunda verilen 9 Ekim 2012 tarihli cevabı dikkatinize sunuyorum. ‘Talepte bulunulan bilgi ve belgelerin 1997 ve müteakip birkaç yıla ait olması, Türk Silahlı Kuvvetleri Arşiv Yönergesi mucibince kategorilerine göre 5 veya 10 yıl saklandıktan sonra imha edilmiş olmasından dolayı döneme ait evrakın büyük bir kısmına erişilememektedir.”
Askerlerin bir başka sıkıntısı daha var. Genelkurmay’dan belge istedikleri zaman belge verip vermeme konusunda önce Cumhuriyet Savcılığı’na soruluyor. Savcının onayı olmadan istenen belgeler verilmiyor. Bu konuda, avukatların elinde de Genelkurmay’ın yazıları bulunuyor.
GENELKURMAY'A GİRİŞİMİZ YASAK
70 yaşındaki tutuklu emekli Tuğgeneral Metin Yaşar Yükselen de hemen her komutan gibi “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na, Cumhuriyetin temel ilkelerine, büyük önder ve değişmez Başkomutanımız Atatürk’ün ilkelerine bağlı, askerlik kural, prensip ve usullerine bağlılığını” vurguluyor. 28 Şubat sürecinde askerlerin tutuklu olmalarının gerekçelerinden birinin “delillerin karartılabileceği” olduğu belirtiliyor. Peki karartabilirler mi? Bunu da aynı komutanın mektubundan okuyalım:
“Bunca yıl sonra hangi delili nerede bulup karartacağız? Emrimizde çalışmış arkadaşları ziyaret için bile bizleri Genelkurmay karargahına almıyorlardı.”
Mamak Askeri Cezaevi’nden yazan “Tutuklu bir Türk Subayı”, Atatürk’ün 31 Temmuz 1920’de Afyonkarahisar’daki “Subay için ‘ya istiklal, ya ölüm’ vardır. Fakat arkadaşlar ölmeyeceğiz, bağımsızlığımızı muhafaza ederek yaşayacağız ve milletimizi daima bağımsız görmekle bahtiyar olacağız” sözlerini anımsatıyor, “İşte, biz cezaevlerinde bulunan tutuklu subayların, istediği tek şey de, uğruna canımızı seve seve feda etmeye her zaman hazır olduğumuz ulusumuzu daima bağımsız görmekten fazlası değildir” diyor.
BAĞIŞLANMAYI BEKLİYORUZ
Tutuklu askerlerin en büyük öfkesi, teröristbaşı Abdullah Öcalan’a af çıkarılırsa buna kendilerinin de dahil edileceğine ilişkin yorumlaradır. Onlar da ortak mektubunda şunları yazıyorlar:
“Hiçbirimiz acındırılmayı, bağışlanmayı ve affedilmeyi beklemiyoruz. Beklediğimiz, kısa sürede mahkemeye çıkıp aklanmamızdır. Aklanacağız da! Tutuklular, sağlık ve yaş nedenini belirtip tahliye istemeyecek kadar sabırlı ve onurludur. Sabrımız; suskunluğumuzla, yasal uygulamalarımızla ve ülkeye olan sevdamız ile daha da çelikleşti.
Biz, mevcut Cumhuriyeti, olmazsa olmaz değerleri ile korumak ve kollama içinde olurken; Cumhuriyet’in değerlerini yozlaştırıp, kenara atıp yeni bir İslami yönetim tarzını benimseyerek rejimi değiştirme arzusunda bulunanların karşısında olduk olacağız da. Bizim için önemli olan Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in bekasıdır. Gerisi teferruattır. Sincan’da, Mamak’ta, Hasdal’da, Maltepe’de, Silivri’de TSK mensuplarının bu bilinç içinde olduklarını asla unutmayınız.”
Askerlerin her mektubu, “iddianamenin bir an önce hazırlanıp mahkemeye sunulması” dileğiyle son buluyor. Tutuklulukta geçen sürenin bir yılı doldurması ve iddianamenin hazırlanamamasını Türkiye Emekli Subaylar Derneği de (TESUD) adliye önünde protesto etti. Bu da, emekli subayların ilk eylemi oldu.